6 yaşında başladığı müzik kariyerini 24 yıl boyunca sürdürdükten sonra müziği bırakan keman virtüözü Özlem Göncü, üçüncü romanını anlattı. Göncü, şunları söyledi:
Edebiyata sığındım. Üretim, özellikle sanatsal üretim değişmiyor. Kemanı bırakıp yerine kalem aldım. Müzikte kolektif olmak, bireysel yanınızı baskılamak zorundasınız. Yazmak öyle değil yazarken tamamen özgürsünüz. Roman yazarken işitsel yeteneğimden epeyce faydalanıyorum. Yazdıklarımı sık sık yüksek sesle okurum. Kulağımı tırmalayan bir kelimenin tüm gün kafamda dönüp dolaştığı olur.
'Genelde biz, kazananların sesini duyarız. Muktedirlerin sesi her zaman daha fazla çıkar. Bu ses, Türkiye’de de dünyada da yüksektir. Bu nedenle romanlarında kaybedenlerin hikayelerine odaklandım. Edebiyatta kaybedenlerin sesine yer verebilmeliyiz' diyen Göncü, sözlerine şöyle devam etti:
Görünenin arkasındakini önemsiyorum. Despotik bir yazar olmamaya gayret ediyorum. Despotiklikten kastım, tanrısal anlatıcı perspektifi ile yukarıdan baktığınızda bazen yazarın sesini metinde fazla duyarız. Onu, kısmaya gayret ediyorum ve karakterleri duymaya çalışıyorum.