‘Türkiye’nin oradaki devletçik projesine müdahale etmesini istemiyorlar’
Gazeteci Hasan Erel'e göre Trump'ın Kanada ve Grönland arzusu felaketle sonuçlanabilir. Suriye'de ABD'nin YPG'ye desteğini kesmeyeceği değerlendirmesinde bulunan Erel, Türkiye'nin operasyon yapması halinde Trump dönemi Türk-Amerikan ilişkilerinin gerileyebileceğini vurguladı.
Sitede okuABD’de 5 Kasım’da başkanlık seçimlerini kazanan Donald Trump, 20 Ocak’ta koltuğa oturmadan önce de yayınladığı mesajlarla dünyanın gündemine oturdu.
Trump, Kanada’nın ABD’nin 51. Eyaleti olması konusunda bir mesaj yayınladıktan sonra, Danimarka’ya bağlı Grönland adasının da Amerikan kontrolüne geçmesini arzuladığını belirtti. Danimarka Kraliyeti, kraliyet armasına Grönland’ı ekleyerek tepkisini gösterirken, Danimarka Başbakanı da Grönland’dan taviz vermeyeceklerini ifade etti.
Kanada’da ise iktidardaki Liberal Parti politikacıları, Trump’ı ekonomik yaptırımlarla tehdit etti. Buna karşılık Trump, gümrük vergilerini arttıracağını açıkladı. Kanada’da diğer yandan iktidardaki Liberal Parti’nin lideri ve Başbakan Justin Trudeau, istifa ettiğini bildirdi.
Öte yandan Trump, Suriye konusunda “Türkler, 2 bin yıldır istediğini aldı” ifadelerini kullandı. Suriye’deki Amerikan askerlerinin çekilip çekilmeyeceğiyle ilgili soruya ise Trump, “Bu, askeri stratejinin parçası olan bir konu. Cevap veremem” dedi.
ABD’de başkan seçilen Donald Trump’ın dış politika mesajlarını, Danimarka ve Kanada ile yaşanan krizi, Trump dönemi Türk-Amerikan ilişkilerini ve Suriye denklemini, ATASAM uzmanı ve gazeteci Hasan Erel ile konuştuk.
‘Trump, Danimarka gibi bir NATO üyesi ülkeye neredeyse savaş ilan edecek hale geldi’
Donald Trump’ın Grönland, Kanada ve Panama Kanalı mesajlarının Napolyonvari bir izlenim uyandırdığını vurgulayan Hasan Erel, Danimarka ile ABD arasında yaşanabilecek bir sürtüşmenin NATO’nun itibarını sarsacağını kaydetti. Hasan Erel’e göre Trump kabinesinde görevlendirilecek Elon Musk, sağ görüşlü cenahta Bill Gates’in ve George Soros’un rolünü üstlendi:
“Trump’ın açıklamaları şaka olarak da ele alınabilir fakat bu insan ‘dünyanın en güçlü ülkesinin’ başkanı şu anda. 12 gün sonra yemin edip koltuğuna oturacak. Trump’ın kişiliği ayrı, Amerikan başkanı olarak söyledikleri ayrı şeyler. Kanada’yı ekonomik anlamda fethetmekten bahsediyor. Grönland’a oğlunu yolluyor. Bugün de Samantha Power gitmiş. CIA’in operasyonel sivil toplum örgütü. Panama Kanalı’na gözünü dikiyor. Meksika’yı bağlamaktan söz ediyor. Yeni Napolyon gibi imparatorluk söylemiyle ortaya çıktı. Biz, ‘Trump barış getirip savaşları bitirecek’ derken bambaşka bir Trump çıktı ortaya. Ama burada başka bir şey var. Acaba Trump, Rusya ile anlaşma mı yaptı? Çin’e karşı bir hamle mi hazırlıyor? Yeni bir Monroe doktrini mi yazıyor? Çünkü kendi kıtası üzerinden çok konuşuyor. Ama mesela Avrupa’yı, NATO’yu pek sallamıyor. Danimarka gibi NATO üyesi bir ülkeye neredeyse savaş ilan edecek. Kanada da NATO üyesi. Beşinci maddenin ruhuna el-Fatiha diyoruz. Çin’e karşı bir hazırlık yapıyor. Rusya ile bence bir anlaşma zemini arıyor olabilir. Veya belki de yeni bir rekabet formülü oluşturup pazarlık gücünü arttırmaya çalışıyor olabilir. Arktik bölgesindeki rakibi Rusya. Pasifik’teki rakip Çin.
Çin’in çok hızlı bir gelişme süreci var. Nüfus ve ekonomik büyüklük açısından Rusya’dan önde gelen bir dünya devi oldu Çin. ABD’nin en büyük rakibi de Çin. Pasifik’te savaş beklentisi dahi varken konu bir anda ABD’nin Kanada’yı ve Grönland’ı alarak Rusya’ya karşı yarı yarıya alan kazanması gündeme geldi. Demek ki Kuzey Deniz Yolu çok kritik. Burası yeni açıldı. Rusya’nın deniz sularında. Bu yol demek ki dünyadaki nakliye yollarını çok hızlı aşan, kestirme yoldan ticareti yürütebilecek bir geçit. Trump oraya öncelik vermiş olabilir. Tabii burada bir İngiltere faktörü de var. Gözden kaçmaması lazım. Komplo teorisi vari konuşulan bir şey vardı. ABD, Rusya ile gizli işbirliği yaparken, İngiltere de Çin ile yapıyor şeklinde. İşte Körfez bölgelerindeki etkisi, finans gücü vs. sebebiyle böyle bir teori vardı. Elon Musk şimdi sanki bunu doğrularmışçasına İngiltere’deki hükümete adeta savaş açtı ve bir kampanya başlattı. Bunun içinde Soros ve Bill Gates faktörü de var. George Soros ve Bill Gates’i toplayın, Elon Musk’ın o kamptaki izdüşümü oluyorlar. Musk şu anda ikisini birden kapsıyor. Oligarşi değişti ama emperyalizm değişmedi. Amerikan emperyalizminin hedefleri ve yol haritası değişti belki. Trump’ın barış getirebileceği bir konu var mı şu anda? Ukrayna var ama o da çok kolay olacak bir şey değil.”
‘Hitler’in, Napolyon’un Rusya seferleri vardı. Trump’ın da Kanada ve Grönland seferi aynı akıbeti yaşatabilir’
Trump’ın yeni dönemde Yemen’i ve İran’ı hedef alarak siyonist kanat ile anlaşabileceğini belirten Erel, diğer yandan siyonistler ile Trump arasındaki ittifakın, neocon kanatla Trump arasında da uzlaşı sağlayabileceğini kaydetti. Hasan Erel ayrıca ABD’nin dev dış borcuna dikkat çekerek, Kanada ve Grönland’ı topraklarına katma planının ters tepebileceğini ifade etti:
“Bence siyonistler, Trump ve neoconlar arasında arabuluculuk yapabilir. Trump, Biden’dan daha hızlı bir siyonist. İsrail çıkarlarını daha fazla ön plana alıyor. O konuda pazarlık etmiyor. Tabii belki orada iş adamı kimliğiyle bir ateşkes ortamı getirebilir ama ben hiç sanmıyorum. İran’ı gözlerine kestirdiler. Ondan önce Yemen var tabii. Bugün de bombaladılar Yemen’i. Bu iki ülke ajandalarında duruyor. Neoconlar ile Trump’ın anlaşamayacağı pek bir şey yok. Avrupa üzerinden bir anlaşmazlık olur. Trump, Avrupa’yı kendi kaderine terk edecek. NATO’dan çıkma veya NATO’yu önemsizleştirme ihtimali dahi gündemde. Ukrayna’yı kendi başına bırakacak gibi duruyor. Ukrayna zaten sahada yenilmiş durumda. Ölüyü diriletecek halleri de yok. Amerika’nın ekonomik durumu çok kötü. 36 trilyon dolar borcu var. Orayı burayı almaktan bahsediyor ama Kanadalı bir siyasetçi, ‘Sen Oregon’u kaptırma’ demiş. Amerika’da mesela Teksas hiçbir zaman federal ABD üyesi olmayı kabul etmeyen bir eyaletti. Özel şartlarla geldi. Kaliforniya zengin bir eyalet ve son derece Trump karşıtı. Oregon ve Washington eyaletleri, Kanada’ya çok daha yakın. İmparatorluk hayali kuranları tarihte biliyoruz. Çok büyük risk alırlar. Hitler’in, Napolyon’un Rusya seferleri vardı. Trump’ın da Kanada ve Grönland seferi aynı akıbeti yaşatabilir. Trump zaten neocon kanatla yani Pentagon’daki, dışişlerindeki kanatla sorun yaşayacaktır. Trump, bu yapıyla yani askeri-endüstriyel kompleks ile barış içinde olan birisi değil. CIA ve FBI da yapısal olarak buraya bağlı. Orada da içeriden muhalefetler ve provokasyonlar olacak. Başladı bile hatta. New Orleans’ta, Las Vegas’ta saldırılar oldu. Derin Amerikan yapısı var. Belki İsrail ve siyonistler ile anlaşarak o suikastları durdurdu. Onlara bağlılıklarını duyurarak durdurttu. Fakat o yapı, Trump’ı hiçbir zaman kabul etmeyecek. Toplumda da Trump’ı yarısı seviyorsa yarısı nefret ediyor. Bu kadar atıp tutuyor ama içeride işi zor. Rusya ile anlaşıp Çin’i yalnız bırakmaktan vs. bahsetti. Yeni Yalta planı yaparken evdeki pirinçten olabilir.”
‘Türkiye’nin oradaki devletçik projesine müdahale etmesini istemiyorlar’
Hasan Erel’e göre Türkiye, YPG/PYD’ye askeri operasyon düzenlerse Trump döneminde Türk-Amerikan ilişkileri gerileyebilir:
“Mesela şimdi Kobani’de yani Ayn El Arab’ta yeni bir üs inşasına başlıyor Amerika. Türkiye sınırında ve direkt Türkiye’yi tehdit eden bir üs. Trump’ın sözleri de bence Türkiye’ye yönelik YPG’ye harekat yapılmaması mesajını içeriyordu. İsrail’den de böyle bir haber geldi. Netanyahu’nun danışma kurulu, Türkiye ve İsrail arasında savaş çıkabileceğine dair tehditkar bir mesaj yayınladı. Bunların tamamı, Türkiye’nin Suriye’deki kukla Kürdistan projesine saldırmaması için. Onlar, HTŞ ile anlaşacaklarını, Suriye’nin su kaynaklarını alacaklarını söylüyorlar yani. Şu anda Münbiç tarafında Suriye Milli Ordusu ile PKK-YPG militanları arasında ciddi çatışmalar var. SİHA orada bir YPG karargahını vurmuş. Çatışmalar başladı. Fakat Trump ve Netanyahu, ikinci İsrail hevesleriyle kurdukları ve BOP’un özü olan Kürdistan projesinin Türkiye tarafından müdahaleye uğramasından korkuyorlar. Tüm dertleri bu. Esad’ın devrilmesi, İsrail’in ekmeğine yağ sürdü, ballı kaymaklı yağ sürdü. Çok mutlular. Türkiye’nin oradaki devletçik projesine müdahale etmemesini istiyorlar ve bunun pazarlığı sürüyor. Büyük bir harekat olacak mı? Özgür Suriye Ordusu yanında Türkiye de girecek mi oraya? Çok büyük fırsat kaçırıldı bence. İlk başta oldu bitti yapılabilirdi. İsrail Suriye’yi işgal ederken, kimse Türkiye’ye laf edemezdi. Bir çekince içinde kalındı. Türkiye-ABD ve İsrail-Türkiye ilişkileri bu çerçevede belirlenecek. Türkiye’yi çok tehlikeli günler bekliyor. Açık seçik HTŞ’yi desteklediler. Bunlar şimdi Hama’da, Lazkiye’de Alevileri katlediyor. Bunlar da belli hanelere yazılıyor.”
‘Trump, Biden’ı aratır hale gelebilir’
Suriye’de henüz kazananların netleşmediğini ifade eden Hasan Erel, Türkiye’ye yönelik terör tehdidine dikkat çekti:
“Şu anda Suriye’de çok ‘kazandı’ gibi görünenler var. Kaybedenlerin kaybettiği belli fakat kazandı denilenler de tam olarak kazanmadı. Suriye tam bir istikrarsızlık kaynağına dönüştü. Kim kimi destekliyor? Biliyoruz, ABD HTŞ’yi, Nusra’yı, el-Kaide’yi, IŞİD’i destekledi. Başlarına ödül koydukları halde. İsrail destekledi. Türkiye’ye girdi bunlar. Bunların birçok üyesi her gün yakalanıyor. Daha ROKETSAN’da yeni bir mühendisimiz şüpheli şekilde ölü bulundu. TUSAŞ başıldı. Türkiye, içerideki İsrail ve Amerikan unsurlarına, ki bunlar sakallı ve dindar da olabilir, dikkat etmeli. Türkiye’yi düşman konumuna koyacaklar. Bence Trump, Biden’ı aratır hale gelebilir. Özellikle İsrail konusunda. Tabii Türkiye bu harekatı yaparsa. Eğer harekatı yapmazsa işler eskisi gibi gidebilir.”
‘Şu anda Trump’a yönelik suikast dahil her şey mümkün’
Hasan Erel’e göre 20 Ocak’a kadar çeşitli provokasyonlar meydana gelebilir:
“Her şeyi 20 Ocak’tan sonra daha net göreceğiz. Şu anda Trump’a yönelik suikast dahil her şey mümkün. İran’a bir saldırı olabilir. Yemen’e olabilir. Suriye’de ne olacak? Ukrayna üzerinden veya Arktik üzerinden provokasyon mu yapılır? Afrika’dan Pasifik’e, Venezüella’dan Küba’ya birçok provokasyon ihtimali var. Mesela Venezüella dayanabilecek mi? Bunların hepsi Trump göreve başladıktan sonra Rusya ve Çin ile kuracağı diyaloglar ile belirlenecek diye düşünüyorum.”