SEYİR HALİ

Deniz suyundan içme suyu elde etmenin maliyeti ne kadar?

Küresel su krizi derinleşirken, deniz suyunu içme suyuna dönüştüren teknolojiler umut vadediyor. Peki, bu yöntem ne kadar sürdürülebilir ve maliyetleri ne düzeyde?
Sitede oku
Tatlı su kaynaklarının hızla tükenmesi, deniz suyunun arıtılarak içme suyu haline getirilmesini önemli bir alternatif haline getiriyor. Ancak, bu teknolojinin yüksek enerji ihtiyacı ve maliyetleri, yaygınlaşmasının önündeki en büyük engellerden biri olarak görülüyor. Peki, tuzdan arındırma teknolojileri günümüzde ne kadar verimli ve ekonomik?
Gazeteci Ali Çağatay, Radyo Sputnik’te yayınlanan Seyir Hali programında deniz suyundan içme suyu elde etmenin maliyeti hakkında konuştu.
Çağatay, konuya ilişkin şunları aktardı:
Ülkenin bir susuzluk sorunu var. Özellikle de İstanbul’un susuzluk sorunu var. İstanbul'un susuzluk sorununun aşılabilmesi için yapılması gereken basit bir şey var. Dört bir tarafımız denizlerle çevrili. Deniz suyunu arıtarak çok rahatlıkla içme suyu ve kullanma suyu gereksinimlerimizi karşılayabilecek durumdayız. Ancak bunu yapmıyoruz. Halbuki deniz suyundan arıtma yapılabilir. Deniz suyundan arıtmanın yüksek maliyetli olduğuna ilişkin bir genel kabul var. Deniz suyu bundan 50 yıl önce, 60 yıl önce doğal yollardan elde edilmiş şebeke suyuna göre elbette maliyetliydi. Ama şimdi geliştirilen teknolojiler sayesinde deniz suyu artık eskisinden daha ucuz. İstanbul'da şebekelere verilen ve bizim evde tükettiğimiz kullanma suyu, aslında içme suyu olarak da kullanılabilir. Ankara, İstanbul, İzmir'in arıtma sistemleri fena değil. Gönül rahatlığı ile içilebilir deniliyor. Deniz suyunu arıtmak için elektrik kullanıyoruz. Elektrik maliyetleri düştüğü takdirde deniz suyunu arıtma maliyeti de düşüyor. Elektrik maliyetleri ve teknoloji kullanımına bağlı olarak metreküp maliyetleri değişiyor. Bir metreküp deniz suyunun arıtılması 0.3 ile 0,9 dolar arasında değişiyor. 1 dolar bile yetmiyor. İstanbul'da şebeke suyu da aşağı yukarı bu fiyattan satılıyor vatandaşlara. 2025 yılı ocak ayı itibariyle döviz kurları baz alındığında deniz suyundan arıtılmış suyun maliyeti 10 lira ile 30 lira arasında değişiyor. İSKİ'nin verdiği su da aşağı yukarı bu fiyatlarda. Bu yüzden ortada bir maliyet dezavantajı yok.

İSKİ'nin musluklarımızdan akan suyunun metreküpü 12 lira

İstanbul'da konutlar için, sıfır ile 10 metreküpe kadar su kullanırsanız 12 lira ödüyorsunuz metreküp başına. İkinci kademe dediğimiz, 10 metreküpten fazla kullanıyorsanız 18 lira ödüyorsunuz. Deniz suyundan arıtılmış suyun maliyeti 10 lira. Konutlarda birinci kademe su tüketim maliyetine İSKİ'nin verdiği 12 lira. Demek ki İSKİ'nin bugün verdiği sudan daha düşük bir maliyet. İSKİ'nin musluklarımızdan akan suyunun metreküpü 12 lira. Deniz suyundan arıtılmış bir suyun, tabii ideal koşullarla ve düşük ya da ucuz enerji kullanmak kaydıyla maliyeti de yaklaşık 10-12 lira civarında. Bunun üzerine İSKİ en fazla bir işletme maliyeti koyabilir. İşletme maliyetini de koysan hadi diyelim su olsun 13 lira. Ama bu neye yarayacak? Şuna yarayacak, çünkü işletme maliyetlerini koysanız da en azından susuzluk gibi bir derdimiz olmayacak. Susuzluk gibi bir derdimiz olmayacaksa biz bu maliyete katlanabiliriz.
Suudi Arabistan 1940 yılından bu yana içme ve kullanma suyunun yüzde 90'ını denizden elde ettiğini söyleyen Ali Çağatay, şunları söyledi:
Suudi Arabistan ilk içme ve kullanma suyunu deniz suyundan arıtmaya başladığında maliyetler normal şebeke suyunun 10-15 katı civarındaydı. Şimdi 10-15 katından birebir maliyete doğru gelmiş. Suudi Arabistan'da da böyle. Orada da normal Riyad Belediyesi'nin şebekeden verdiği suyla denizden arıtılmış suyun maliyeti arasında çok küçük bir fark var. Denizden arıtılmış su bir miktar daha pahalı. O kadar. Ama çok pahalı değil. Katlanılabilir bir maliyetten bahsediyoruz. Bugün yapılması gereken çok basit. İki-üç tane büyük arıtma tesisi kurarsınız. İşletme maliyetini de ödersiniz. Amortismanı da zaten çok uzun sürmeyecektir. Bir süre sonra halka temiz ve sürekli sürdürülebilir su temin etmiş olacaksınız.
Deniz suyundan içme suyu elde etmek için birkaç yöntem olduğundan bahseden Çağatay, sözlerini şöyle sonlandırdı:

Deniz suyu üç-dört yolla üretiliyor. Bir ters ozmoz dediğimiz yöntemle. Ters ozmozda su bir basınç altında yarı geçirgen bir membrandan geçiyor. Tuzlar ve mineraller kalıyor. Geride kalan su neredeyse saf su. Bu saf su içinde mineral bulunmuyor. Bu saf suyu mineralizasyonla zenginleştirebiliyorsunuz. Termal damıtma yoluyla da elde edebiliyorsunuz. Deniz suyu ısıtılıyor, buharlaştırılıyor. Sonra bu buhar yoğunlaştırılıyor ve buradan saf su elde ediliyor. Bir elektrodiyaliz yöntemi var. Elektrodiyaliz yöntemi kullandığınız zaman da yine mineraller ayrışıyor. Mineral dışarıda kalıyor. Bunu da yine mineralize ederek mineralden zengin hale getirmek mümkün. Ters ozmoz için başlangıç yatırımı 1 milyon lirayla 10 milyon lira arasında değişiyor, 10 bin metreküp için. İşletme maliyeti metreküp başına 50 kuruşla 3 lira arasında değişiyor. Bu maliyetin içinde enerji, kimyasallar ve membran değişimi de var.

Yorum yaz