3 Aralık Dünya Engelliler Günü aslında bir kutlama değil farkındalık günü. Birleşmiş Milletler Engel Hakları Sözleşmesi’nde yer alan şekliyle Birleşmiş Milletlere bağlı olan ülkeler engelliler konusunda bugüne kadar neler yaptı, neler yapmadı ve önümüzdeki süreçlerde neler yapmalı konusunda Türkiye taraf olan ve anlaşmayı imzalayan ilk ülkelerden biridir. Günümüzde 5378 sayılı engelliler yasası kısmen de olsa birçok haklarımızı verdi. Ancak son yıllarda verilen haklar tek tek geri alınmaya başlandı. Engelliler evlerinde hapis hayatı yaşıyor, ebeveynleri de gönüllü gardiyanları. Bir diğer taraftan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda; “Türkiye Cumhuriyeti sosyal hukuk devletidir” ibaresi yer alıyor. Sosyal devletler kendi vatandaşını bir başkasının sadakasına muhtaç etmeyen devletlerdir. Ancak engelliler hala sandalyelerini, protezlerini dilenerek alıyor. Sosyal devlet sağlık uygulama tebliğini 2000’li yılların verileriyle ödemesini yapıyor. Oysa bugün bir yürüme cihazı 80 ila 100 bin TL arasında bir fiyata sahip. SGK’nın ödediği yürüme cihazı için ödediği rakam 5-6 bin TL.
Çalışamayan yüzde 40 ve üstünde engeli olanların halk arasında “sakatlık maaşı” olarak bilinen 2022 sayılı yasada engel derecesine göre 2.800 ila 4 bin TL arasında para ödenmektedir. Ailede herhangi birinin sosyal güvencesi varsa aile kriteri yüksek ise kişiye bu para verilmiyor. Kişi bireydir, kendi özel giderleri vardır. Rapor yönetmeliği değiştirilerek bütün engelliler neredeyse engelleri yokmuş gibi bir hale geldi. Kısmi bağımlı, az bağımlı, çok bağımlı kriterlerini ortaya attılar ve böylece evde bakım maaşlarını kestiler. Engelliler, erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik konusunda hapis hayatı yaşıyorlar. Şehirlerin alt yapısı, toplu taşımalar engellilere uygun değil. İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropol şehirlerde kısmen sorunlar çözülmüş olsa da tüm engelliler bu illerde yaşamıyor. 3 Aralık Dünya Engelliler Farkındalık Günü’nde sesimizi çıkarma, toplumu duyarlı hale getirebilmek için çaba harcıyoruz. Sessiz kaldığımız sürece yok olmaya devam edeceğiz. Bu nedenle birinci talebimiz şu; ülkemizde sakatlığa sebebiyet veren hiçbir unsurun kalmaması ve sakat kalan arkadaşlarımızın hayata bağlı eşit yurttaşlık haklarının verilmesi.