OKAN ASLAN İLE GÜN ORTASI

Egemen Gürcün: ‘Anne Bakiye’ye verilen cezalar, iddianame ve mütalaaya uygun bir şekilde verildi’

Cinsel istismar sonucunda hayatını kaybeden 2 yaşındaki Sıla bebeğin ölümüne ilişkin davada karar açıklandı.
Sitede oku
Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında sanıklar son kez savunmalarını yaptı. Mahkeme heyeti, yapılan savunmaların ardından hükmünü açıkladı. Anne Bakiye Yeniçeri’ye 28 yıla yakın hapis cezası verildi. Mahkeme, anne Bakiye Y.'yi öldürme suçundan 24 yıl, suç delillerini karartmaktan 3 yıl, suçu bildirmeme suçundan ise 9 ay olmak üzere toplam 27 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı. İddianamede, anne Bakiye Yeniçeri (29) hakkında "ihmali davranışla kasten öldürme" suçundan 67 yıl, komşu Kani A. (32) hakkında "nitelikli cinsel istismar" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından 28 yıl 6 ay hapis cezası talep edilmişti.
Tekirdağ Barosu Başkanı Egemen Gürcün, Radyo Sputnik’te yayınlanan Gün Ortası davasında Sıla bebek davasında açıklanan kararla ilgili açıklamalarda bulundu.
Gürcün, konuyla ilgili şunları aktardı:

Mahkemenin vermiş olduğu cezalar gerçekten değerlendirdiğimizde uygun cezalar. Anne Bakiye’ye verilen cezalar iddianame ve mütalaaya uygun bir şekilde verildi. Suça sürüklenen çocuk Gökmen ve Kadir Ağacalı'yla ilgili olarak da verilen cezalar TCK'daki özel hükümler nedeniyle çok da fazla yüksek olamıyor. Bu nedenle onlara da verilen ceza 7 yıldı. Çocuğun cinsel istismar suçundan. Kadir’e verilen ceza da 13 yıl altındaydı. Kadir, toplamda 20 yıl altı 6 ceza aldı. Yetişkinler, komşu Kani ve Sanlı da beraat ettiler. Türkiye Millet Meclisi'nde bu davalarla ilgili kurulan bir araştırma komisyonu var.

‘Mahkemelerin bu kararlarının biz artık değişmesi gerektiğine inanıyoruz’

Davada yaşananları anlatan Gürcün, şunları söyledi:

Komisyon üyesi Milletvekili Suat Çağdaş vardı. Bir de ben vardım. Baro başkanı olarak ikimizi mahkeme salonuna aldılar. Taraflar dışında. Biliyorsunuz çocuk yargılamaları kapalı bir şekilde yapılmakta. Bu nedenle basın giremiyor. Son sözler verildi bugün ve ardından avukatlara söz verilerek hüküm açıklandı. Mahkeme, hükmün açıklanmasından önce 15-20 dakika ara verdi. Aranın ardından duruşmaya bizleri davet ettiler ve hükmü açıkladılar.

'Davalarda katılma müessesesi var. Suçtan zarar gören olarak şikayetçi oluyorsunuz. Barolar bu konularda defaatle suçtan zarar gören kavramına dolayı katılma talebinde bulunurlar. Biz de bugün ilk duruşmada hatta soruşturma aşamasında bu şikâyet dilekçesiyle bunları yapmıştık. Fakat mahkeme bunları kabul etmemişti' diyen Egemen Gürcün, sözlerine şöyle devam etti:

Avukatlık Kanunu 76. ve 95. maddelerde avukatlara ve barolara, baroları daha doğrusu hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak, korumak görevleri veriliyor. Biz bu görevler kapsamında bugün mahkeme salonlarında barolar olarak bulunuyoruz. Biz bu katılma talebini yaptık fakat mahkeme kabul etmedi. Gözlemci olarak davaya katılmamıza hükmetmişti ve gözlemci olarak davaya katıldık. Burada yapılabilecek olan pek bir şey yok. Zaten etkili bir şekilde de şu şikâyetçi sıfatınız olmadığı için söz hakkınız da ceza yasası kapsamında bulunmuyor. Mahkemelerin bu kararlarının biz artık değişmesi gerektiğine inanıyoruz. Yargıtay’ın bu fikrinin değişmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü Sıla bebeği kaybettik. Sıla bebeğin kaybına giden yolda uyuşturucu bağımlısı ya da kullanıcısı bir anne var. Anne cezaevine giriyor çıkıyor. İki çocuğunu tekrar geri alıyor. Bu çocuklar nasıl bakılıyor? Nerede yatıyorlar, kalkıyorlar? Bunlarla ilişkin bir araştırma var mı yok mu ya da biz bilmiyoruz. Tekirdağ Barosu adına yapma açıklamada da şunu ifade ettim. Bir yargılama yapıldı, birileri ceza aldı ve beraat ettiler. Bu bir ceza yargılamasıydı, bir dosyaydı ve o dosya kapanmadı. Ceza hakkı gereğinde üst mahkemelere doğru devam edecek ancak hüküm tesis edildi. Türkiye'deki yargı mensuplarının bu konuda daha aktif tutum sergilemesi gerektiğini düşünüyorum. Çocuk istismarına yönelik konularda hukuki sorumlulukları olan kamu kurumlarımız var. Bu kamu kurumuna göre yapan insanlar var. Sorumluluklarını yerine getiriyorlar mı?, raporlamaları yeterli mi?, gerçekten gerekli denetimler etkin bir şekilde yürütülüyor mu?, bu konularda gerek valilikler üzerinden gerek bakanlık üzerinden yapılacak araştırmalar ile bunların kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor. Toplumun şunu bilmesi gerekiyor, bu konularda etkin bir şekilde gerekli çalışmalar yapılıyor. Mutlaka çalışmalar yürütülüyordur ama bu olayda cezaevinden çıkan bir anne çocuklarını alıyor ve evi olmayan bir yere gidiyor. Malkara'ya gidiyor ve çocuğu da oraya gidiyor. Ceza yargılamasında ifade edildi anlatmamda sakınca yok. Anne Bakiye, Fuhuşa zorlandığını ve eşitli şekillerde çocuğunu birbirine bırakmak zorunda bırakıldığını söylüyor. Anne Bakiye, duruşmalarda defaatle bunu dile getirdi. Buna yönelik olarak çocuklarını bıraktığı kişi işte bu SSÇ'ler o evde yaşayan SSÇ'lerin bulunduğu eve kaç defa çocuk bıraktı?, nasıl bıraktı? Bunlarla ilgili soruşturmalarla şikâyetler yapıldığı söyleniyor. Gerek teyzesi tarafından gerek babası tarafından. Ama bunların etkili bir şekilde yürütülmediğini bizlere ilettiler. Bu konuları araştıracağız. Bu konularla ilgili daha sonra da gerekli çalışmaları yapıp kamuoyuyla paylaşmayı düşünüyoruz

Yorum yaz