Muharrem Baki: 'Güvenlik kameraları maalesef güvensizlik kameraları haline geldi'

Günümüzde güvenlik kameraları maalesef güvensizlik kameraları haline geldi. 4K, 1080p gibi yüksek kaliteye sahip cihazlar artık USB bellek boyutunda ve herkesin ulaşabileceği kadar ucuz. Gizli kameralar sadece otellerde değil, spor salonları, soyunma odaları, tuvaletler gibi mahremiyetin zayıfladığı birçok alanda bulunabiliyor. Üstelik işletme sahipleri her zaman bu cihazlardan haberdar olmayabiliyor. Önceki kullanıcılar tarafından yerleştirilmiş olabilir. İşletme sahibinin kurduğu sistemlerde kablolama daha profesyonel olabilir ama SD kartla çalışan ve bir yere bağlı olmayan sistemleri tespit etmek daha zordur.

Oda karanlık hale getirilip telefonun kamerası açılır. Şüpheli alanlara doğru kamera tutulur. Eğer ekran üzerinde mor, sarı ya da beyaz parıltılar oluşuyorsa, burada bir kamera olabilir. Akontrol, telefon ışığı ile de yapılabilir. LED flaş açılıp şüpheli noktalara tutulduğunda, bir mercek varsa ışık yansıması verir. Aynaya kart yaklaştırdığınızda eğer kartın yansımasıyla orijinal kart birbirine değiyorsa, çift yönlü ayna olma ihtimali vardır. Ancak bu doğrudan arkasında kamera olduğu anlamına gelmez. Önemli olan o aynanın arkasında ne olduğu.

Bluetooth’u açıp çevrede ‘kamera’, ‘ESP32’ gibi isimler ya da tanımlanamayan cihazlar var mı diye bakabiliriz. Bu, basit ama etkili bir yöntem. Ayrıca yüksek sesle bağırarak ya da alkışlayarak mikrofon kontrolü yapılabileceğini, bu cihazların ses dalgalarına tepki verdiğini ifade eden Baki, sıcaklık kontrolü de işe yarayabilir. Bir televizyonun arkasında ya da adaptörde normalin üzerinde bir ısı varsa, orada gizli bir cihaz olabilir. El yordamıyla yapılabilecek kontroller önemli.

Eskiden sadece Çin’den el altından getirilen cihazlar vardı. Şimdi ise herkes kolayca satın alabiliyor. Kalemden duman detektörüne, prizden masa lambasına kadar her şey kamera olabilir. Bu da tehlikeyi daha da büyütüyor.