GÜNDEM DIŞI

Farmasötik Teknolog Kayhan: 'Safra kesesi aslında çok değerli bir organ'

Farmasötik Teknolog Hülya Kayhan, Serhat Sarısözen’le Gündem Dışı’na konuk oldu.
Sitede oku
Yüzden fazla uluslararası konferans ve kongrelerde buluşlarını aktaran Hülya Kayhan, şunları kaydetti:
“Hastane enfeksiyonu ve kapanmayan yaralar var. Covid döneminde de insanlar hastane enfeksiyonundan öldü. Bu bakteriler akıllı, etraflarında biyofilm tabaka oluşturuyorlar; dolayısıyla antibiyotiklere karşı dirençliler. O yarayı oluşturan bakteriler kendilerini koruma altına alıyorlar ve yara kapanmıyor. Bakteriler ile hazırladığımız uçucu yağları birleştirdiğimizde, bakteriler hemen yok oluyor. Ortamda da enteresan, hafif gül gibi sizi rahatsız etmeyecek hoş bir koku oluşuyor.”
400’ den fazla formül, 5 ayrı patent sahibi olan Kayhan, şu ifadeleri kullandı:

“Kadim öğretilere baktığımızda da safra aslında çok değerli bir organ. Modern tıpta bağırsaklara yönelmişiz fakat safrayı atlamışız. Tıp dünyası ikiye bölünmüş durumda: Safrayı alalım, içi çamur olmuş diyorlar. Safra, o kadar değerli ki: Karaciğer bütün toksinleri topluyor bunun bağırsaktan atılmasını sağlayan organ safra. Aroma terapi, safrayı temizliyor. Kararmış, bulanık, akışkan olmayan safra melankoliye sebep oluyor. Zaten kara safra, melankoli demek. Safrayı ne kadar billur gibi akışkan yaparsak vücuttan toplanan bütün toksinleri de bağırsaktan dışarıya atabilecek. Safra ne kadar kara, bulamıksa toksinler bağırsaktan atılamıyor emilerek tekrar vücuda dönüyor. Aromaterapi safranın berraklaşması için bilimsel çalışmaları yapıyor.”

Koku reseptörlerine de değinen Hülya Kayhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Koku reseptörleri, beynimizin koku merkezine bağlı. Örneğin nane ile hatırlama duyumuzu geliştiriyoruz. Demanslı kişilerin son yıllarına bakmışlar ve nane kokusunu alamadığını görmüşler, şu an bu hastalığın teşhisinde nane kokusu kullanılıyor. Demans, alzheimer, parkinson şüphesi olan kişilerde teşhiste nane kokusu kullanılıyor. Hangi kokuları alamıyorsanız nörolojik hastalıkların teşhisinde kullanılıyor. Bazı kokuları alamamamız norodejeneratif hastalıkların teşhisinde kullanılıyor. Tedavide de kullanılıyor. Örneğin burun içine nane ve okaliptüs yağını sürdüğünüzde koku kaybı geri geliyor. Yaptığım araştırmalar şunu gösteriyor: Aromatik yağlar burun içindeki iyi bakterilerin probiyotiği. Kokular çok güçlü terapi yöntemleri; özellikle güçlü kokular, sağlıklı uçucu yağlar. Bu kokuları yapan toprağın kendisi. Toprağın yarattığı bakteriler, bizim bağırsaklarımızdaki bakterileri tanıyor, beynimizdeki sistemi de tanıyor. O yüzden biz onları kokladığımızda rahatlıyoruz, bağırsaklarımız çalışıyor, uyku düzenimiz geliyor.”
Yorum yaz