Türkiye, dün 6 Şubat Depremi'nde hayatını kaybedenleri anarken, Ege Denizi'nde süren deprem fırtınasının endişesini taşıyor. Olası Marmara Depremi konusunda ise uzmanlar önlem alınması gerektiğini anlatırken İstanbul depreme hazır mı sorusu akıllarda. Peki İstanbul'da durum ne? İstanbul'da yapı stokları ne durumda? İstanbul'da kaç yapının iyileştirilmesi gerekiyor? İBB Şehircilik Grubu Başkanı Ali Kurt, İstanbul'da 2000 yılı öncesi her yapının potansiyel risk taşıdığını belirtirken, kentteki yapı stokunun yüzde 70'inin riski konumda olduğunu vurguladı.
İstanbul'un yapı stoku ne durumda? Kaç bina riskli?
İstanbul'daki yapıların durumu hakkında Cumhuriyet'e konuşan İBB Şehircilik Grubu Başkanı Ali Kurt, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un “İstanbul’da 1,5 milyonu yüksek risk altında, her an yıkılabilecek 600 bin ev var” açıklamasını değerlendirdi.
Riskli yapı konusunda rakamların anlatım farklılığı sebebiyle birbirinden ayrı çıkabildiğini söyleyen Kurt şu bilgileri verdi:
“Aslında herkes aynı şeyi söylemeye çalışıyor ama anlatım teknikleri farklı. Bize bugüne kadar riskli bina taramaları için 160 bin başvuru yapıldı ancak yalnızca 35 bin bina sahibi yetkilileri tarama için içeri aldı. İnsanlar korkuyor ve son dönemde büyük değişiklik gösterse de ilçe belediyeleri bu konuda tam bir işbirliğine yanaşmıyor. İBB’nin strateji belgesine göre de 200 bin yapının acil dönüşmesi gerekiyor. Başka bir biçimde de İstanbul’daki yapı stokunun yüzde 70’i riskli konumda. Ancak burada en önemli durum, bu sayıyı tam bilebilmek için tüm yapıların bir an önce taranması”
2000 yılı öncesi yapılan her yapı potansiyel riskli
İstanbul’daki yapım yönetmeliklerinin 1999 Marmara Depreminden sonra iyileşmeye başladığını ancak bu alandaki sorunun da devam ettiğini belirten Kurt, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Böyle bir süreçte İstanbul’da 2000 yılı öncesi yapılmış her yapı potansiyel riskli. Hem yetersiz mühendislik hizmeti almaları hem de kalitesiz inşaat malzemesi kullanımı bunun en önemli sebebi. İstanbul’da yıkımını gerçekleştirdiğimiz çoğu yapıda deniz kabuğu gibi malzemeler ön plana çıktı ve bu her açıdan çok riskli. Yapım teknikleri eski, inşaat malzemelerinin kalitesi düşük ve yapılar eski. Hatay’da yıkılan binalar İstanbul’dakilere kıyasla daha genç ve sağlam binalardı.”