EKSEN

'Kağıttan kaplan Amerikan emperyalizmi, ejderhaya karşı'

Dr. Barış Adıbelli'ye göre ABD Başkanı Trump, Çin konusunda yalnız bırakıldığını düşünerek tüm dünyayı gümrük vergileriyle cezalandırıyor. Trump'ın Asya-Pasifik'te müesses nizamın planlarını sürdürdüğünü aktaran Adıbelli, diğer yandan Trump'ın savaş ekonomisine geçmek için İran ile çatışmaya girebileceğini belirtti.
Sitede oku
ABD Başkanı Donald Trump, Çin'e yönelik gümrük vergilerinin yüzde 145'e çıkarıldığını duyurdu.
Öte yandan Trump, yüzde 25 gümrük uygulanan Kanada ve Meksika hariç 90 ülkeye yönelik "karşı gümrük vergisi" uygulamasını 90 günlüğüne askıya aldığını duyurdu. Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada, karşı gümrük vergilerinin 90 günlüğüne net yüzde 10 seviyesinde sabitlendiği belirtildi. Çin, Meksika ve Kanada, bu indirimden faydalanamadı.
Diğer yandan Demokrat Senatörler Adam Schiff ve Ruben Gallego, ABD borsalarındaki keskin düşüş sonrası aniden gelen yükselişle ilgili etik soruşturması talep etti. Demokrat senatörler, ABD Başkanı Donald Trump etkisiyle düşen ABD borsasından bir grup zenginin düşük bedelle hisse alıp, yükselişten faydalanarak etik dışı kâr elde edip etmediğinin soruşturulması gerektiğini ifade etti.
ABD Başkanı Donald Trump’ın başlattığı ticaret savaşını, gümrük vergilerini, Çin’in jeopolitik konumunu, Trump’ın Pasifik stratejisini ve İran’ı tehdit etmesini, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden Dr. Barış Adıbelli ile konuştuk.

‘Trump, Çin konusunda yalnız bırakıldığını düşünerek herkesi cezalandırıyor’

Dr. Adıbelli’ye göre Trump, Rusya’yı Çin konusunda ikna edemediği için öfkelendi. Trump’ın müttefikleri tarafından Çin konusunda yalnız bırakıldığına inandığını belirten Adıbelli, şunları söyledi:

“Ben bu süreci ‘yok mu artıran’ diye değerlendiriyorum. Bir taraftan Trump, bir taraftan da Çin karşılıklı gümrük vergilerini artırıyor. Son değerlendirme başlığımı ‘Kağıttan kaplan, ejderhaya karşı’ dedim. 1957’de Mao, ABD emperyalizmini ‘kağıttan kaplan’ olarak nitelendirip ‘Ondan öncekiler nasıl yok olduysa, onlar da bir gün yok olacaklar’ şeklinde değerlendirmede bulunmuştu. Kağıttan kaplan ile ejderhanın savaşını seyrediyoruz. Trump’ın ilk döneminden ağzı yanan diyelim; en azından ağzı yanmadı yüzde 5,8’lik bir büyümeyle kârlı çıktı Çin. Ama Çin, Trump’ı tanıyor. Dolayısıyla o dönemden bu döneme kadar bir hazırlık içerisindeydi ve bu hazırlığın meyvelerini topluyor. Karşımızda karma ekonomiye sahip, plancı ve devletçi bir ülke var. Yani Çin var. Çin’in bu durumu, Batı’nın yatırımları için güvenli bir limandı. Elbette yatırımcılar ve girişimciler var ama ana ağırlık devlet. Devletin eli sürekli piyasada. O yüzden kolay kolay ekonomik çöküşe gitmez. Bakın birinci dönemde 5,8’lik bir Çin’in ihracatında artış olmuş. ABD’ye mal satmış. Bu arada BYD gibi şirketler dünya çapında elektrikli arabada bir numara olmuş. Avrupa tamamen Çin’in elinde. Dolayısıyla sektör olarak bir tek Amerika kalmış. ABD de ‘Bunların hepsini tersine çevireceğim.

Kendimi üretim merkezi yapacağım. Belki Hindistan’ı yaparım’ diyor. Fakat ABD’nin bayrak gemisi Apple ve Tesla’da yaprak kımıldamıyor. Yani onlar Çin’i terk etmiyor. İkisi de Çin’den muazzam para kazanıyor. Çin halkı da ‘Bu ABD telefonunu kullanmayın, Amerikan arabasına binmeyin’ demiyor. 2024’te Tesla, Çin’de yüzde 8,8 büyüme yakalamış satışlarda. Trump ne diyor? ‘Hiçbir Çin otomotiv devini buraya sokmam’ diyor. Gelinen nokta şu: Trump, artırılmış gümrük vergilerini 90 günlüğüne askıya aldı. İki gün önce de Cumhuriyetçi Parti etkinliğinde, çirkin bir ifadeyle hiçbir Amerikan başkanından duymadığımız şeyleri söyledi. Bakış açısı bu. Hikaye şu: Trump, dünyayı, ‘Çin konusunda beni desteklemediniz’ diyerek, müttefikleri de dahil olmak üzere cezalandırıyor. 90 gün askıya alma işi de bu. Çin dışında herkesi askıya aldılar. Çünkü esas savaş Çin ile. Ukrayna’da barışa giden sürecin arkasında da Çin var. Trump-Putin görüşmesinde esas perde arkasında masada Çin var. Rusya’yı Çin konusunda ikna edemeyince Rusya’yı da tehdit ediyor. İran konusunda da böyle.”

‘Trump, dikkatleri dağıtmak ve savaş ekonomisine geçmek için İran’a saldırabilir’

Donald Trump’ın ekonomik saldırılarının geri tepmesi sebebiyle dikkat dağıtmak ve savaş ekonomisine geçmek için İran’a yönelik saldırılar başlatabileceğini kaydeden Dr. Barış Adıbelli, İran’ın nükleer silah geliştirecek potansiyelde olduğunu öne sürerek bunun çok tehlikeli bir hamle olacağını ifade etti:

“Bunu hem Biden hem Trump yapıyorsa bu iş, müesses nizam işidir. Biden göreve gelir gelmez bir Çin Görev Gücü kurmuştu. Trump bunu kaldırmadı. Trump birinci döneminde Çin’e yönelik düşmanlığını ve ticaret savaşını başlattı. Biden bunun yanına Rusya’yı ekledi. Şimdi Trump bunu devam ettiriyor. Belki sonraki başkan da devam ettirecek. Eğer bu işler başkanların şahsi meselesi olsa, siyasi ömürleri kadar sürerdi. Ben en başından beri organize ve sistematik bir şekilde müesses nizam veya ABD derin devleti tarafından Çin düşmanlığının benimsendiğini düşünüyorum. Bunu Pentagon dahil kurumlar benimsiyor, başkanlar da uyguluyor. Gelinen noktada bunun jeopolitik etkileri büyük olacak. Daha bu gümrük vergileri ortaya çıkmadan önce Çin, Güney Kore ve Japonya bir araya gelip ‘direneceklerini’ söyledi. Japonya ve Güney Kore, Biden zamanında ABD’nin Pasifik’teki en önemli müttefikleriydi. Trump’ın kafası bu ittifak işlerine pek ermiyor, sevmiyor da. Neyi seviyor? Kim Jong-Un’u seviyor. Hala onunla beyzbol izleme niyetinde. Yani ABD’nin Pasifik politikası Kim Jong-Un’a sıkışmış vaziyette. Önümüzdeki dönemde bir Kuzey Kore şovu bir daha göreceğiz. Trump Çin’le iş yapabilir mi? Bireysel olarak Çin ile hiçbir sorunu yok. Torunu yani Ivanka Trump’ın kızı anadili gibi Çince konuşuyor. Onun söylediği şarkıları Şi Çinping’e dinletti. Kendisinin de eskiden ekonomik ilişkileri vardı. Kendisi de ‘Şi Çinping beni sever, iyi anlaşıyoruz’ diyor. Ama Şi Çinping seni seviyor diye, Çin’in çıkarlarını feda edecek değil. Fabrika kuracağız diyor. Nereye kuracaklar? Daha önce İtalya ve Avrupa bunu yaşadı. İtalya’da gözlük firmalarının zam yapması sebebiyle Çin, fabrikaları getirebileceklerini söyledi. İtalyanlar da baktı sendikası, işçi hakları var. Bu yüzden gidip Çin’le uğraştılar. Çin’de bu dert yok, rahat bir üretim ve devlet garantisi var. Trump bunları görmeden ‘Gelin ABD’de üretin’ diyor. Aslında yapay zekada, yüksek teknolojide, uzay teknolojisinde ileri giden bir Çin var. Çin’in Ay ve Mars programları var. Bunlar söylemden öte. Kademe kademe başarıyla ulaşıyorlar. Teknoloji, uçak gemisi, kara gücü vs. derken dünyanın ikinci büyük ekonomisi denilen Çin, bazı verilere göre birinci ekonomi. Şu anda 800 milyar dolar hazine kağıtları var ellerinde. 50 milyarını ellerinden çıkarmış durumdalar. Tamamını elden çıkarırlarsa Amerikan ekonomisi allak bullak olacak. Zaten Amerika’da yorum yapan herkes, gümrük vergilerinin parasal anlamda etki göstermesi için iki yıl geçmesi gerektiğini fakat bu süreçte enflasyonda artış olacağını, tüm fiyatların yükseleceğini ve Amerikan halkının zorluk çekeceğini söylüyorlar. Zaten Biden yönetimine karşı en büyük tepki ekonomiydi.

Şimdi Amerikalılar Biden’ın fotoğraflarını paylaşıp ‘Beni özlediniz mi’ yazıyorlar. Giden mumla aranıyor. Bugün seçim olsa, Trump 20 Kasım’daki oyu alamaz. Şi Çinping’den telefon bekliyor şimdi. Çin, diyaloga ve iletişime hazır olduklarını ama kazan-kazan formülüyle iletişim yapacaklarını söylüyorlar. Sırf Trump’ın gönlü olsun diye kendi çıkarlarından vazgeçmeyeceklerini belirtiyorlar. Sonuna kadar mücadele edeceğiz diyorlar. Ben bunun, tek kutuplu sistemle çok kutuplu sistemin ölüm-kalım savaşı olduğunu düşünüyorum. Çin geri adım atsaydı, çok kutuplu sistem doğmadan ölmüş olurdu. Eğer Çin devam edip küresel güneyi de yanına alabilirse, bu gümrükleri de anlaşmalarla çözebilirse, ekonominin kıblesi Amerika’dan başka yere kayar. Amerika, dünya ekonomisinin belirleyici merkezi olma özelliğini kaybederse, çok kutuplu dünya da kurulmaya başlanır. Rusya’nın tavrı da gayet açık. İran ve Çin konusunda net bir tavır gösterdiler ki Trump delirdi. İran’a süre verdiler, gerekirse İsrail ile birlikte vuracaklarını söylüyor. Yani görüşmelerin fiyaskoyla sonuçlandığını, savaş ekonomisini yürürlüğe koymak için İran’ı seçtiğini söylüyor. Hem dünyada hem kamuoyunda baskı var. Dikkatleri İran’a yönlendirecek. İran ile olası küçük veya büyük bir çatışmaya girecek. Burada İsrail kartını ortaya koydu çünkü kendisi doğrudan işe girmek istemiyor. İsrail’i öne sürecek. Ne diyor? Ben liderlik edeceğim diyor. Husiler, İran vs. derken Trump ilk 100 günü böyle durdurup savaş ekonomisiyle vs. Çin ile orta yolu bulacak. Bulamazsa, küresel hegemonyasını sağlamlaştıracak Amerika yerine yalnızlaşmış bir Amerika olacak. 1945’ten beri ne dediler? ‘ABD, müttefikleriyle vardır’ dediler. Gerçekten de müttefikler güçlü kılmıştır Amerika’yı. ABD’nin bütün gücü, Avrupa, Pasifik ve Ortadoğu’daki müttefikleri sayesinde var.”

‘ABD, tek kutuplu dünya düzeni hegemonyasını ekonomik savaşla sürdürmek istiyor’

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Vietnam’ı yanına çekmek istediğini vurgulayan Dr. Adıbelli’ye göre vergi indirimlerinin sebeplerinden birisi de bu. ABD’nin tek kutuplu dünya düzeni hegemonyasını ekonomik savaşla sürdürmek istediğinin altını çizen Adıbelli, bunun başarısızlığa uğrayacağı değerlendirmesinde bulundu:

“Trump kimi ne kadar arıyor, ne kadar müzakere yapıyor bilmiyoruz. Bu Trump abartısı bence. Her ülke, buna Türkiye de dahil, bize de böyle bir şey yapsa biz de müzakere yolunu arardık. Çin de müzakere yolunu açmak istiyor. İklim müsait olsa, Çin de orta yolu bulmak ister. Vietnam’ın da araması, orta yolu bulmak istemesi normal. Vietnam ile ilgili ABD’nin küçük bir kuyruk acısı var. Biden’ın en büyük operasyonuydu. Meşhur Camp David’deki üçlü ittifaklar zincirine, Filipinler’den sonra Vietnam’ı da eklemek istiyordu. Önce Şi Çinping bir hamle yaptı, sonra Putin ziyaret etti Vietnam’ı. Vietnam ile Rusya, stratejik ortaklık anlaşması yaptı. Anlaşma ne diyor? ‘Birbirimize karşı üçüncü ülkelerle ittifaka girmeyeceğiz’ diyor. Bu çok ilginç bir gelişmeydi. Vietnam o dönem bir hamle daha yaptı. Komünist Parti Genel Sekreterliği ile Cumhurbaşkanlığı görevini, tıpkı Çin’de olduğu gibi birleştirdi. Böyle tek adam yönetimine geçerek yani Komünist Parti’nin daha net görüntüsünü vererek böyle bir adım attı. Trump’ın Vietnam’a verdiği jest, Vietnam’ın talebinden öte onları geri kazanmak için. Bu da bize gösteriyor ki Trump, Biden’ın Hint-Pasifik’te kurduğu ittifaklar zincirine sahip çıkacak ve Vietnam’ı bir şekilde dahil edecek. Asya’daki motosiklet ve bisiklet pazarının önemli bir kısmı Vietnam’ın elinde. Gümrük vergileriyle onları zorlayacak gibi gözükürken, bir anda onlara sanki lütufta bulunuyormuş gibi yaparak jeopolitik önemini vurguladılar. Hint Okyanusu şu anda çok önemli hale geldi. Diego Garcia’ya büyük bir askeri yığınak var ve İran operasyonunun buradan yapılacağı söyleniyor.

Hint Okyanusu’nda burası. Körfez ülkeleri, topraklarını ve hava sahasını bu konuda kullandırtmayacakları konusunda Trump yönetimini bilgilendirdi. Bu hazırlık, İran’ın tesislerine yönelik saldırıları beraberinde getirebilir. Ama bunu yaparken bir üçüncü dünya savaşını veya bölgesel nükleer savaşı tetikleme tehlikesi de var. Adamlar artık nükleer silah geliştirme yeteneğini kazanmış. Belki oturduklarında bunu bir haftada yapacaklar. Saldırıya uğrarlarsa yapabilirler. Japonya ve Güney Kore de bize şunu verdi: ABD onları yalnız bırakırsa, Çin ile birlikte hareket ederler. Asya, Asyalılarındır. Şi Çinping bunu uzun zamandır toplantılarda kullanıyor. 2. Dünya Savaşı’nda bunu Japon İmparatorluğu söylüyordu. Şi Çinping ayrıca Asya’nın güvenlik problemlerine dış müdahaleye karşı çıkıyor. Çin, ABD’yi Pasifik’ten dışlıyor. ABD’nin Pasifik’e kıyısı olmasına rağmen, siyasal anlamda Çin tarafından bölge dışı görülüyor. Bu, jeopolitik krizin ekonomik yansıması. Trump’ın selefi Biden, Rusya’yı askeri olarak dizleri üstüne çöktüreceği hayaline kapıldı ama bunu başaramadı. Şimdi Trump, ekonomik faktörlerle Çin’e diz çöktürmeyi amaçlıyor. Bu da başarısızlığa uğrayacak. Ana sebep ekonomi değil. ABD hala dünyanın bir numarası ekonomide. Mesele, ABD’nin tek kutuplu düzeninin elinden kayıp gitmesi. ABD, bunu ekonomik güçle engellemek istiyor. Çok kutuplu düzen doğmadan ölsün istiyorlar. Ama Trump’ın siyasi ömrü buna yetmeyecek. Çok büyük bir ekonomik hasar verdi. Bunun tamiratı bile Trump’ın ömrünü aşacak. Bunu önümüzdeki aylarda çok daha net olarak göreceğiz.”

Yorum yaz