EKSEN

‘Amerika’nın desteği ile Suriye'de gözlerimizin önünde PKK devleti kuruluyor’

Gazeteci Hasan Erel'e göre ABD ve İsrail, Husilere saldırırsa ciddi şekilde güç kaybedecek. Husilerin Tel-Aviv'e yaptığı füze saldırısını hatırlatan Erel, İsrail'in Suriye'de Golan Tepeleri'ni işgal etmesine karşın henüz yürüttüğü savaşı tam anlamıyla kazanamadığını vurguladı.
Sitede oku
Suriye’de Beşar Esad hükümetinin 8 Aralık’ta devrilmesinden bu yana Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderli Ahmed eş-Şera’nın hükümet kurma çalışmaları sürüyor.
Diğer yandan İsrail, Golan Tepeleri’nin Suriye’de kalan bölümünü işgal ederek su kaynaklarını ele geçirdi ve Suriye ordusundan geriye kalan askeri teçhizatı yok etmek için 400’den fazla sorti gerçekleştirdi.
İsrail’in saldırılarına karşılık Yemen’deki Husiler, Tel-Aviv’e süpersonik füze fırlattı. Füzenin patlaması sonucunda onlarca kişi yaralanırken, İsrail makamları tüm ülke nüfusunun yarısının sığınaklara girdiğini ifade etti.
Ardından İsrail ve ABD, Yemen’de Husilere ait stratejik noktalara hava saldırıları düzenledi. Yemen’den gelen görüntüler, çeşitli mühimmat ve yakıt depolarının patladığını ve alevler içinde kaldığını gösterdi. Öte yandan ABD, bir adet F-18 savaş uçağının dost ateşi sonucunda düştüğünü açıkladı. Husiler ise uçağı kendilerinin vurduğunu öne sürdü.
Yemen’de çatışmalar giderek şiddetlenirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Suriye’nin kuzeydoğusunda konuşlu YPG/PYD hakkında sert açıklamalarda bulundu. Örgütün varlığının kabul edilmeyeceğini ifade eden Erdoğan, “Geri adım yok” dedi.
Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) güçleri, Tel Rıfat’ı ve Münbiç’i YPG/PYD’den ele geçirdikten sonra Münbiç’in doğusundaki Kara Kozak Köyü ve Tişrin Barajı ekseninde örgüt mensuplarıyla çatışmalara girdi. Çatışmalar sonucunda her iki taraftan da kayıp yaşandı. YPG, en az 31 militanının birkaç gün içinde öldüğünü açıkladı.
Suriye’de yaşananları, İsrail ve ABD’nin Yemen saldırılarını, Türk-Amerikan ilişkilerinde YPG etkisini, Suriye’de federasyon ihtimallerini ve bölgedeki gelişmeleri, ATASAM uzmanı ve gazeteci Hasan Erel ile konuştuk.

‘Her şey İsrail’in çıkarları doğrultusunda ilerliyor’

Suriye’deki gelişmelerin İsrail’in çıkarına uygun olarak ilerlediğini vurgulayan Hasan Erel, şu ifadeleri kullandı:
“Gerçekten de Suriye’deki ani ve beklenmedik çöküş olduktan sonra Netanyahu’nun haritası daha gerçekmiş gibi gözükmeye başladı. Önceden en azından direniş ekseni vardı, Suriye sağlam duruyordu. Mümkün mertebe İran ve Lübnan Hizbullah'ı mücadele veriyordu. İsrail’i vurdular mesela. Şimdi bir baktık İsrail, Suriye’yi işgal etmeye başlamış. Golan’dan doğuya girdiler, Şam’a kadar yaklaştılar. Şu anda ortaya çıkan manzara, İsrail’in büyük haritasının hayata geçiyor gibi olduğu izlenimini veriyor. Tabii görüntü her zaman aldatıcıdır. Şu anki durum böyle devam edecek mi? Ayrı bir soru. Ne olduğunu soruyoruz ve ne olacağını merak ediyoruz. Ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Rusya ve İran, Esad’ı bırakıp çekildi. Hatta kendi ordusu bırakıp çekildi en başta. Bir general darbe yapmaya çalışmış Esad’a mesela. Bir aşiretin mensubuymuş o general. Bir İranlı generali de tabancayla vurarak öldürdüğü iddia edildi. Demek ki içeride ciddi bir kargaşa oldu. Neticede el-Kaide’nin, Nusra’nın, IŞİD’in devamı niteliğindeki HTŞ ülkeye hakim olmuş gibi gözüküyor. Gerçekten hakim mi o da farklı bir tartışma konusu. Her şey İsrail’in çıkarları doğrultusunda ilerliyor. Türkiye’nin çıkarlarına uygun mu? O da ayrı bir tartışma konusu.”

‘Yemen’e saldırırlarsa büyük bir güç kaybına uğrarlar’

İsrail’in ve ABD’nin Yemen’e yönelik artan saldırılarına Suudi Arabistan’ın da dahil olabileceği yönündeki iddiaları yorumlayan Hasan Erel, Yemen’in tarih boyunca direniş ruhuna sahip olduğu değerlendirmesinde bulundu:
“Yemen zaten 2014’ten beri Amerika, İngiltere, İsrail desteğindeki Suudi Arabistan ile savaştı. Suudilerin arkasında BAE de durdu. Husilere karşı yani. Yemen tam bir bütün değil. Yemen’de Husilerin hakim olduğu belli bölgeler var. Bunlar Babülmendep Boğazı’nı kontrol eden noktadalar. 7 Ekim’den sonra gördük, resmen Kızıldeniz’i kapattılar. 2014’ten beri bir savaş var Yemen’de. Husiler, Riyad’daki belirli tesisleri vurdu. İran destekliyor. Belki başka ülkeler destekliyordur, tam bilemiyoruz. Attığı füzeler sebebiyle Rusya, İran, Çin desteği olduğunu düşünüyorum. Suudi Arabistan saldırıları tekrar başladı. Ateşkesi onlar kabul etmişti zira yılmışlardı. Yemenliler çetin cevizdir, kimse kolay kolay işgal edemez. İsrail’den 2 bin kilometre uzaktalar. ABD deniz kuvvetini gönderiyor fakat füzelerin kolay lokma hedefi gibiler. Bir uçak gemisini bir füzeyle batırabilirler. Dünyadaki sistem buna evrildi. Savaş sistemlerinde dronlar, hipersonik füzeler öne çıkıyor. Bunların elinde var bu silahlar. Tel-Aviv’i vuruyorlar. O kadar savunma sistemleri var ama bir türlü önleyemediler. İran’ı da önleyememişlerdi. Yemenliler’in iradeleri ve koşulları sağlam. Yemen’e saldırırlarsa büyük bir güç kaybına uğrarlar, İran’a sıra gelmez. Yemen’den önce İran’a da saldırabilirler. İran şimdi bir geri adım attı. Bakalım bu Trump ile müzakere süreci başladığı iddiasıyla mı alakalı? Çünkü 5 Kasım’da İran saldırısı vardı sözümona, son İsrail saldırısına cevap vermediler bu yalan oldu. Bir pazarlık süreci dönüyor. Yemen’i desteklemeye devam edecek mi İran? Şu anda bazı iddialara göre Nasrallah’ın yerini bile Pezeşkiyan yönetiminin İsrail’e bildirdiği iddiaları var. Bunlar, İran’ın içini de karıştıracak iddialar. İran içinde Batı yanlısı değil Batı karşıtı bir darbe olabilir. İran uzmanı değilim fakat bu iddialara tepkiler de sert olacaktır.”

‘Pezeşkiyan hükümetinin bu konularda çok etkili olduğunu düşünüyorum’

İran askerlerinin Suriye’den çekilmesinin Beşar Esad’ın düşüşünde önemli rol oynadığını ifade eden Hasan Erel, İran’ın bölgedeki politika değişiminden bahsetti:
“Trump o kadar belirsiz ve bilinmeyen bir şahsiyet ki... Bir yandan savaşları bitireceğini söylüyor, sonra diğer yandan Kanada’yı eyaleti yapmaktan bahsediyor. İran’a saldırmaktan bahsediyor. Biden yönetimine göre Trump yönetimi, Netanyahu’ya daha yakın bir isim olarak gözüküyor. İran’la müzakere sürecinin Elon Musk ile yürütüldüğü iddiaları bile var. Acaba İran’ın tavırlarında uzlaşma beklentisi mi var? İran da direnişi bir anda bırakıverdi. Suriye’yi en önce İran sattı bana kalırsa. Rusya bu tablo içinde mecbur kaldı. Suriye’de bugüne kadar 5 bin İran askeri öldü, Rusya’nın ise 50 askeri öldü. Gerçek anlamda İran’ı kara gücü olarak savunan İran idi. Rusya havadan savundu. Şimdi oradan bir çözülme olduğunu düşünüyorum en baştan. İran’da Reisi’nin helikopterinin düşmesinden sonra başa geçen reformist Pezeşkiyan hükümetinin bu konularda çok etkili olduğunu düşünüyorum.”

‘Amerika’nın desteği ile gözlerimizin önünde PKK devleti kuruluyor Suriye’de’

Suriye’de sürecin henüz sona ermediğini anımsatan Hasan Erel’e göre, Türk-Amerikan ilişkilerinde belirleyici faktörlerden biri de YPG olacak. Türkiye’nin harekat yapma ihtimaline değinen Erel, diğer yandan ABD, İsrail ve İngiltere desteği ile YPG/PYD yapılanmasının adeta devletleştiğini vurguladı:

“Amerika farklı bir tavır takınabilir mi? Türk-Amerikan ilişkilerinde sıkıntı başlar mı? Uzlaşma çıkar mı? Bu, tamamen Türkiye’nin YPG’ye, PKK’ya karşı bir harekat başlatıp başlatmamasına bağlı. Gelen işaretler başlatacakmış gibi ama öbür taraftan da Amerika ile sürekli bir diyalog süreci var. Blinken geldi en son, ateşkes iddiaları dolaştı. Sonra yalanlandı. Ortada bir belirsizlik var. Hakan Fidan ‘Zaman aleyhimize işliyor, bir an önce harekete geçmemiz lazım’ demiş. Madem Suriye’ye giriyorsunuz, o zaman en büyük tehdit olan PKK’yı ortadan kaldıracaksınız. Amerika’nın desteği ile gözlerimizin önünde PKK devleti kuruluyor Suriye’de. İsrail’in de desteklediği bir kukla İsrail kuruluyor. İsrail’e bir kardeş olacaktır böyle bir PKK devleti kurulursa. İsrail, ABD ve İngiltere güdümünde olacaktır. Görünen bu. Türkiye burada harekete geçerse tabii ki Amerika’yı karşısına almış olacak. Harekete geçmezse uzlaşma olduğu sonucu çıkabilir. Muhtemelen bir anda Esad rejiminin çöküşünden önceki Türkiye’nin diplomasi trafiği oldu. Anlaşmalar vs. döndü.

Bu nasıl devam edecek? Alkışladılar, ‘Türkiye büyük rol oynadı’ dediler. Yarın öbür gün İsrail’i hiç görmeyip Türkiye için ‘işgalci’ suçlamasında bulunabilirler. Bunların utanması, sıkılması olmaz. Tehlikeli bir süreçteyiz. İran desteği kesti öte yandan, petrol veriyordu. İyi kötü Suriye’nin ekonomisini destekliyordu. Biz 7 milyon Suriyeliye bakarken 20 milyon Suriyeliye bakmak zorunda kalabiliriz. Doğu Akdeniz için HTŞ eğer iktidarda kalırsa anlaşmalar yapabiliriz. Acaba federal Suriye olacak mı veya Suriye kalacak mı? O da belirsiz. Tamamen çökmüş bir ülke manzarası var. Yabancılar harita çiziyor, parçalanmış Suriye tablosu çiziyorlar. Şu aşamada ne kadar gerçekçi olduğu konusunda şüpheliyim. Süreç bitmedi bence daha. Kartlar karıldı, dağıtıldı; yeni bir oyun başlıyor. Güçlü gibi gözükenler sonra nasıl olacak? Bölgeden çekilen Rusya ve İran nasıl bir politika izleyecek? Hiç topa girmeyen Çin ne yapacak? Çin’i de ayrıca eleştiriyorum. Suriye’yi siyasi veya ekonomik olarak desteklemediler. Ticaret kafasında yürüyorlar. Bu, BRICS’e olan güveni de zedeledi. Afrikalı ülkeler mesela ‘Suriye’yi kurtaramadınız’ diyecek. Prestij kaybı oldu. Belki stratejik olarak çökmüş bir ülkeyi desteklememek doğru karardı. Amerika da Afganistan’dan çekilmişti. O daha utandırıcıydı ama bir kayıptan söz ediyoruz burada. Suriye gibi bir ülke, ta SSCB zamanından beri müttefik olan bir ülke karşı tarafa geçmiş durumda.”

‘El-Sisi de Netanyahu’nun haritasını görüyor ve o haritada Mısır da var’

Mısır’ın Suriye’deki gelişmelerden ve İsrail’in hamlelerinden dolayı tedirgin olduğunu kaydeden Erel, gelişmelerin Mısır’a da yansıyabileceği uyarısında bulundu:
“El-Sisi de Netanyahu’nun haritasını görüyor ve o haritada Mısır da var. Mutlaka bu Mısır’a da yansıyacaktır. Mısır hep ihanetle suçlandı, Filistinliler’e yardım etmemekle, İsrail ile anlaşmakla suçlandı. Mısır’ı da kapsayacak bir harita var. Sisi de bundan rahatsız ve Suriye’den sonra buna ikna olmuş durumda. İsrail zor durumdaydı, şimdi Netanyahu muzaffer bir komutan edasıyla Suriye’yi geziyor. Bu mutlaka Mısır’a yansıyacaktır ve bize de yansır. Mısır ile ilişkilerimiz düzelmiş gibiydi, bakalım sonra nasıl olacak? HTŞ’nin arkasında Türkiye olduğuna dair bir imaj var. Mesela ÖSO veya SMO dediğimiz güçler de Türkiye’ye daha yakın. Hatta bazıları, HTŞ Türkiye kontrolünden çıktı ve İsrail kontrolüne girdi şeklinde spekülasyonlar yapıyor. Kimin kimle beraber olduğu sorusu ayrıca ortada. Neler olacağı Trump koltuğa oturduktan sonra yani 20 Ocak’tan sonra netleşir. Ortadoğu Trump’ı beklerken trambolinden atlayıp zıplıyorlar adeta.”
Yorum yaz