FETHİ YILMAZ’LA YAZI-YORUM

Gazeteci Mustafa Hoş: 'Gazeteciler, ya hakikatin bekçisi olacaklar ya da hakikatin celladı olacaklar'

Gazeteci Mustafa Hoş, Yazı -Yorum programında Fethi Yılmaz’ın konuğu oldu.
Sitede oku
Halk TV ve BirGün gazetesinde çalışan gazetecilere yönelik gözaltılar ve tutuklamalar hakkında konuşan Mustafa Hoş şunları söyledi:
Son zamanlarda gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklamalara baktığımızda, meslek hayatımdaki 40 yıllık süreç içerisinde şu an ki iktidar kadar gazetecilerden nefret eden başka bir iktidar görmediğimi söyleyebilirim. Gazetecilerden neden bu kadar nefret ediliyor? Bu ülkeyi yönetenlerin ve hatta muhalefetin hakikatle sorunu var. Sıkı yönetim zamanlarında bile gazeteciliğe bir çerçeve çizilemez. Suçlarsın, gözaltına alırsın, işkence edersin, vurursun, öldürürsün, öyle de oldu zaten. Fakat bir çerçeve çizemezsin, sen böyle yapacaksın, haberi böyle bakacaksın, haberi böyle şekillendireceksin. Haber yaparken kime ne kadar yarayacağını hesaplayacaksın. Hakikati zedelediğin zaman o toplumda hiçbir şeyin dengesi olmaz. Hakikat bu kadar önemlidir. Toplumsal bir zemindir hakikat. Toplumların elinde hakikat alındığı zaman bir birliktelik olmaz. Bu nedenle hakikatin bu kadar zedelenmesini herkesin dert etmesi lazım. Bu sadece bir gazetecilik meseli değil, sosyal bir meseledir. Özet olarak, gazeteciliği tarif etmek istiyorlar diyebiliriz. Gazeteciliğin çerçevesini çizmek istiyorlar. Bunu yasalarla, kanunlarla, sopayla yapamazsınız. Gazeteciliğin çerçevesini, gazetecinin evrensel ilkeleri belirler. Öyle bir deneyimden geçmiştir ki bir sürü birikim vardır, bilgi vardır içerisinde, bedel vardır. Hatta bu topraklarda çok ağır bedeller ödenmiştir. Ahmet Samimler'den Uğur Mumcu'ya kadar uğruna, ölümlere gidildiği bir yerde bu çerçeveyi çizmek bu kadar kolay olamaz.

'Gazeteci kimsenin sohbet arkadaşı değildir'

Gazetecilikten en önemli şeyin kamu yararı olduğunu söyleyen Mustafa Hoş, sözlerine şöyle devam etti:

Suat Toktaş hala içeride ulusal yayın yapan bir yerin genel yayın yönetmeninin içeride olması bu kadar kolay olabilir mi? Bu normalleştiriliyor. Yapılan bir haber bunun başka tartışması yok. İş yalnızca orada kalsaydı oradan hakikat üzerine başka bir mutabakat sağlanacaktı. Halk TV, kendisi içerisinde de düğmeyi yanlış ilikledi. Her şey birbirine karıştı. Halbuki konuşulması gereken neydi? Yalnızca haber yapıldığı konuşulmalıydı. Gazeteci kimsenin sohbet arkadaşı değildir. Artık ya hakikat bekçisi olacağımız ya da hakikatin celladı olacağımız bir dönemdeyiz. Haberin etiğini tartışmak için habere sahip çıkmak gerekir. Ortalığın ayağa kalması lazım, gazeteci örgütleri nerede? Medya, yasama, yürütme ve yargıdan sonraki dördüncü kuvvettir. Dördüncü kuvvet dedikleri medyayı ne hale getirdiler. Bu kararın vermeden gazetecilik mesleğinin yürümesi mümkün değil. İktidarla muhalefet arasındaki ya da Türkiye'deki bir rejim sorunu içerisinde gazeteciliği yok ettiler.

USAID’ın fonladığı “bağımsız” denilen medya kuruluşları hakkında da konuşan Gazeteci Mustafa Hoş, konuyla ilgili şu yorumları yaptı:

Kim aldı, kim yedi? Kaynakları aldığınızda kendi işlevinizi yerine getirmiyorsunuz. Kaynağı verenin amacına hizmet ediyorsunuz. Hakikat, birilerinin çıkarı için kullanılmaya başlandığında hakikat olmaktan çıkar. Fonlar ya da bunları kullanan insanların ne yaptığı, hangi amacı gerçekleştirmek uğruna, hakikati ne kadar zedeleniyor net bir şekilde ortaya çıkması lazım. Tükürükte boğulması, insan içine çıkmaması lazım. Gazetecilik yapmak bir kenarda dursun. Bir yerde bir sorun var ve bu çözülmeden olmuyor. Yalnızca Türkiye'de değil dünyada da böyle tablolar olduğunu görüyoruz. Fakat oralarda bu durumlar yaşandığından utanç olarak gören insanlar var. Bu ülkede normalde sokağa çıkamayacak insanlar kanaat önderi oluyor. Hakikat, kişilere bağımlı değildir. Hakikatin kendisi değerlidir.

'Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'yi CHP'ye dövdürüyor'

Ekim-Kasım ayından itibaren önce Esenyurt Belediye Başkanı, ardından Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat tutuklandı diyen Fethi Yılmaz, CHP’ye peşe peşe yapılan tutuklamalar ve açılan soruşturmaları Mustafa Hoş’a sordu. Mustafa Hoş, konuyla ilgili şöyle dedi:

CHP'nin kendini kendi kendini yeme refleksinden kurtulması lazım. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'yi CHP'ye dövdürüyor. Galip gelecek. CHP'nin bir kendisini eleştirecek bir iktidara o anlamda ihtiyacı yok.

'Müteahhit iktidarından kimse bahsetmiyor'

Fethi Yılmaz, 53 bin 725 kişinin hayatını kaybettiği 6 Şubat 2023 yılında meydana gelen depremlerin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen devam eden davaları, tahliye edilen müteahhitleri hatırlattı. Yılmaz, devletin zenginleri yargılamaya gücü yetmiyor mu diye sordu.
Mustafa Hoş, konuya ilgili şöyle konuştu:
Herkes iktidardan bahsediyor ama müteahhit iktidarından kimse konuşmuyor. Öyle bir beton mutabakatı var ki yıkılmaz. İçinde bütün o siyasi partilerin oluşturduğu böyle büyük bir beton var. İşte o beton duvara insanlık, çarpa çarpa hayatını kaybetse de yakalanmayanlar var. Kendi selasını duyarak hayatını kaybeden insanlardan bahsediyoruz. Türkiye'nin acı eşiğini öyle bir yükselttiler ki artık acı eşiği nerede olmalı ki herkes bir aynı anda üzülsün. Kartalkaya’daki yangından sonra herkes Sırbistan'a örnek verdi. Sırbistan’da çatı çöktü 19 kişi hayatını kaybetti, halk sokağa döküldü ve istifalar geldi. Bu ülkede kim aynısı yaptı? İktidar yaptı, muhalefet yaptı diyerek suçu hep başkasına yüklüyorlar. Peki sen ne yaptın? Bir şeyleri düzeltmek için herkes önce kendisine baksın.
Yorum yaz