ANKARA FARKI

Prof. Dr. Oyan: Çin-ABD savaşında ABD daha çok kaybeder

Prof. Dr. Oğuz Oyan ticaret savaşlarında herkesin kaybedeceğini, ancak Çin-ABD savaşında ABD’nin Çin’e nazaran daha çok şeyini kaybedeceğini söyledi. ABD’nin dünya ekonomisindeki payının daraldığını da dikkat çeken Oyan, “Dünya çapında ekonomik durgunluk sonucu yaşanan bunalım savaşla sonuçlanabilir” dedi.
Sitede oku
İktisatçı, Prof. Dr. Oğuz Oyan Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına konuk oldu. Trump’ın gümrük vergileri ve bunun hem dünya ekonomilerine hem de ABD ekonomisine yansımalarını değerlendiren Oyan, şu mesajları verdi:

‘Çin ticaretini birçok farklı yönden telafi edebilir’

“Çin’in savunma araçları var. Bu ticaret savaşından herkes kaybeder, yani Çin de Amerika da kaybeder. Ama Amerika daha çok kaybedecek gözüküyor. Çin’in çok büyük bir iç pazarı var. Dünyanın en büyük iç pazarı Çin’de. Hindistan da nüfus olarak şu an Çin kadar ama Hindistan çok yoksul bir ülke. Dolayısıyla en büyük iç pazar Çin’de. İçe dönük tüketimi canlandırma politikası gerçekten telafi edici bir önlem olarak ilk sıraya yazılabilir. İkincisi; Amerika dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 17’sini yapıyor, dünyada geriye kalan yüzde 80 küsürlük bir pazar var dünyada. Çin bu pazarlara daha çok yönelecektir, buradan telafi edecektir. Üçüncü mekanizma da; Çin’in birçok ülkede yatırımları var. Orada kendi şirketleri, ortaklıkları vs. üzerinden üretim yapıyor. Örneğin Senegal’den ya da Mısır’dan Amerika’ya gönderilen ne kadar Çin malı ne kadar Senegal ya da Mısır malı. Dolayısıyla bunu bütünüyle kesmeleri mümkün değil. Başka ülkeler üzerinden ticaretini sürdürebilir. Buna benzer önlemler alacaktır.”

‘Trump züccaciye dükkanına girmiş fil gibi’

“Trump birinci döneminde elini belli etmişti. İkinci döneme daha hazırlıklı geldi. Seçim kampanyasında hep bu ‘dış ticaret açığını azaltacağım’ laflarını söyleye söyleye geldi. Ama öyle anlaşılıyor ki Amerikan sermayesi bunun daha ılımlı, kontrollü olabileceğini düşünüyordu. Bu kontrolsüz bir biçimde gidiyor. Hakikaten ‘züccaciye dükkanına girmiş bir fil’ örneği sergileniyor. Ama bu sadece ‘Trump delidir, ne yapsa yeridir’in üzerine açıklanacak bir şey değil. Kuşkusuz onun etkisi de var.”

‘ABD’nin dünya ekonomisindeki payı geriliyor’

“Amerika dünya ekonomisi içindeki payı sürekli gerileyen bir ülke oldu. 2014’te yüzde 22’ye kadar gerilemişti, şimdi 2024’te yüzde 26 düzeyinde. Satın alma gücü paritesi itibariyle bakarsak Çin yüzde 20 ile birinci ekonomi oldu. Amerika yüzde 15’lere düştü. Dolayısıyla Amerika’nın ekonomik hegemonyası geriliyor. Üstelik Amerika’nın şöyle bir sorunu var; sürekli ikiz açıklar veriyor. İçeride bütçe açıkları, dışarda dış ticaret açığı veriyor. Bu dış ticaret açıklarının azaltılmasını bir politika olarak hedefledi. Biden döneminde de bu politika sürmüştü ama bir türlü başaramadılar.

Amerika dış ticaret açığı verdiği ülkelere ‘Ben ne kadar dış ticaret açığı veriyorsam o kadar vergi getiririm’ dedi.“

‘Kararlar dünya ticaretini tehdit eder boyuta geldi’

“Korumacılık önlemleri Trump öncesinden başlayan bir şey aslında. Bazı ülkeler bu tür önlemleri almışlardı ama bu çok etkileyen bir şey değildi, tehdit boyutunda değildi. Şimdi dünya dış ticaretini tehdit edecek boyuta geldi.

Bir de dünya ülkeleri açısından inanılmaz bir bağımlılık var. Aralarındaki bağımlılık ilişkisi Amerikan şirketlerinin Çin’e bağımlılığı ölçüsünde de var. Tedarik zincirleri bakımından Amerika’nın birçok ürünü Çin’de üretmesi, ithal ettiği ürünlerin bir bölümü de aslında kendi firmalarının orada ürettiği ürünler. Dolayısıyla bu karşılıklı bağımlılık ilişkileri bir çırpıda gümrük vergileri ile halledilebilecek bir şey değil. Bunu dünyada büyük bir ticaret savaşı açarak yapmayı göze almış gözüküyor. Bu savaştan herkes çok zarar görecek ama önce Amerika.”

‘Üç ay erteleme geri adım’

“Bu ciddi bir geri adım. Buna mecbur kaldı. Çin’i hariç tutmasının nedeni Çin’i bir karşı hegemon güç olarak gördüğü için onunla kapışıyor. Ama kendisini müttefikler hanesinde yazanlara bunu yapmak zorunda kaldı. Çünkü içeriden çok büyük tepkiler aldı. Zaten bu tepkiler borsaya da yansıdı. Dolayısıyla geri adım attı. Bu geri adım yeniden düşünme ve biraz daha serin kanlı olarak bu işlerin üzerine gitme fırsatı olarak değerlendirmek isteyeceklerdir.”

‘Trump tozuttu’

“Bu kadar tozutmamış olsaydı aslında şu boşluğu gördü; Batı dünyasında kendisine cepheden karşı çıkacak bir güç olmadığını gördü. Yüzde 20’de bıraksa bu gümrük vergisi artışlarını ne Avrupa Birliği’nden ne de diğerlerinden bir tepki gelmeyeceğini düşünebilirdi. Çünkü hegemonyasını büyük ölçüde yitiriyor olmasına rağmen hala askeri olarak çok önemli bir güç. Ekonomik olarak da hala tabii önemli bir güç. Avrupa gibi büyük müttefikleri de ona kafa tutacak değil. Üstelik ortak dış politika belirleme imkanları çok sınırlı. Cepheyi çok geniş tuttu ve dolayısıyla geri adım atmak zorunda kaldı.”

‘ABD’de enflasyon artacak’

“Amerika’da enflasyon çok artacak. İkincisi; ücret malları dediğimiz ücretli kesimlerin tükettiği temel mallarda artış daha yüksek olacak. Çünkü Amerika bunları Çin’den ithal ederek kendi ücret düzeylerini daha düşük tutabiliyordu. Şimdi bu ücret malları dediğimiz ucuza ve emekçi kesimlerin tükettiği mallardaki fiyat artışları oradaki ücret seviyelerini baskılamayı zorlaştıracak. Dolayısıyla orada çok ciddi toplumsal tepkilerin oluşacağını hesaba katmak gerekiyor. Bu çok ciddi bir toplumsal bunalım anlamına geliyor. Amerika’nın bunu karşılaması çok zordur. Dolayısıyla Çin’e karşı politikasından geri dönüşü beklenebilir. Ya da diğer ülkelerden karşılamaya çalışacak. Ama tam telafi mekanizmasının çalışması kısa sürede kolay gözükmüyor.”

‘Yaşanan bunalım savaşla sonuçlanabilir’

"Bu dünya çapında bir durgunluk etkeni olabilir. Ekonomik büyümeler yavaşlayacak. Zaten çok düşük büyüme oranlarına sahip olan bir Avrupa coğrafyasında yüzde 2 büyüyen bir ülkede bunun yarı yarıya düşmesi de bir bunalım meselesi oluyor. Zaten durgunluk eşiğinde olan ekonomiler bunlar. Dolayısıyla bu ilave bir sarsıcı, bardağı taşıran damla olarak işlev görecektir. Bu durgunluk ekonomileri yatırımların azalması hatta bazı yatırımların tasfiye edilmesine yol açabilir. Yeni yatırım yapmak bir kenara, bazı şirketler kapanabilir. Dolayısıyla ciddi bir istihdam sorunu yaratacaktır. Ekonominin istihdam kapasitesinin iyice gerilediği durumda bir takım ırkçı, yabancı düşmanı hareketlerin bundan daha da fazla prim sağlaması beklenebilir. 1929 krizi nasıl Hitler’i doğurduysa böylesine bir korumacı politikalar, içe kapanmacı, ekonomik büyümenin gerilemesi, fiyat artışları vs. böyle bir durumda siyasi olarak bunu çekip götürecek sol hareketler güçlenmezse burada sağ hareketlerin daha da güçleneceği bir durum ortaya çıkabilir ve bu savaş ekonomisini kışkırtabilir.

Amerikan sermayesinin askeri endüstriyel kompleksi dediğimiz şeyi körüklemesi imkânsız değil. Ama bunu bir nükleer savaş boyutuna getirdikleri zaman bu artık Amerika dışında olacak bir savaş olmaktan çıkar. Bunu hesaba katmak zorundalar. Şimdiye kadarki bütün dünya savaşlarına Amerika hep sonradan girdi, savaşları kullandı, her şeyi kendi lehine çevirdi. Ama şimdi Amerikan toprakları da hedef oldu. Üstelik bu çok büyük bir teknoloji savaşı, yapay zekanın da rol aldığı bir savaş olur. Amerika’nın bunu göze alması zor gözüküyor.”

Yorum yaz