‘Hindistan, Türk-Pakistan ilişkilerinden ve dostluğundan rahatsız’
‘Modi’nin bir Hindu sapkınlığı var. Aşırı sağ sadece Avrupa’da yükselmedi, Hindistan’da da yüskeldi’
“Günümüzde iki ülke de nükleer güç. Bu, tehlikeyi arz ettiği gibi aynı zamanda da barış güvencesi. Soğuk Savaş’ta bir ‘dehşet dengesi’nden bahsederdik. Sovyetler Birliği ile Amerika arasında, her ikisi de nükleer güç olduğu için bir dehşet dengesi vardı ve bu da iki tarafın birbirine saldırmasını engelliyordu. Çünkü karşılıklı yıkım dediğimiz bir olay var. İki taraf da birbirini yok edecek kapasiteye sahip. Ben dolayısıyla aynı tezin Pakistan ve Hindistan için de geçerli olduğunu düşünüyorum. İki ülkenin nükleer güç olması, sınırdaş olması ve karşılıklı yıkım sebebiyle Pakistan ve Hindistan için de bunun geçerli olduğunu düşünüyorum. Karşılıklı yıkım nedir? İki taraf birbirine nükleer silah atarsa ikisi de birbirini yıkıma uğratır. İki ülke de bunu düşünüyor. Ben nükleer güç kullanılacağını bu noktada düşünmüyorum. Zaten sınır çatışmaları var. Aslında bu Keşmir’deki Leşkeri Tayyibe, aslında Pakistan’ın da sıkıntı duyduğu ve başını ağrıtan örgütlerden birisi. Son zamanlarda başını ağrıtan bir de Pakistan Talibanı var. Bu iki örgüt, Pakistan’ın ekonomi koridorunda, Çinli mühendislere de saldırı düzenliyor. Sadece Hindistan hedef alınmıyor. Mart ayında, Belucistan’daki Kurtuluş Hareketi, Pakistan askerlerini taşıyan bir trene saldırıda bulundu. Orada askerleri önce rehin alıp sonra öldürdüler. Belucistan’daki örgütleri kimin desteklediğini tüm dünya biliyor. Pakistan’ın da başka ülkelerin de iddiaları var. Hindistan gizli servisinin, Belucistan’daki ayrılıkçı örgütleri desteklediğini biliyoruz. Çünkü orada Gvadar Limanı var. Pakistan-Çin ekonomik koridorunun bel kemiği bu liman. Hindistan, Keşmir’deki saldırıyı Pakistan istihbaratının desteklediğini söylüyor. Pakistan da Belucistan’daki saldırıları yapan örgütlere kimin destek verdiğini soruyor. Ellerinde veri var çünkü.
İran da çıkıp ‘arabuluculuk yapayım’ diyor. Çünkü İran da suçlu; Belucastan’daki örgütlerin arkasında İran da var. İran da arabuluculuk önerdi. İran da Hindistan ile birlikte suçlanan örgütlerin başında geliyor. Hatta aylar önce Belucistan meselesi üzerinden İran ve Pakistan neredeyse savaşın eşiğinden döndü. Buradaki mesele önemli. Eski Başbakan İmran Han, bunun bir sahte bayrak operasyonu olduğunu söylüyor. Pakistanlı yetkililer de ‘Bahane üretiliyor, Modi Pakistan’a saldıracak’ dedi. Modi de ‘Orduyu serbest bıraktım, doğrudan emre gerek yok’ meselesi de aslında Hindistan’ın Pakistan üzerinde baskı kurarak kendi içindeki Müslümanları hizaya çekme arayışı. Modi’nin bir Hindu sapkınlığı var. Aşırı sağ sadece Avrupa’da yükselmedi, Hindistan’da da yüskeldi. ‘2047’de güçlü bir Hindu devleti kuracağım’ diyor. 900 milyon Hindu var. Hindu milliyetçiliği gücünü Müslüman karşıtlığından alıyor. Yabancı düşmanlığı da değil. Doğruca Pakistan ve Müslüman düşmanlığı. Sonuç olarak mesele sadece 26 turistin ölmesi değil. Komplike bir senaryo hazırlanıyor. Şahbaz Şerif 22 Nisan salı günü Ankara’da. Belucistan olayını anlatıp terörü kınıyor, aynı anda Keşmir’in tatil bölgesinde 26 turiste yönelik saldırı yapılıyor ve bir şekilde bunu Pakistan’ın üstüne yıkıyorlar. Hindistan, Türk-Pakistan ilişkilerinden rahatsız koridor meselesi yüzünden.”
‘Taliban’ın Hindistan ve çevresindeki medreselerde yetişen ekolden olduğunu biliyoruz’
“Çin-Pakistan ekonomik koridoruna değindim. Leşkeri Tayyibe ile Pakistan Talibanı çok fazla suç işledi geçmişte. 2008 Mumbai otel saldırısını hatırlayalım. Trump geldi, Kongre’de Pakistan üzerindeki ‘teröre destek veren ülke’ statüsünün kaldırılması ve ABD müttefiki yapılması çalışmaları var. Birileri, Pakistan’ı sistemin dışına itmek istiyor. Donald Trump, Afganistan’a geri dönebilmek istiyor. Belki de geri dönüp Pakistan ile ilişkileri başka bir boyuta taşıyacak. Biden döneminde Keşmir meselesinde, özerkliğin de kaldırılmasıyla, ABD ile Hindistan’ın arası biraz açıldı. Ondan dolayı biraz Pakistan’a yaklaştılar. Amerikan tarafı bu meselede çok az konuştu. Trump büyük bir açıklama yapmadı. Trump, Hindistan’ın kayıtsız şartsız Amerikan Çin politikasını desteklemesini istiyor. QUAD’ı canlandırmaya çalışırken amacı buydu. O zamanki Hindistan ne dedi? Modi Başbakandı yine. ‘Lütfen Hindistan’a, Çin prizması üzerinden bakmayın’ dedi. Hindistan bağımsız bir ülkedir dedi. Peki burada Rusya’yı ne yapacağız? Hindistan’ın öyle elini kolunu sallayarak Pakistan’a operasyon yapabileceğini düşünmüyorum çünkü Rusya faktörü var. Hindistan ile ilişkileri çok iyi, askeri sektörde araları iyi. Amerikan baskısına rağmen Hindistan ve Rusya arasında muazzam enerji sektörü ilişkileri de var. Burada Amerika, Rusya’nın stratejik ortağı olan Çin’e, Pakistan üzerinden bir operasyon yapabilir mi? Rusya’nın elinde enerji kartı var. Çat diye keser.
Amerika buraya gemilerle sıvılaştırılmış doğalgaz mı taşıyacak? Taşıma suyla değirmenin dönmeyeceğini Avrupa Birliği’nden gördük. İnanılmaz bir Rusya buğdayı alıyor Hindistan şu anda. İhtiyaç duyuyorlar. Bunu da keserler. Kaldı ki Çin-Hindistan ilişkileri de ticari anlamda inanılmaz. Çin ve Hindistan, kanlı bıçaklı değil ki. Büyük güçlerin; emperyalizmin en çok sevdiği şey kaosu yönetmektir. Onlar barışı ve istikrarı yönetemez. Bir yerde kaos varsa rahat ederler. Asya’da istikrar ve işbirliği ortaya çıktıysa hemen bunu bozmaya yönelik hamle yaparlar. Henüz Donald Trump’ın Asya-Pasifik hamlesini görmedik. Şu anda henüz Ukrayna ile, tarifeler ile uğraşıyor. Tarifeler de elinde patladı gitti. Demokrat senatörler zehir zemberek şeyler söylüyor ekonomiyle ilgili. Çin mesela bu defa hiç takmıyor. Çin, Trump’ın frekansını ilk döneminde çözdü. Çözdüler ve buna hazırlıklılar. Panik olmuş bir Çin yok. Kendine güvenen bir Çin var. Avrupa Birliği’ne ve dünyaya çağrıda bulunan bir Çin var. Daha panikte olan bir ABD var ama. Biraz önce CNN’de Ford’un CEO’su çıkmış, konuşuyor. Ama ne yapacaklarını bilemiyorlar. Belirsizlik var Amerikan ekonomisinde. Trump’ın tek kurtuluş çaresi savaş ekonomisi. Bunu daha önce İran için söyledim. Tarifelerdeki fiyaskoyu ortadan kaldırabilmesi için derhal bir yerde savaş başlatıp, hem ülkesini hem dünyayı savaş ekonomisine geçirsin. Hem siyaseten hem ekonomik olarak bu işten yırtabilir o zaman.
Fakat İran’da işler istediği gibi gitmedi. İranlılar konuşuyor, istişare yapıyor. Orası devre dışı kaldı. Sonra bir anda Hindistan’dan saldırı haberi geldi. O ‘üçüncü el’ dediğiniz şey bana göre burada devreye giriyor. Birileri dünyanın bir yerinde, bir şekilde savaş başlatmak üzere harekete geçiyor. Tayvan’da denediler olmadı. O suları geçemezsiniz, geçerseniz boğulursunuz. Tayvan, Çin’i mağlup edebileceğiniz bir yer değil. Pakistan ve Hindistan ise pamuk ipliğine bağlı. Bu iki ülke diken üstünde. Fakat böyle bir savaş, nükleer silahlar kullanılmadığı sürece uzun gider. Hindistan bölünür. Hindistan daha sonra derli toplu, birlik içinde kalamaz. 200 milyon Müslüman, 900 milyon Hindu var. Bunlar kanlı bıçaklı. Hindistan’da Müslüman mabetlerine saldırıp Hindu mabetleri dikiyorlar. Kanlı bıçaklılar. En ufak bir kıvılcım bunları patlatmaya hazır. 200 milyonluk Pakistan ile savaşırken içeride de 200 milyon Müslüman daha var. Çevreleri de Müslüman ülkelerle çevrili Hindistan’ın. Afganistan var. Taliban’ın Hindistan ve çevresindeki medreselerde yetişen ekolden olduğunu biliyoruz. Elleri hala orada. Modi o medreseleri de kapatmak isteyecek. Ama onların arkasında da Körfez sermayesi var. Modi’nin ilişkileri çok iyi. Yani iki tarafı keskin kılıç. Leşkeri Tayyibe, Direniş Cephesi, Pakistan Talibanı vs. Bunların finansmanını da araştırmak gerekiyor.”