SAĞLIK

Yaşlılıkta artan tehlike: Susuzluk hissi kayboluyor, kronik hastalıklar tetikleniyor

Yaşlılıkta susuzluk hissinin kaybolmasıyla birlikte kronik susuzluk sorunlarının ortaya çıktığını belirten uzmanlar, bunun da kronik bir çok hastalığı tetiklediğine dikkat çekti.
Sitede oku
Yaşlı bireylerin yüzde 40'a yakının kronik susuzlukla karşı karşıya olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mehtap Kaçar, "Yaşlı bireyler susadıklarını hissettiklerinde büyük ihtimalle uzun bir süredir susuz kalmış olurlar. Uzun süreli susuzluğun yaşlı bireyler için ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Pıhtı oluşumu, sıcak çarpması, böbrek taşları, safra kesesi taşları, elektrolit dengesizliğinden kaynaklanan epilepsi nöbetleri, şok ve idrar yolu enfeksiyonları gibi sorunlar susuzluk nedeniyle ortaya çıkabilir. Ayrıca, kronik susuzluk mevcut hastalıkların seyrini de kötüleştirebilir" diyerek tehlikelere dikkat çekti.
Yaşlılardaki en büyük tehlikelerden biri de su içmeyi unutmaları. Bunun susuzluk hissinin azalmasından kaynaklandığını söyleyen Prof. Dr. Mehtap Kaçar, bu sorunun giderek yaygınlaştığına dikkat çekti. Prof. Dr. Kaçar, "Vücut susuz kalınca beyin, susuzluk sinyali gönderir ve su içme ihtiyacı doğar. Ancak yaşlanmayla birlikte sinir sisteminin bu işlevi zayıflar. Yaşlı bireyler susadıklarını hissettiklerinde büyük ihtimalle uzun bir süredir susuz kalmış olurlar." diye konuştu.

Susuzluk hissi kayboluyor

Yaşlı bireylerin yeterli miktarda su içmekte zorlandığını ifade eden Kaçar, bu durumun başlıca nedeninin yaşlanma ile birlikte susuzluk hissinin azalması olduğunu kaydetti. Kaçar, "Susuz kalmak, vücutta dehidratasyona, yani vücut suyunun azalmasına neden olur. Fizyolojik olarak bu durum beynimizdeki susuzluk merkezini uyararak su içme davranışını tetikler. Ancak yaşlanma ile birlikte sinir sisteminin bu işlevi zayıflar. Bu nedenle yaşlı bireyler, susadıklarında aslında uzun süredir susuz kalmış olurlar." bilgisini paylaştı. Bunun da bir çok sağlık sorununu tetiklediğini veya artırdığını söyleyen Kaçar, yaşlı bireylerin günlük su tüketim miktarına ilişkin de şunları söyledi:
"Erkeklerin günde ortalama 15 su bardağı, kadınların ise 12 su bardağı su içmesi gerekir. Bu miktar, yaş, cinsiyet, hava sıcaklığı ve fiziksel aktiviteye göre değişiklik gösterebilir. Su tüketimini vücut ağırlıklarına göre ayarlamaları faydalı. Mesela 67 kilogram ağırlığında bir yaşlı bireyin, günde 1500-2 bin 250 mililitre su içmesi gerekir."

Aileler ve bakıcılar dikkatli olmalı

Yaşlı bireylerin su tüketimini artırmada ailelerin ve bakıcıların büyük rol oynadığına dikkati çeken Kaçar, şu önerilerde bulundu:
"Daha fazla su içmelerini sağlamak zor olsa da, meyveler, şekersiz içecekler veya dondurulmuş atıştırmalıklar gibi yeni sıvı-su kaynakları sunarak yaratıcı olabilirsiniz. Yaşlınızın yanına bir su şişesi koyun, böylece gün boyunca sık sık yudumlayabilirler ve günlük tüketilen miktarı takip etmek kolaylaşır. Eğer soğuk su içmeyi tercih ediyorsa buzdolabında bir sürahi suyu hazır bulundurun. Suya limon, taze nane yaprağı ekleyerek daha lezzetli hale getirebilirsiniz. Öğle yemeğinde veya atıştırmalık olarak ev yapımı çorbalar veya sıvı içecekler tercih edebilirsiniz. Özellikle sıcak havalarda hem suyu hem de meyveyi birleştiren smoothie'ler, limonata veya kompostolar yapılabilir."
Kaçar, yaşlı bireyin ilaç kullanımı sırasında bir bardak su içmesini sağlamanın su tüketimini artırmaya yardımcı olacağını belirterek, "Yaşlı kişinin ilaçla birlikte bir bardak su içmesini sağlayın. Şekerli içecekleri suyla değiştirin. En sevdiği içeceği bulun. Kavun, çilek, turunçgiller, marul, domates, biber ve salatalık gibi su içeriği yüksek meyve ve sebzeleri tüketin. Kadınlar için günde bir, erkekler içinse iki içkiyle alkolü sınırlayın. Çay-kahve tüketimini günde 1-2 fincan ile sınırlayın. Saatinizi saatlik su molası için ayarlayabilirsiniz ve yemeklerle veya atıştırmalıklarla her zaman su için. Bir su içme rutini oluşturun." değerlendirmesini yaptı.
SAĞLIK
Çok konuşulan Mind Diyeti demansa savaş açabilir mi? Alzheimer'i durdurabilir mi? Söylendiği gibi 'mucize' mi?
Yorum yaz