Mustafa Hoş'la Yol Arkadaşı'na bugün gazeteci Lûbe Ayar, doktor Asuman İnan ve yaşam savunucusu Gökhan Genç konuk oldu.
Seçil Erzan'ın mektubunda neler var?
Dolandırıcılık suçlamasıyla tutuklu yargılanan DenizBank Şube Müdürü Seçil Erzan, cezaevinden 27 sayfalık bir mektup yazdı. Mektubun içeriğini gazeteci Lûbe Ayar değerlendirdi. Ayar şunları söyledi:
'Seçil Erzan ifadesini değiştirmeye başladı. Ben, bu davada kendi müvekkillerine çalışmayan, davayı manipüle etmeye çalışan avukatların olduğuna inanıyorum. Bunların bazıları da maalesef Seçil'in avukatları oldu. Avukatları başından beri hep Seçil'i zora sokmak için, mümkün olan en ağır cezayı alması için çabalıyorlar gibi geldi bana zaman zaman. Seçil bir süre önce avukatını değiştirdi. Önceki avukatlarının tersine bu avukat, kurbanın Seçil olduğunu anlatan dilekçeler sunmaya başladı. Seçil'in yeni avukatı bence bu mektupta etkisini fazlasıyla gösteriyor çünkü Seçil, başından beri kimseyi dolandırmadığını söylüyordu. Herkesin paralarını kendi rızası ile ona getirdiğini, yüksek faiz karşılığında bu paraları onlardan borç aldığını söylüyordu fakat muhattap olduğu kişileri, yani dosyada müşteki olarak anılan herkesi ilk defa tefeci olarak anmaya başladı Seçil Erzan. Ortada herhangi bir fon yok. Hukuken tefeci, faiz karşılığında parayı veren kişidir. Seçil hukuken burada sadece borçlu oluyor'
Son olarak Ayar, Seçil Erzan'ın mağdurlardan aldığı parayı geri verdiğini, mağdurların ortada bir belge olmamasına rağmen durumdan şüphelenmediğini ve bu durumda Seçil Erzan'ın dolandırıcı olarak nitelendirilemeyeceğini söyledi.
AİDS kabusu geri mi döndü?
İzmir'de 13 yaşındaki bir çocuk AİDS nedeniyle hayatını kaybetti. Çocuğun virüsü istismar sonucu kaptığı öğrenildi. KLİMİK HİV Çalışma Grubu Başkanı Asuman İnan, Türkiye'de AİDS artışının boyutunu gözler önüne serdi. İnan şunları söyledi:
'Dünyada HİV vakaları azalıyor fakat Türkiye'de artıyor. Yaptığımız bir matematik modelleme çalışmasında demiştik ki eğer hiçbir şey yapmazsak, bir farkındalık yaratmazsak 2030'da tahmin edemeyeceğimiz rakamlara, yıllık vaka sayıları 100.000'li sayılara ulaşabilir. Aslında HİV, sessiz bir pandemi olarak devam etmekte. HİV, en çok cinsel yolla bulaşıyor. Kan yoluyla bulaşıyor fakat kanlar artık test edildiği için bu yolla bulaşlar çok azaldı. Eğer anneye tanı konmazsa, anne tedavi olmazsa anneden bebeğe hem gebelikte, hem emzirmede bulaşabilir. Fakat günümüzde modern tedavilerle, biz anneyi de tedavi ediyoruz. Bilim, anneden bebeğe de bulaşı azalttı. HİV pozitif çocukların bu kadar yüksek sayıda olması korkutucu. İlk olarak anneler test edilmiyor, doğumdan sonra başvuruyor olabilir. İstismar da bu durumda akla gelmesi gereken bir seçenek ne yazık ki'
İnan, yılda 5000 civarında vaka bildirildiğini, bu sayının 2000'lerin başlarında 500 olduğunu, gerçekte bu rakamın çok daha fazla olduğunu, HİV pozitif kişilerin yarısının pozitif olduğunu bilmediğini söyledi.
Dursun Ali Koyuncu, açlık grevini sonlandırdı
Orman Bölge Müdürlüğü, Artvin'in Cankurtaran geçidindeki proje için ihale açmış, ardından bölgede ağaç kesimi başlamıştı. Artvin'in Borçka ve Hopa ilçe sınırlarında protesto gösterileri başlamıştı. Muhammet Ustabaş'ın köylülere ateş açması sonucu Reşit Kibar hayatını kaybetmişti. Kibar'ın yakın dostu Dursun Ali Koyuncu ise, Borçka Orman İşletme Müdürlüğü önünde yaptığı konuşmanın ardından tutuklanmıştı. Artvin'deki cezaevinden Kars'a gönderilen Koyuncu, burada açlık grevine başlamıştı. Koyuncu, doğa savunucuları Mutlu Akyüz ve Yıllar Kibar'ın 7 Kasım'da tahliye edilmesinden sonra açlık grevine son vermiş olsa da kendisi hala cezaevinde. Koyuncu'nun yakın dostu Genç, Sputnik'te verdiği demeçte şunları söyledi:
'Dursun Ali Koyuncu 2 ay önce Kars'a sürüldü. İddianamesi hala hazırlanmadı. Mahkeme olmadı. Zaman konusunda belirsizliğin içindeyiz. Mutlu ve Yıllar arkadaşlarımız tahliye oldu. Onlar serbest bırakıldı. Dursun Ali arkadaşımız da bunları göz önüne alarak açlık grevini bitirmiş oldu. Biz de kendisiyle görüştük, olayın hassasiyetinin ne kadar derin olduğunu izah ettik. Ortada bir suç varsa biz işlemedik diyor. İnsan öldürenler belli, silah verenler belli fakat tutuklananlar buna ses çıkaran arkadaşlar olunca sıkıntı doğuyor. Ben de gözaltına alındım. Ağaç keserken yakalanmış dendi. 50, 60 tane ağaç damgalamış gizli gizli satıyor dendi. Böyle bir kara propaganda çalışması yapılıyor. Hala bizleri suçlu çıkartmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama biz jandarmada ve savcılıkta ifademizi verdik, onlar da olayın aslını görünce soruşturmaya bakacağız dediler'