EKSEN

‘Trump ekibinde Türkiye’ye sempati besleyen veya Türk yanlısı bir profil ile karşılaşamıyoruz’

Dr. Gökhan Çınkara’ya göre Ortadoğu’daki gelişmeleri, Trump ile Rusya’nın yapacağı müzakereler belirleyecek. Donald Trump’ın yeni ekibinin Cumhuriyetçi Parti içinde bir denge kurduğuna dikkat çeken Çınkara, Hamas, Lübnan ve İran için durumun iyi gitmeme ihtimali olduğunu belirtti.
Sitede oku
Başkanlık seçimlerini 312 delegelye kazanan ve Kongre'de de çoğunluğu yakalamayı başaran Donald Trump, 20 Ocak'ta koltuğa oturacağı gün yapacağı atamalarla ilgili tercihlerini şimdiden açıklamaya başladı. Dışişleri Bakanlığı için Florida'nın Cumhuriyetçi Senatörü Marco Rubio'yu tercih eden Trump, Savunma Bakanlığı için de eski asker ve Fox News sunucusu Pete Hegseth'i tercih ettiğini belirtti. X'in, Tesla'nın ve Space X'in sahibi iş insanı Elon Musk'ın tasarruftan ve bütçenin etkin kullanımından sorumlu "Hükümet Verimliliği Departmanı" başına getirileceği açıklandı.
Bir diğer dikkat çeken atama ise Matt Gaetz ve Michael Waltz oldu. Florida'lı Temsilciler Meclisi üyesi Matt Gaet'in Başsavcı olarak atanacağı belirtildi. Matt Gaetz, sıkı bir Trump destekçisi olmasının yanı sıra Trump'a karşı açılan davaların da karşısında yer alıyor. Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı yapmayı blanladığı Michael Waltz ise İran'a karşı bir "şahin" olarak tanınıyor.
Demokratlardan Cumhuriyetçilere geçerek Donald Trump’ı destekleyen Tulsi Gabbard’ın ise Ulusal İstihbarat Direktörü olarak Trump ekibine dahil olacağı bildirildi.
ABD seçimlerini kazanan Donald Trump’ın ekibini, yapmayı planladığı atamaları, Ortadoğu’da yürütmesi muhtemel politikayı, Trump’ın Suriye’ye ve Türkiye’nin Suriye politikasına olası etkilerini ve Filistin meselesini, Necmettin Erbakan Üniversitesi'nden Dr. Gökhan Çınkara ile konuştuk.

‘Trump, seçim sürecinde ittifak ettiği Cumhuriyetçi Parti içisindeki grupların ağzına bal çalmak için onlara yol açtı’

Donald Trump’ın yeni başkanlık döneminde atadığı ekip ve kabine üyeleriyle Cumhuriyetçi Parti içerisinde bir denge kurduğunu kaydeden Dr. Gökhan Çınkara, diğer yandan Trump’ın ipleri eline almak için buna uygun isimlere yöneldiğini ifade etti. Çınkara’ya göre Trump, dış politikada her bir dosyayı farklı bir yetkiliye vererek çok boyutlu bir diplomasi yürütecek:
“Trump tabii ki seçim sürecinde ittifak ettiği Cumhuriyetçi Parti içisindeki grupların ağzına bal çalmak için onlara yol açtı. Dün yapmış olduğu atamalarda bunu gözlemliyoruz. Amerikan basınına bakarsak, Trump’ın ekibinin ikiye bölündüğünü görüyoruz. Bir grup izolasyoncular, diğeri de neoconlar. Rubio’nun dışişleri bakanlığında öne çıkmasındaki temel faktörün bu olduğu belirtiliyor. Trump dominant bir karakter. Senato’da çoğunluk lideri de muhtemelen onun işaret ettiği kişi olacak. Temsilciler Meclisi’nde de hakeza Trump’ı destekleyen çok üye var. ABD ilginç bir ana girdi diyebiliriz. Zaten üçlü bir zafer olarak tanımlanıyor seçim. Yürütme ellerinde. Yasamanın iki kanadı da ellerinde olacak. Bu da çok ciddi bir başarı ve Trump’ın ajandasını kolaylaştıracak bir iş. Anayasa Mahkemesi’ne atamalar, yerel mahkemelere atamalar, federal görevlilerin el çektirilmesi gibi birçok iş yapılacak. ABD başkanı dünyanın en güçlü kişisi ve şu anda Trump’ın gücü iki katı. Liderlerin açıklamalarına bakarsak ilginç enstantaneler var. Endonezya Cumhurbaşkanı’nın konuşması sosyal medyaya düştü. Kendisini iyice Trump’a yönelten açıklamalar var. Birçok lider ‘Trump geldi, işleri daha kolay yürütürüz’ diye düşünüyor. Bu da tabii Trump ile ittifak açısından dünya liderlerini ona bağımlı kılıyor. Trump ayrıca kişisel ilişkileri de çok kolay halledebilecek gibi gözüküyor. Bu sebeple ben çok kutupluluk tezlerinin kısa vadede anlam yitimine uğrayabileceğini düşünüyorum. ABD ve Rusya ilişkilerinin de iyileşme ihtimali var.”

‘Rusya ve ABD arasındaki bir anlaşma, Ortadoğu’da da yeni politikalar ortaya çıkmasına yol açabilir’

Dr. Gökhan Çınkara’ya göre Trump her ne kadar Ortadoğu ilişkilerini belirli figürler üstünden yürütse de, en büyük belirleyici faktör Rusya ile yapılacak görüşmeler olacak:
“Trump’ın Ortadoğu siyasetine bakarsak belirli figürler üstünden yürütüyordu işleri. Suudiler ve İsrail arasında ortak anlaşma yapma planı vardı en son. Trump bunları tamamlamaya epey bir mesai harcayacaktır diye düşünüyorum. Özellikle Suudiler ve İsrail arasında tam normalleşme politikasına odaklanacaktır. Ama Suudi Arabistan’ın temel talebi, Filistin devletinin kurulması meselesi. Zaten Trump da Mahmud Abbas ile bir görüşme yaptı. Ama öte yandan Trump’ın ittifak içinde olduğu gruplar da Batı Şeria’nın ilhakı meselesini ön plana çıkartıyor. Aslında biraz Ortadoğu politikası netleşmemiş diyebilirim Trump açısından. Rubio’nun gelmesi veya Ortadoğu özel temsilcisine bakarsak, İsrail ve Suudi Arabistan’a ağırlık verecek bir ekip gözüküyor ufukta. Tabii dış politika tahminlerle yürümez. Onlar en nihayetinde Amerikan angajmanına uygun bir dış politika yürütecektir. Ancak Rusya ve ABD arasındaki bir anlaşma, Ortadoğu’da da yeni politikalar ortaya çıkmasına yol açabilir. Trump koltuğa oturduktan sonra bunu görebiliriz.”

‘Trump ekibi, en azından İran nükleer tesislerinin tamamen gündemden kaldırılması gerektiğini vurguluyor’

Donald Trump’ın yeni döneminde Ortadoğu politikasında İsrail’e desteğin ve İran’ın nükleer tesislerinin “gündemden kaldırılmasının” öne çıkabileceğini ifade eden Dr. Gökhan Çınkara, Ortadoğu’daki gelişmelerin seyrini ABD ve Rusya arasındaki müzakerelerin belirleyeceğini dile getirdi:

“Gazze’de ateşkes konusu sadece Trump’a bağlı değil. Burada Trump’ın rotasını belirleyecek şey, Hamas’ın elindeki rehineler mevzusu. Trump, 2016-2020 arasında da ülke dışındaki rehineler noktasında çok sert ve hassas bir politika izlemişti. Trump, Biden’ı da bu noktada izlemişti. Eğer bu üç ay içerisinde Hamas bir politika değişikliğine gidip alan açarsa, Trump da sahada pragmatist davranabilir. Fakat Hamas’tan böyle bir şey gelmezse, o zaman Trump’ın sert yürüyeceğini düşünüyorum maalesef. Lübnan konusunda ise Trump’ın damadı biliyorsunuz Lübnanlı. Onun babasını Lübnan’a gönderip nabız yoklattığına dair haberler dolaşıyor. Hizbullah ve İran dosyası şu anda çok net değil bence. İranlılar, Trump ile ortak anlaşma geliştirmek için nabız yoklayacaktır. Bu noktada Rusya ile Amerika anlaşması olursa, Rusya üzerinden İran da yeni bir anlayış geliştirme yollarını arayacaktır. Bu mümkün mü emin değilim.

Trump ekibi, en azından İran nükleer tesislerinin tamamen gündemden kaldırılması gerektiğini vurguluyor. Bunların gündemden kaldırılması da İran’ın hiçbir caydırıcılık gücü olmaması anlamına gelir. Ortadoğu politikası farklı rotalara sapabilir. Netanyahu’nun ne yapacağı da önemli. Trump koltuğa oturmadan İran nükleer tesislerini bombalayabilir. Savunma bakanını değiştirdi seçim günü. Not edilmesi gereken bir gelişme. Doğrudan emir vereceği ve emirlerini sorgusuz sualsiz uygulayacak bir adamı getirdi savunma bakanlığına. Trump’ın büyük güçlerle anlaşmadan küçük aktörlerle olan politikalarını şimdiden kestirmek zor. Rusya-ABD anlaşması olursa birçok dosya halledilebilir. Oraya odaklanmak lazım.”

‘Hamas’ın artık çok şansı olduğunu düşünmüyorum’

Hamas’ın artık sahadaki durum sebebiyle aktör pozisyonunu yitirebileceğini aktaran Dr. Çınkara, Trump ekibinin “Batı Şeria’nın ilhakı” söylemleri sebebiyle Filistin açısından pek de olumlu bir tablonun ortaya çıkmadığını kaydetti:
“7 Ekim 2023 sonrası özellikle Amerika’daki sağcılar açısından Hamas meselesi çok büyük bir mevzu olmaya başladı. ‘Halledilmesi’ gerektiğini düşünüyorlar. Fox News izleyenler, oluşan yeni retoriği görebilir. Hamas’ın artık çok şansı olduğunu düşünmüyorum. Bu noktada yapabilecekleri en makul şey, Filistin siyasetine katılmak ve El Fetih ile diyaloga girmek. O çatı altında siyaseti sürdürmesi gerekiyor. Lider kadrosu da dağıtılmış şekilde. Hamas’tan çok fazla şey beklenmesi bu aşamada mümkün değil. Hizbullah’tan bile beklenemiyor. Lübnan sahasında çatışmalar sürse de Hizbullah, İsrail’i püskürtemiyor. Liderlerini, önemli komutanlarını, özel birimi Rıdvan kuvvetlerini kaybetti. Realite olarak bunlar karşımızda. Bunlara göre bakarsak, oradan çok fazla şey çıkacağını sanmıyorum. Hamas’ın belirleyici bir aktör olma durumu tabloda çok gözükmüyor Filistin siyaseti açısından. Zaten Batı Şeria’nın ilhakı gündemdeyken Hamas ile ne konuşulabilir? Bu da bir tartışma konusu.”

‘Trump ekibinde Türkiye’ye sempati besleyen veya Türk yanlısı bir profil ile karşılaşamıyoruz’

Dr. Gökhan Çınkara’ya göre Trump’ın ekibinde Türkiye’ye sıcak bakan çok fazla isim yer almıyor. Türkiye’nin Suriye meselesi ve ekonomik mevzular üzerinden fırsat yaratmayı deneyeceğini kaydeden Çınkara, diplomaside kişisel ilişkilerin öne çıkabileceğini belirtti:
“Türkiye açısından bakacak olursak, Biden ve Erdoğan arasında kurumsal bir iletişim devam ediyor. Dışişleri bakanları seviyesinde de telefon trafiği başladı ABD ve Türkiye arasında. Ama Biden, Erdoğan ile Beyaz Saray’da görüşmediği gibi Türkiye’ye de gelmedi. Bu, Türkiye açısından hoş karşılanmadı. Rusya da aynı şekilde. Türkiye dış politikası bu noktada Trump’ın gelmesini önemli görüyor. Elon Musk olayı da önemli. Kişisel ilişki kurulmuş kişiler üzerinden ortak anlayış hattı geliştirme ve noktaları ilerletme açısından fırsat penceresi gözüküyor. Tabii böyle düşünülüyor ama ekiplerin çeşitliliğine bakarsak, Trump ekibinde Türkiye’ye sempati besleyen veya Türk yanlısı bir profil ile karşılaşamıyoruz. Bu da büyük bir açmaz yaratacak. Kushner ile olumlu ilişki geliştirilebilir ama diğer bakanlar, danışmanlar vs. Türkiye’yi zorlayabilir. Ama yeni bir fırsat penceresi açıldığı kesin. Türkiye de bunu özellikle Suriye dosyası ve belirli ekonomik açılımlar noktasında kullanmayı deneyecektir. Ama Trump’ın ekibi netleşmediği için şu anda söylenecek her şey erken. Cumhurbaşkanı Erdoğan da yapmış olduğu açıklamada bunu ima etti.”

‘Ortadoğu analizlerinde Rusya faktörü maalesef hep es geçiliyor’

Ortadoğu’da Rusya faktörünün sıklıkla analizlerde es geçildiğini vurgulayan Çınkara, Trump’ın Suriye’den çekilme planıyla ilgili net bir yorum yapmak için erken olduğunu vurguladı:
“Trump için kesinlikle ‘Suriye’den çekilebilir’ diyemem. Waltz Trump’ın ekibine girdi ama Suriye’den geri çekilme için net yorum yapamıyorum. Burada ABD-Rusya diyalogunun nasıl ilerleyeceği önemli. Rusya çok kritik önemde. Ortadoğu analizlerinde Rusya faktörü maalesef hep es geçiliyor. Rusya’nın Suriye’de olması, birçok denklemi farklı yöne çekti. Orada Rusya olmasaydı belki de Ortadoğu’da bölgesel savaş çıkabilirdi. Rusya’nın varlığı birçok şeyi frenliyor ve Amerikalılar da bunun farkında diye düşünüyorum.”

‘Belki Esad da Trump ile anlaşabilir’

Dr. Gökhan Çınkara’ya göre Beşar Esad, Trump döneminde nefes alabilir ve uzlaşı yolları arayabilir:
“Yaşar Güler’in yapmış olduğu açıklamalar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarıyla pek eş güdümlü değil gibi geliyor. Yaşar Güler’in yaptığı açıklamalarda ÖSO’nun Suriye ordusuna katılımı gibi mesajlar var. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise daha ziyade anlaşma ve müzakere stratejisini takip ediyor gibiydi. Suriye’de anayasa vurgusu yapmıştı Yaşar Güler daha önce de. Suriye artık kendisini eskisi gibi izole hissetmiyor. Arap Zirvesi’ne katıldı Beşar Esad. Onun konuşması da artık Körfez Arap ülkeleri açısından rahatsızlık uyandırmıyor. Bunu da not edelim. Esad’ın açıklaması, Arap ülkelerinden takdir topladı. Ekonomik sıkıntıları büyük tabii zira ekonomik izolasyon içinde. Belki o da Trump ile anlaşabilir. Esad ile İsrail, ABD ve Rusya arasında müzakere olabileceği söyleniyor. Esad’ın pozisyonunun görüldüğü kadar kırılgan olduğunu düşünmüyorum. Trump ekibinin anti-Esad pozisyonu çok fazla yok.”
Yorum yaz