Sahaflarda başlayan hikâyesinin peşinden gidip okuru siyah beyaz fotoğraflara konuk eden İlkay Yıldız, şunları söyledi:
Sahaflardaki kutular içinde satılan fotoğraflar, her birimizde hüzün uyandırıyor. Temelde hepimizi meraklandıran bir düğün fotoğrafı veya bir mezuniyet fotoğrafının nasıl olup da Beyoğlu’nda veya Kadıköy’de bir sahafın içindeki o kutuya düşüyor? Sahaflara da bunu sordum, çoğunun hikayesi çok hüzünlü. Kimisi kâğıt toplayıcıları tarafından çöpten bulunup getiriliyor. Kimisi emlakçılar bir evi kiralayacakları ya da satacakları zaman o evde bırakılmış oluyor. Kimi zaman aile yakınları satıyor arşivlerini. Vefat eden insanların eşyalarından toparlanıyor onlar.
Öykü kitabım Sepya’da fotoğraflarını gördüğümüz ama kim olduklarını bilmediğiniz insanların kurgu öyküleri ile bir geri verme denemesi yapmak istedim diyen Yıldız, şöyle konuştu:
Fotoğraflara bakıp o insanların kim oldukları ya da nasıl bir dönemde yaşadıklarını kurgu öykülerle anlattım. Bu öyküler aslında fotoğraftaki insanlarla ilgili ama onlar hakkında değil.
Dünyanın Yan Etkileri adlı kitabı hakkında da konuşan Yıldız, sözlerini şöyle noktaladı:
Kitapta, ‘Turistler İçin Oda’ adlı öykümde, bu ülkedeki birçok kadının içselleştirebileceği bir hikaye yazdım. Hem bizim yaşadığımız toplumda hem de dünyanın başka ülkelerinde birçok kadının kimileri ailelerinde, kimileri evliliklerinde, kimileri işyerlerinde baskılanıyor.