Sultan Abdülaziz dönemi Osmanlı İmparatorluğu’nda, 1950’ler İstanbul’u ve yakın dönemde geçen, sürpriz finaliyle okurları şaşırtacak polisiye romanı ‘Paylaşılamayan Cinaye’t hakkında da konuşan yazar Melih Esen Cengiz şunları söyledi:
”Romanlarımdaki kahramanlar aslında anti kahramanlardır. Örneğin komiserler, her zaman romanda sonuca giden, çözümü şıp diye bulan, sorunu çözen karakterler değil; kahramanlarım her zaman sonucu hissederler fakat o son, onların düşündüğü gibi değildir. Sonucu her zaman için okuyucu anlar. Karakterlerimi hiçbir zaman bir kahraman olarak betimlemek istemiyorum.”
Sultan Abdülaziz dönemine değinen Cengiz, şu ifadeleri kullandı:
“Abdülaziz döneminde bir çok kurum oluşuyor. Abdülaziz, Galatasaray Lisesi, Darüşşafaka gibi birçok oluşuma önayak oluyor. Müziğe meraklı, kendi heykelini yaptırıyor ve Avrupa gezisine çıkıyor. Fransa ve İngiltere’de geçirdiği zamanlar o ülkenin basınında büyük yankı uyandırıyor. Abdülaziz, aynı zamanda çok büyük bir donanma kuruyor. Romanımda da o döneme çok fazla yer verdim.”
Anadolu’ya bin yıldan uzun süredir “Türkiye” dendiğine dikkat çeken yazar Melih Esen Cengiz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yaşadığımız toprakların ismi 1085’ten beri Türkiye. Selçuklular geldi, Osmanlılar geldi; fark etmiyor. 1100 yıldır bu toprakların adı Türkiye. Gerçi devlet olarak Türkiye ismini kullanan sadece Memluklerdir... Padişahlar, sadrazamlar, Batı’ya karşı nasıl devleti güçlendiririz diye düşünüyorlar. Bunların hepsinin kaygısı biz nasıl yeniden güçlenebiliriz? Herkes çok uğraştı fakat ekonomik sıçramayı yapamadık.”