‘Amerikan şirketleri ne yapacak şimdi?’
‘Bu rekabette hangi aktör elindekileri daha çabuk masaya koyacak?’
‘Afro-Avrasya öne çıkabilir’
“Ben aslında Amerika ile ayrışan bir Avrupa görüyorum. Çin ile daha fazla ortak noktada buluşabilirler. Ama bu ticaret savaşları bize bir şey gösterdi: Bu aynı zamanda bir kaynak ve teknoloji savaşı. Teknolji savaşının merkezinde olan güçler, ulusal rekabetlerini koruyabiliyor sistem içinde. DeepSeek piyasaya çıktığında, Amerika’daki durum ortadaydı. Her şey bir anda değişti. Bir yandan da nadir toprak elementleri ve mıknatısları öne çıkıyor. Bu mıknatıslar çok öne çıkıyor. Avrupa Birliği mesela yaptırımlar kapsamında Rusya’dan enerji alımına kısıtlama getirirken alternatif enerjiye yöneldi. Yenilenebilir enerji için bu mıknatıslara bağımlılık çok önemli hale geldi. Bugün küresel sistemde bu nadir elementleri işleme kapasitesinin yüzde 90’ı Çin’in elinde. Her devlet, elindeki koz nispetinde küresel sistemde gücünü gösteriyor. Bugün en basitinden bir arabanın üretimini ele alalım. Hammaddelerin her birinin tek ülkeden geldiğini nerede görüyoruz? Yok böyle bir şey. Üretimde yer alacak materyalleri ve hammaddeleri başka ülkelerden alıyorlar. Avrupa bu halde. ABD’de de buraya bakmak gerekiyor. Trump, şirketlerin Çin’den ABD’ye dönmesini istiyor. Amerika’ya gelmesi demek, maliyetlerin artması demek. Muhtemelen Çin yerine başka ülkelere yönelir bu şirketler. Çin’de bugün çok ünlü bir spor markasının ayakkabıları 5-10 dolara üretilip, 150-200 dolara kendisine alıcı buluyor. Şirket ABD’ye gittiği zaman fiyatlandırma değişecek. İşte Avrupa Birliği burada farklı bir yol takip edebilir. Ben bugün Meloni’nin Beyaz Saray ziyaretine önem veriyorum. Çünkü 2019’da Kuşak-Yol girişimine dahil oldu İtalya. 2023’te ani bir kararla çıktılar. 2024’te çıkışı tamamladılar. Şimdi geri dönüş olur mu? İtalya ve Avrupa, gümrük savaşlarında nasıl konumlanacak? Çin, alternatif pazarlara yöneliyor. Bu önemli. Türkiye belki burada öne çıkabilir. Türkiye üzerinden Avrupa’ya açılabilirler. Gümrük Birliği anlaşması kapsamında geçiş ülkesi olabiliriz. Hep enerji geçiş ülkesi olmaktan bahsediyoruz fakat düşünsenize; her bir materyalin, her bir mamülün ve hizmetin sunulup kıtalararası ilerleyişinde Türkiye merkez olabilir. Burada elektrikli araçlar belki ilk önce öne çıkacak.
Hiçbir aktör günümüz dünyasında vazgeçilmez değil. Hiçbir aktörün sistemde yüzde yüz gücü yok. ABD hapşırırsa evet sistemde grip salgını başlayabilir. Başladı da. Trump bunu gördü ve şimdi biraz vites düşürmeye çalışıyor. Bunu söylemesi bile ilk başta ABD’yi etkiledi. Birçok büyük şirket çok büyük kayıplarla karşılaştı. Askeri alandan ziyade kritik elementler konusunda çok merkezlilik paradigmasını tekrar okumak gerekiyor. Geçen yüzyılda petrol ve doğalgaz öne çıktı. An itibarıyla teknolojinin ihtiyaçları neyse, ona doğru evrilen bir çok kutupluluk yapısı var. Avrupa Birliği Ursula von der Leyen’in yeni aktörler açıklaması da önemli. ABD’den kopabilirler mi? En basitinden ABD’den LNG alıyorlar. Rusya’dan alamıyorlar. Yani her aktör daha rasyonel düşünmek zorunda. Biz hala Trump ile birlikte sistemde rasyonellikten uzaklaşma görüyoruz. Trump da plansız bir şekilde sistemi kaosa itecek bir aktör değil. Ben zeki bir aktör olduğunu düşünüyorum. İlk dönemde deneyimsizdi ama ikinci döneminde küresel sistemde yarıda bıraktığı her şeyi devam ettirdi. Kanada’dan Grönland’a kadar temel isteklerini öne koydu. Enerjiye ve nadir toprak elementlerine odaklandı. Sadece şirketleri geri çağırmıyor. Çin’in bu konudaki avantajını biliyor. Elementler ve madenler üzerinden bir savaş açıyor. Her aktör farklı dinamiklerle hareket ediyor. Avrupa Birliği bunun neresinde? Avrupa, darbe alan Transatlantik ilişkilerde kendisine alan edinmeye çalışıyor. Hangi tarafta olacak? Yoksa yeni bir merkez mi olacak? Avrupa bir merkez, Avrasya merkez, Amerika merkez. Yoksa Afro-Avrasya yeni sistemde yeni güç dengesini mi belirleyecek? Özellikle Antalya Diplomasi Forumu’nda bu Afro-Avrasya yaklaşımının güçlendiğini gördüm. Yakından takip edilmesi gerketiğini düşünüyorum.”