Yükseköğrenimini Avrupa ve Ortadoğu’nun çeşitli şehirlerinde Jeoarkeoloji alanında tamamlayan Doç. Dr. Yakuphan Okut, şunları kaydetti:
“Zerzevan Kalesi, Mardin ve Diyarbakır’ın ortasında yer alıyor. Roma İmparatorluğu’nun, doğudaki en büyük ve en doğudaki garnizonu. Ancak bir garnizonu, bu kadar önemli kılan şey, Mithras Tapınağı’nın burada olması. Sevgi ve anlaşma Tanrısı olan Mithras alınıp. Roma savaş mühendisleri tarafından içeriği değiştirilerek bir savaş tanrısına, şovalye tanrısına dönüştürülüyor. Boğa kesme ritüeli Mithra inancında yok, Roma savaş mühendisleri kan ayinlerini de birleştirerek bir din yaratıyorlar. süper asker kuluçka yaratıyorlar. Asla insan yerine konmayan, köleleştirilmiş, bundan sonra en iyi ihtimalin ölmek olduğuna inandırılmış savaşçılar yaratılıyor.”
Uzmanlık alanı olan ezoterik ve okült yapılar üzerine birçok yayın yapan Doç. Dr. Yakuphan Okut, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mithras tapınağının içinde kan havuzları var. Çocukları bu kan havuzunun içine yatırıyorlar, orada bekletiyorlar. Günümüzde bu tapınaklar İllimunati’nin, tapınak şövalyelerinin, operasyonel masonluk dediğimiz organizasyonların başlangıç noktasıdır.”
İbranice, Aramice, Soranice, Süryanice ve Semboliat tandanslı birçok dili bildiğini kaydeden Doç. Dr. Okut, şu ifadeleri kullandı:
“Mabetlere paratoner takıldığı gün, din ve bilim tartışması son buldu, tanrı neden kendi evini vurmak istesin ki? Kudüs’ün de Tanrı’nın üç inanana vaat edip ortadan kaybolduğu bir arsa olduğunu düşünüyorum.”
“Şeytan, gerçek dünyada bize ahlak dersi veren bir yobazdan başkası değildir” diyen Yakuphan Doç. Dr. Okut, şöyle devam etti:
“Medeniyetin ilk adımı iyileşmiş bir uyluk kemiğidir. Zira iyileşmiş bir uyluk kemiği; düşenin yanında kalmaya zaman ayırmış, yarayı sarmış, kişiyi emniyete almış ve iyileştirmiş birilerinin olduğunun kanıtıdır. Tam da bu yüzden medeniyetin başlangıcı zorluklarda birilerine yardım etmek olmuştur.”