‘Trump, Erdoğan’a saygı duyuyor’
“Trump’ın Türkiye’ye ve ondan da daha fazla Erdoğan’a bir sempatisi var. Bu açık. Bunun ne kadar somut etkisi olur bilemiyoruz. İlk dönemde bu etki sınırlı olmuştu. Tabii şu anda nispeten daha kendi gündemine hakim bir Trump var. Bunun tersi örnekler olsa da daha hazırlıklı bir Trump var. Kadrolarda tabii kritik konumlarda neoconlar var ama onlar şu anda Trump’ın suyuna gidiyorlar. Onun isteğinin dışına en azından görüntüde çıkmıyorlar. İçin için işliyorlar mı bilemem. Mesela bu hafta bir skandal patladı. O adamlardan biri, muhtemelen ulusal güvenlik danışmanı, neocon sayılabilecek bir gazeteciyi mesaj grubuna almış. The Atlantic’ten Jeffrey Goldberg bu gazeteci. Trump’ın danışmanı, ona en muhalif gazeteciyi mesaj grubuna almış. Orada bir şeyler var. O grup, için için Türkiye aleyhine de bir şeyler yapabilir. Ama şu anda pek fazla şey yapmıyorlar tabii. Trump ekibi veya Trump gibi bazı adamlar onları mimledi. Zaten çok güvenmiyorlar. İsrail vatandaşlığı olan Adelson’ların kontenjanından girdiler muhtemelen. Kanıtlayamayız ama muhtemelen öyle.
Tekrar konuya dönecek olursak, Trump’ın Türkiye’ye sempatisi var. Otokrat, ‘güçlü’ liderlere sempatisi var. Bizim başımızda da öyle bir lider var. 2016’da Türkiye’de darbe girişimi olduğunda Trump daha seçilmemişti ama kampanya yapıyordu. Gazetecilere ‘Türkiye’yi gördünüz mü? Adam darbeyi nasıl püskürttü!’ dedi. Orada, güçlüklerin üstesinden gelen liderlere, vurdu mu deviren liderlere sempatisi olduğunu gördük. Putin’i çok seviyor biliyorsunuz. Tayyip Erdoğan’a da bir sempatisi var. Bu ne kadar pratiğe yansır onu bilemiyoruz. İyimser olmak için başka nedenler de var. Suriye’de iki bin askeri var. Onları çekmek istiyor. Çok maliyetli diyordu. Bunu önemli görüyor. ‘Ne işimiz var orada’ diyor. Suriye’de şimdi yeni bir yönetim var. İlk gün ne dedi? ‘Türkiye bin yıldır burayı istiyor, sonunda elde etti’ dedi. Zaten o bin yılın beş yüzünde zaten bizimdi ama bunu bir kenara bırakıyorum. Suriye’de yeni bir yönetim var. Hem baskı hem destek yapıyor. Burada Türkiye’nin aktif olmasına da bir şey demiyor. Çekilmeyi düşünüyor. Şam ve SDG de anlaştı. Kırılgan olsa bile. Oradaki IŞİD’liler için de Şam’ın devralması veya Türkiye destekli grupların devralması düşünülebilir. Tabii burada birçok operasyonel ayrıntılar ve zorluklar olabilir. Yine de bu konuda bize nispeten yakın. Türkiye’ye ne kadar yansıyor bilmiyorum ama İsrail düşünce kuruluşlarında her gün ‘Türkiye buraya, Suriye’ye hakim olacak. Operasyonel kapasitemizi sınırlayacak. Onlara had mi bildirsek anlaşsak mı? Buraya üs kuracaklar’ vs. yazılıyor. Trump yönetiminde İsrail’in ne kadar etkili olduğunu biliyoruz. Orada bir anlaşmazlık yaşanabilir.”
‘Rubio’nun Kafkasya ile ilgili mesajları dikkatimi çekti’
‘Trump Rusya ile yakınlaşıyor ama Rusya’dan silah aldık diye bize yaptırım uygulamıştı’
“Rusya’ya gelelim. Putin, savaşta Amerikan şirketlerinin çok fazla para kaybettiğini söylüyor ve yatırımdan yana bir konum alıyor. Trump da bunu istiyor zaten. Amerika’nın kendisi Putin ile kanka olmuşken, bize yönelik ambargolar ne olacak? Orada bir karşıtlık var. Yani şu anda onlarla iş yapıyorlar. Zamanında S-400 aldık diye bize yaptırım uyguladılar. Ben F-35’in iyi olup olmadığı konusunda tam bilgili değilim. O konuları çok daha iyi bilen insanlar var. Tabii onların yorumlar da ne kadar doğrularla ilgili ne kadar ideolojik bilemiyorum. Hangi uçak daha iyidir bilemiyorum. Şu anda kendi uçağımızı yapıyoruz. Bu uçak ne zaman operasyonel olacak? Yunanistan’ın elinde F-35 var.
Kendi üretimimiz uçakla bununla baş edebilecek miyiz? Savunma sanayimizin gelişmesi çok güzel ama F-35 konusunda sorulması gereken sorular var. O konuda da ilerleme olabilir. Trump, ihracatını artırmak istiyor. Tabii orada Kongre faktörü de var. Bugünkü haberlere bakarsak Trump, BM temsilciliği için önerdiği İsrail’e yakın milletvekilinden vazgeçti. Kongre’de cılız bir üstünlüğü var çünkü. Onu da gönderirse çoğunluğu kaybetme riskine girebilirdi. O yüzden geri çağırdı meclise milletvekilini. Kongre’de Trump’ın ciddi bir zaafı var. Birkaç kişi karşı taraftan yana oy kullanırsa istediği yasaları geçiremez. Bu tür olaylar ABD’de yaşanabiliyor. Orada birkaç çıkıntı senatör ve milletvekili var. Trump bunlara söz geçiremeyebilir. Trump bu alanda kırılgan. Tüm ajandasını uygulamakta zorlanabilir. Şimdi gündeme vergi indirimini getirecek. Bazıları karşı çıkabilir buna zenginlere yaradığı için.”
‘Rubio zaten Türkiye aleyhindeki söylemleri ile tanınan bir isim’
“Tulsi Gabbard’ın Suriye konusunda kişisel bir ajandası var ama Trump’ın yok. Tabii IŞİD’in tekrar hortlamasını istemez çünkü ona eksi yazar. Ama onun dışında cılız problemleri başka türlü çözmekten yana. Adam Avrupa’dan çekilmeyi konuşuyor, bırakın Suriye’yi. En azından psikolojik olarak çekiliyor. Belki asker sayısını azaltacak giderek. Suriye onun gözünde illa Amerikan askerlerinin bulunması gereken bir yer değil. Ama Mike Waltz, Marco Rubio vs. neocon olduğu için İsrail etkisinde. İsrail de ABD’nin bu bölgede hep aktif olmasını ister. Tulsi Gabbard ile neoconlar birçok konuda farklı olsa da Suriye’de birbirine yakın. Trump yönetiminde belki işler farklıdır ama istihbarat direktörü isterse her sabah Başkan’a brifing verebilir. Ama karar alıcı bir pozisyon değil. Tabii Trump yönetiminde işler, alışıldık yönetimlerden farklı istiyor. Trump’ın zaten uzun brifinglere tahammülü yok. Ama kamuoyuna açıklanan raporlar da var bunlar kritik. Trump anladığım kadarıyla çevrecilik konularının kamuoyu açıklamalarından çıkarılmasını istemiş mesela. Yani özetle Suriye konusunda Trump’ın kendisiyle sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum. Ekip belki işi karmaşıklaştırabilir. Adam açıkça ‘Türkiye istiyordu, aldı. Çok güzel’ dedi. O görüşmede YPG ile ilgili bizi mutlu edecek kırıntı dahi yok.
Medyaya da çıkmadılar yanılmıyorsam. Ayrı ayrı açıklamalar yapıldı. Yani İmamoğlu konusunda da konuya girdi-girmedi tartışması da oldu. Rubio yine konuya değindiğini söylüyor. Avrupa’nın önde gelen ülkelerinin çoğu gidip görüştü. İngiltere gitti. Macron da görüştü. Almanya’da durum farklı. Bizde iki ayı geçti, daha dışişleri bakanları yeni görüşüyor. Biz çok önemliyiz diyoruz. Elbette önemliyiz bazı açılardan ama neden bugüne kadar bu görüşme olmadı? Mesela Kongre’de bize yakın isimlerle görüşülmüş. Biraz da bize mesafeli bakan adamlarla görüşüp ikna etmek gerekiyor. Bu tabii ki tek görüşmeyle olmaz ama yapılması lazım. Yani Bakan Fidan’ın gezisi büyük bir başarı gibi gelmedi bana. Rubio çıkıp ‘Türk müttefikimiz ile büyük işler yapacağız’ demedi. Zaten Rubio’nun karnesinde Türkiye aleyhine çok şey var. Belki en az on konuda Türkiye aleyhinde durmuştur. Açıklamaları mevcut. Türkiye’ye sempati duyduğuna dair hiçbir işaret yok.”