ANKARA FARKI

CHP’li Gürer: Türkiye tarımsal deprem yaşıyor

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer yaşanan don olayının zincirleme şekilde ekonomide olumsuzluklar yaratacağını söyledi. İstihdam sorununun bu olumsuzlukların başında geldiğini belirten Gürer, “Deprem oldu, can kaybımız yok. Türkiye tam bir tarımsal deprem yaşıyor” dedi.
Sitede oku
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik'le Ankara Farkı programının konuğu oldu. Gürer programda, çiftçilerin durumunu ve ekonominin gidişatını değerlendirdi. Gürer, şunları söyledi:

‘Tarım milli güvenlik sorunu’

“İklim değişikliklerinin olacağı belliydi. Meteoroloji denen bir şey var. Türkiye’de en az 1 ay önceden hangi bölgede ne olacağı belli. Biraz kaderci bir toplum olunca donla ilgili önlemler alınma gereği duyulmadı. ÇKS’li olanların TARSİM’e kayıtlıysa hasar tespiti yapıldı, diğerleri için ne olacağı belirsiz. Girdi maliyetleri arttı, ilacından mazot giderine, tarla kirasına… 2023 yılında 22 milyon ton civarında buğday üretilen ülkede 2024 yılında 20 milyon 800 bine düştü. Bu daha çok ithalat demek.

Bahçe bitkilerinde bu yıl ne yazık ki ne kayısı ne elma ne şeftali olmayacak. Niğde’de 600 dekarlık bir araziye gittim, bütün elma ağaçlarını don vurmuş. Ki bunlar da ihraç edilen elmalar. Dünyaca ünlü kirazlarımız büyük darbe yedi. Ürün yok diye bahçeye bakım yapmamazlık da olmaz. İlaç, gübre alacaksınız, sulama yapacaksınız. İlacı, gübreyi satan ‘hasat olmayınca sana nasıl veresiye vereyim’ diyor. Bahçe bakımı da problemli.

Tarımın milli güvenlik kadar önemli olduğu değerlendirilip bu bahçe ürünlerinde ortaya çıkan tahribatı giderecek önlemler almak lazım. İstihdam sorunu da yaşanacak. Geçici mevsimlik işçiler, ziraat mühendisi, muhasebe memuru vs. onlar da işsiz kalıyor. Ürün olmayınca nakliyeci de muaf kalacak. Bir başkası ilacını, gübresini satamayacak. Don diye konuşulurken herkes zirai donun bitip gittiğini düşünüyor. Ama öyle bitmiyor. Deprem oldu depremde can kaybımız yok. Yani Türkiye tam bir tarımsal deprem yaşıyor. Ama bu işi dahi bir algı ile yokmuş noktasına taşıyarak işin görünmemesine çalışılması bana tuhaf geliyor.”

‘Mutlular azınlık, mutsuzlar büyük çoğunluk’

“Ekonomik krizin belli bir kesime ağır bir etkisi var. Bir kesim ise azınlık olsa da onları mutluluk sarıyor. Büyük çoğunluk gelir-gider dengesini kaybedince ekonomik krizin etkisinin altında kaldı. Bireysel kredi ve kredi kartı borçlarının güncel toplamı 4 trilyon 513 milyar lira. Böylesine bir borçlanmanın yarattığı hem aile yapısı üzerinde etki var hem de yaşamın sürdürülebilmeye yönelik etkisi var. Kredi kartı borç bakiyesi 2 trilyon 152 milyar liraya erişmiş. Bunlar büyük rakamlar. Tabii ödemede güçlük oluşunca icra geliyor. 23 milyonun üzerinde insanın icra dosyası bulunuyor. O kadar kişinin borçlu olması tabii ki sorunları beraberinde getiriyor. 2024 yılının aynı dönemine göre gelen dosya sayısına göre bu dönemde 3 milyon 610 bin artış var. Baktığınız zaman insanlar geçimde zorlanıyor. Bunun yansıması ailelerin dağılması oluyor.

Serbest piyasa ekonomisi artık belli bir kesim için serbest soygun ekonomisine döndü. Serbest soygun ekonomisinde bir mutlu azınlık var, bir de mutsuz büyük çoğunluk var.”

‘Sanayici göçü başladı’

“Yüksek faiz varken sanayici de zorda. Açıklamalar da yapıyorlar. Bir kısmı Mısır’a, bir kısmı farklı ülkelere fabrikalarını söküp götürüyorlar. Tekstilde çok ciddi firmaların Türkiye dışına gittiğini görüyorsunuz. Türkiye’de yalnızca beyin göçü olmuyor, sanayici göçü de oluyor.”

‘Uygulanan ekonomik modelde sıkıntı var’

“Emekli 14 bin lira ile nasıl geçinsin? Büyük kentlerde ev kirası 14 bin liraya yok, artık belli bir yaşam alanının ev kiraları 30 binden başlıyor. Asgari ücret 22 bin lira. Alım gücü düştü. Bu esnafın işinin daralması demek. Çiftçi veya işçide para varsa esnafın işi yürüyor. Olmazsa, alışveriş tıkanınca kiraladığı yerin kirasını ödeyemiyor. Kesimler arası böylesine bir problemli süreç var. Bunun bir nedeni sıkı para politikasıyla enflasyonun düşürülmesine yönelik uygulamalardı. Ama artık şu görülmeli; eğer siz çiftçisini, işçisini, esnafını, emeklisini gelirinden mahrum kılarsanız piyasa dengesini bulamıyor. Mehmet Şimşek’in denediği model 2 yılı geçiyor, sonuç alınamıyor. Şu anda toplam icralık kredi borcu 230 milyar lira. Bunlar düşük rakamlar değil. Banka ve finans kuruluşlarına borçlanan kişi sayısı 42 milyon 159 bin kişi, bu ülke nüfusunun yarısı demek. Borcunu ödeyemediği için 684 bin 256 kişi de tekrar icralık duruma düşmüş. Ben muhtarlıklara gidiyorum, muhtarın odasında koli koli icra tebligatları var. Bunları görmek lazım. Uygulanan modelde sıkıntı var, bu görülmeli. Mesela asgari ücret Temmuz’da mutlak surette güncellemek gerekiyor, enflasyon oranında artırın. Emekliye asgari ücret düzeyinde bir ücret verin. İnsanların yaşayabilecekleri şartları oluşturmazsanız boşanmalar artar, psikolojik sorunlar gelişir, madde bağımlısı dediğimiz çaresizliğin ittiği olumsuzlukların artmasına yol açar.”

‘Çiftçi hasat zamanı alışverişe koşardı, şimdi borç ödemeye koşuyor’

“Çiftçi alanda ‘Hasat yapıp eşime alışverişe giderdim, şimdi başıma bir şey gelmesin diye bankaya borçlarımı ödemeye koşuyorum’ diyor. Tarımda kredi borçlarının 970 milyar lirayı bulduğu bir dönemde biz diyoruz ki borçlar en az 3 yıl ötelensin, faizleri silinsin. Bunun gibi önlemlere sanayici, esnaf ve çiftçi için gidilmeli.”
Yorum yaz