Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu: 'Türkiye’de afet yönetiminin arama kurtarma sanılması en büyük hata'

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, deprem ve afet yönetimi konularıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Fay hatları üzerine yoğunlaşan tartışmaların kamuoyunu yanlış yönlendirdiğini vurgulayan Kadıoğlu, hazırlıksızlıkla birlikte kaderci bir yaklaşıma saplanıldığını söyledi.

Kadıoğlu, şunları kaydetti:

Depremin ardından yine fay hatlarını konuşuyoruz. Bunun bir anlamı yok aslında. Faylar dünyanın her yerinde var ama sonuçları farklı. Bu sonuçları farklı hale getiren bizim sosyoekonomik problemlerimiz, hazırlık durumumuz.

Afet bilincinin bireysel ve toplumsal düzeyde zayıf olduğunu vurgulayan Kadıoğlu, “eğitim varmış gibi” davranıldığını söyledi ve şunları ekledi:

İnsanlar depremde ne yapacağını bilmiyor. Güvenli bir yerde çök, kapan ve tutun yapmamız gerekiyor. Ama bunu bilmiyoruz. 55 milyon kişi eğitildi diyorlar. Siz eğitildiniz mi? Ben eğitildim mi? Hayır. Rakamlar çok yüksek ama kimse bir şey bilmiyor.

'Tabut gibi binalarda yaşıyoruz'

Kadıoğlu, özellikle büyük bir yıkım sonrasında ilk müdahalenin bireylere düştüğünü ve profesyonel ekiplerin yetişmesinin zaman alacağını belirterek şöyle konuştu:

Vatandaşın kendi kendine yardım etme yeteneği en önemli problem. Bizim en büyük problemimiz faylar değil yani. Binalarımız sağlam değil. Tabut gibi binalarda yaşıyoruz. İstanbul'da 1 milyon 200 bin bina var ve bunların çoğu ayakta zor duruyor. Eşyalar sabitlenmiyor, aile afet planları yok, sigorta oranı düşük. Tüm bu dört madde olmadan depremden sağ çıkmak mümkün değil.

İstanbul’daki potansiyel yıkım senaryolarına da dikkat çeken Kadıoğlu, sadece arama kurtarma ekiplerine güvenmenin yeterli olmadığını vurguladı ve sözlerini şöyle noktaladı:

İstanbul'da 340 bin bina var. Her birine 100 kişi koysanız 34 milyon arama-kurtarma personeli olması gerekir. Nereden bulacaksınız? Türkiye’de afet yönetiminin arama kurtarma sanılması en büyük hata.