“Üç gün boyunca Aile Sağlığı Merkezleri’ni kapatıyoruz. Bunu vatandaşlarımız için yapıyoruz. Sağlık sistemi zaten bozulmuş durumda. Bir de bu sorunu katmerlendirecek bir yönetmelik getirdiler. Sağlıkta performansı getirmeye çalışıyorlar. Yani daha kısa sürede daha çok hasta bakma, daha çok ilaç yazma yönetmeliği. İnsanların sağlık sorunu böyle çözülemez. Türkiye’nin hali bu zaten. Hastaneler dolup taşmış durumda. İş yükümüz dolup taşmış durumda. Kimseye hak ettiği vakti ayıramıyoruz. Bir de performans getirmeye çalışıyorlar. Aile Sağlığı Merkezleri’nin işletmesi için işletmesi için bize bir cari ödeme yapılıyor fakat Sağlık Bakanlığı şimdi hiçbir ASM yapmıyor.
Şimdiki sağlık bakanımız zamanında İstanbul İl Sağlık Müdürü iken sadece 37 ASM yapılmış İstanbul’da. İlk 1142 ASM var. Bunların üçte biri özelden kiralanmış binalar. Buralarda sağlık hizmeti vermeye çalışıyoruz. Sağlık Bakanlığı buralara bina yapmalı, daha çok çalışan görevlendirmeli. Bunu yapmıyorlar. Bize ceza vererek sorunu gizlemeye çalışıyorlar. Türkiye’de antibiyotik kullanımı çok diyerek bize ceza vermeye çalışıyorlar. Hastanın ihtiyacı olan antibiyotiği yazdığımız için bize ceza veriyorlar. Sorunu çözemiyorlar. Tüm sağlık emek gücü hastanelerde. ASM’lerde bir avuç insanız. Bir de o insanlar hastaneye giderse bizim maaşımız kesilecek. Dün bir hastam bana ‘Hastanede takibim var’ dedi. O hastayı da hastaneye ben yolladım. ‘Hastaneye gidersem maaşınız kesilecekmiş, ne yapayım’ diye sordu. İnsanları bunu soracak hale getirdiler. Üstelik sağlıkta performansın, sağlıkta ticaretin ne olduğunu herkes yenidoğan skandalında gördü.”