EKSEN

'Amerika’daki seçimlerin sonuçlarına göre birçok ülke dış politika pozisyonunu netleştirecek'

Doç. Dr. Volkan Özdemir'e göre ABD seçimlerinin sonucu, birçok ülkenin çok kutupluluğa evrilen dünyada dış politikadaki pozisyonunu belirleyecek. Trump'ın Rusya konusunda Harris'ten farklı bir yaklaşımı olduğunu kaydeden Özdemir, yine de her iki adayın da Çin konusunda birleştiği değerlendirmesinde bulundu.
Sitede oku
Gürcistan’da Gürcü Rüyası Partisi, seçimleri yüzde 53 oyla kazandı. Gürcistan’ın komşuları, seçim sonuçları sebebiyle mevcut Başbakan İrakli Kobahidze’yi tebrik etti. Ancak Avrupa Birliği tarafından fonlanan STK’lar ve Gürcistan’ın Fransız vatandaşı Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, seçimlere “hile karıştığını” iddai etti. Salome Zurabişvili’nin çağrısıyla başkent Tiflis’te sokak eylemleri gerçekleşti.
Öte yandan İran dini lideri Hamaney, İsrail’in hava saldırısı sonrası misilleme yapacaklarının sinyalini verdi. Devrim Muhafızları Komutanlığı ile görüşen Hamaney, misillemeye ve her türlü senaryoya hazır olunması talimatını verdi.
Ortadoğu’da İsrail’in saldırıları sonucunda Gazze’deki ölenlerin sayısı 43 bine, Lübnan’da ölenlerin sayısı ise 3 bine yükseldi. İsrail ordusu, Lübnan’ın güneyinde Hizbullah’ın füze ve roket kapasitelerinin beşte dördünü imha ettiklerini öne sürdü. Hizbullah ise çatışmalara devam ettiklerini ve İsrail’i vurma kapasitelerini koruduklarını belirtti.
Dünyada çatışmalar sürerken, gözler ABD seçimlerine çevrildi. Demokratların adayı ve mevcut başkan yardımcısı Kamala Harris, ABD’nin “şahin kanadı” olarak da bilinen neocon politikacılaı çevresine topladı. Harris’in etrafındaki isimler, özellikle Liz Cheney bloku, dış müdahalelere ve savaşlara olan destekleriyle tanınıyor.
Diğer yandan Cumhuriyetçilerin adayı ve eski başkan Donald Trump, mitinglerinde Ukrayna başta olmak üzere küresel çatışmalara barış getireceği vaadinde bulundu. Ancak Donald Trump’ın da tıpkı Kamala Harris gibi İsrail lobisi ile yakın ilişkilerinin bulunması, başta Gazze ve Lübnan olmak üzere akıllarda soru işaretleri bıraktı.
ABD seçimlerinin sonuçlarının küresel dış politikaya olası etkilerini, Gürcistan’da Batı eliyle yaratılmaya çalışılan istikrarsızlığı, BRICS zirvesinin sonuçlarını ve ABD seçimlerine giderken küresel krizlerin durumunu, ATASAM Başkanı Doç. Dr. Volkan Özdemir ile konuştuk.

‘Başka ülkelere yıllardır istikrarsızlık ihraç eden ABD, kutuplaşmayı kendi içerisinde yaşıyor’

ABD seçimlerinin, Amerika’nın tüm dünyayı etkileyecek son seçimi olabileceği değerlendirmesinde bulunan Volkan Özdemir, bunun sebebinin artık çok kutuplu bir düzene gidilmesi olduğunu belirtti. Seçimi Trump kazanırsa kimi ülkelerin BRICS’e bakış açısının değişebileceğini kaydeden Doç. Dr. Özdemir, yine de kaçınılmaz olarak çok kutuplu sistem değişimi gerçekleşeceği için ABD seçimlerinin gelecekte bu denli kuvvetli etki yaratamayabileceğini aktardı. Öte yandan Özdemir, seçim sonrası Amerika içerisinde yaşanacak gelişmelere ve kutuplaşmalara da dikkat edilmesi gerektiğini belirtti:

“Ciddi bir dönüşüm döneminden geçtiğimizi düşünüyorum. Hangi değişim? Sistemsel bazda tek kutupluluktan çok kutululuğa gidiliyor. Bu süreç dört-beş yıldır gündemde ama henüz tamamlanmış değil. Bu tamamlanma aşamasında en kritik yer o tek kutuplu sistemin merkezi ABD ve oradaki seçimler. Dünyadaki birçok gelişme; BRICS, Filistin, Ukrayna vs. meselelerinde farklı aktörler, ABD seçimlerindeki sonuçlara göre konum olacaklar. Bu gayet doğal. Bu seçimin sonuçları, Türkiye’de de iç siyaseti etkileyecektir. En önemlisi ise uluslararası ilişkilerde, birbirinden farklı kampları temsil eden Demokratlar ve Cumhuriyetçiler var. Demokratlar ve Cumhuriyetçiler eskiden dış politikada ortak zemindeydi fakat Trump’ın seçildiği 2016’dan sonra kırılma başladı. Yine böyle bir durum söz konusu.

Amerika’daki seçimlerin sonuçlarına göre birçok ülke pozisyonunu net olarak ele alacak. Geçen yıl Suudi Arabistan’ın BRICS’e üyeliği söz konusu olmuştu. Fakat Suudi Arabistan, BRICS üyelik davetiyesini hala daha onaylamadı. Suudi yönetiminin Demokratlardan çok rahatsız olduğunu ve hatta Çin’e dolar ihracatını Yuan üzerinden yaptığını, İran ile barış için zemin yokladığını biliyoruz. Fakat aynı Suudi yönetimi, Trump dönemi ABD ile çok iyi ilişkilere sahipti. Trump seçilirse, Suudilerin BRICS pozisyonu ne olacaktır? Olumsuz olacaktır. Fakat Demokratlar seçilirse, Suudiler de BRICS’e katılmayı isteyecektir. Amerikan seçimlerinin ülkelerin dış politikasına etkisine böyle bir örnek verebiliriz yani. Amerika’daki seçimler, ABD’nin kendi iç siyaseti üzerinden dünyanın kalanına etki yapacağı son seçim olacak bence. Daha sonra böyle bir etki olacağını düşünmüyorum zira çok kutuplu sistem oturmuş olacak. Dört sene önceki ABD seçimlerini hatırlayalım. Orada kaçınılmaz kutuplaşma birçok şeye maloldu. İnsanlar birbiriyle karşı karşıya geldi. Başka ülkelere istikrarsızlığı ihraç eden bir devletin yıllardır kendi bünyesinde bunu yaşıyor. Seçim sonrası reaksiyonlar çok önemli. O kutuplaşma bakalım nereye evrilecek?”

‘Son yılların en başarılı politikacılardan birisi, Macaristan Başbakanı Viktor Orban’

Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın üyesi olduğu NATO-AB ve Avrasya ülkeleri arasında sağladığı dengenin, dönemin en başarılı dış politika örneklerinden birisi olduğunu belirten Özdemir’e göre göçmen sorunu da Macaristan’ın başarıyla yürüttüğü bir alan. Volkan Özdemir ayrıca Orban’ın Gürcistan’da yaşanacakları tahmin ederek Tiflis’e ziyarette bulunduğu yorumunu paylaştı:
“Son yılların en başarılı politikacılardan birisi, özellikle dış politika alanında Macaristan Başbakanı Viktor Orban’dır. Sebebi ise hem NATO hem Avrupa Birliği üyesi olup, kendi ulusal çıkarlarını bu kadar rasyonel bir şekilde savunması ve bu merkezlere gerektiğinde karşı durabilmesi. Tabii onlarla da ilişkiyi koparmıyor. Ülkesinin jeopolitiği için Rusya ile de, ticari meseleler için Türkiye ile de görüşüyor. Akıllı bir şekilde çıkarlarının peşinden koşan bir lider Orban. Macaristan’ın pozisyonu son derece başarılı. Avrupa’dan bahsettiğimiz için göçmen sorununu da buraya ekleyebiliriz. Göçmen politikasında son derece tutarlı. Ülkesinde göçmenler istemiyor. Brüksel’in ve Washington’un dayatmalarına karşı olarak yapıyor bunu. Macaristan bunu tam üyesi olduğu AB’nin isteklerini reddederek yapıyor. Tartışmasız son yıllarda dış politikadaki en başarılı isim dünyada. Zaten Gürcistan’daki gelişmelerin nereye gideceğini gördüğü için oraya bir ziyarette bulundu.”

‘Gürcistan’da istikrarsızlık yaratılıyor. Ülke, Doğu-Batı taşımacılık koridorunda önemli bir yere sahip’

Doç. Dr. Volkan Özdemir, Batı’nın Gürcistan’a bu denli yüklenmesinin sebebinin, ülkenin lojistik hatlarında önemli bir konumda bulunması olduğunu söyledi. Özdemir’e göre Batı, kendi ekonomisine darbe vursa dahi Gürcistan’da istikrarsızlığı desteklemeyi sürdürüyor:
“Gürcistan’ın devlet başkanı, yüz yıl önce Fransa’ya göçmüş bir ailenin çocuğu. Fransa’da doğuyor, Paris’te büyüyor. Bir Fransız vatandaşı. Gürcistan’a büyükelçi olarak geliyor, sonra da Gürcistan’ın Cumhurbaşkanı oluyor. Şimdi de kışkırtıcı bir açıklama yapıyor. İstikrarsızlık yaratıyor. İstikrarsızlık olduğu veya Batı yanlısı Gürcü muhalefeti tamamıyla seçim kazanmadığı sürece, Gürcistan’da ikinci bir Ukrayna senaryosu meydana gelirse, bu Türkiye ve Macaristan dahil hangi aktörün işine gelecek? Gürcistan komşumuz. İstikrarı önemli. Ama Gürcistan’ın bir önemi daha var. Rusya-Ukrayna savaşından beri Doğu-Batı taşımacılık koridorunda da önemli bir yeri var. Gürcistan’daki istikrarsızlık Avrupa’nın da işine gelmeyecek. Ama buna rağmen Avrupa Birliği oradaki istikrarsızlığı kışkırtıyorsa, durup düşünmek lazım. Almanya’nın Ukrayna’daki savaştan sonra aldığı pozisyon gibi bir durum var. O pozisyon Alman ekonomisini vurdu. İki yıldır ekonomileri daralıyor. Kendi ulusal çıkarları aleyhinde pozisyon alabiliyor. Bu dünya için çok tehlikeli. Sadece Almanya için değil.”

‘Ortadoğu’da ABD seçimlerine bağlı bir takvim var’

Ortadoğu’daki çatışma alanlarında aktörlerin Amerikan seçimlerini beklediğini ve hesaplarını buna göre yaptığını aktaran Özdemir, İsrail’in de seçim sonuçlarını dikkatle beklediğini kaydetti:
“Ortadoğu’da da ABD seçimlerine bağlı bir takvim var. Gerek İran’ın misilleme konusunda gecikmesinde, gerek İsrail’in İran’ı kapsamlı fakat bilhassa nükleer ve petrol tesislerinin hedef alınmaması durumunda da bu seçimin etkisi var. ABD’de Biden yönetimi, doğal olarak seçimlerden önce çok büyük bir kriz istemiyor. Bu yüzden taraflar da buna yönelik adım atıyor. Trump gelirse İran için bambaşka bir senaryo olacak. Demokratlar devam ederse de bambaşka bir senaryo olacak. İsrail’in bir yıl önce başlayan Gazze operasyonu ve katliam, ABD seçimlerine yönelik gidiyor. İsrail, seçimlerden sonra Amerika’dan destek alamazsa büyük bir saldırıya girişemeyecek. Tabii 5 Kasım’da seçim olup ertesi gün bitecek bir şey değil. Ocak ayında görev teslim olacak, ondan sonra anlayacağız gelişmeleri.”

‘ABD’de seçimleri kim kazanırsa kazansın, Çin’i hedef tahtasına oturtacaktır’

Doç. Dr. Volkan Özdemir’e göre Cumhuriyetçiler ve Demokratlar özellikle dış politikada farklı düşünse de, Çin’e karşı hamle yapma konusunda ortak bir tavır içerisindeler:
“Ben ABD-Çin konusunda biraz farklı düşünüyorum. Dış politikadaki farklı yaklaşımlarına rağmen Cumhuriyetçilerin de Demokratların da tek bir ortak noktası var, o da Çin’i hedef tahtasına oturtmak. Çünkü küresel anlamda ABD’nin rakibi olabilecek tek güç Çin. Teknolojik, ekonomik ve askeri olarak durum böyle. Rusya veya Avrupa Birliği bu konumda değil. Fakat 2016’da Trump ilk olarak geldikten sonra korumacılığı başlattı ve ilave gümrük vergileri getirdi. Demokratlar birçok alanda Trump politikalarından vazgeçti fakat Çin’e karşı ticaret savaşını kızıştırdılar. En son olarak teknoloji ihracatı kısıtlandı, ilave gümrük vergileri getirildi. Avrupa da bu çizgiye çekildi. Yani ABD’de seçimleri kim kazanırsa kazansın, Çin’i hedef tahtasına oturtacaklardır.”

‘Rusya ve Çin’in yakınlaşması, ABD’yi zorlayan bir gelişme’

ABD’de Cumhuriyetçilerin adayı, eski başkan Donald Trump’ın “Rusya ve Çin’i ayıracağım” çıkışının ciddiye alınması gerektiğini vurgulayan Özdemir, Trump’ın 2022’den itibaren giderek artan Rus-Çin ilişkilerinden rahatsızlık duyduğunu söyledi:
“Donald Trump’ın ‘Rusya ve Çin’i ayıracağım’ lafını ben çok ciddiye alıyorum. Çünkü ABD açısından bakarsanız, Rusya’nın Ukrayna savaşıyla birlikte Çin ile bu kadar yakınlaşması ve uluslararası finansal anlamda destek alması, ABD çıkarlarını da zorlayacak bir gelişme. Sanki Trump seçilirse sırf bu yüzden seçilecek gibi analiz yapanlar da var. Tabii Trump seçilir seçilmez savaşı bitirip Rusya’yı Çin’in yanından çekemez. Ama Demokratlar kadar da Rusya’ya yüklenmez. Bence Moskova da bu anlamda Trump’ın seçilmesine olumlu bakar.”

‘Son zirvede BRICS’in kurumsal altyapısını tamamlayacak somut adımlar göremedik’

Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’da düzenlenen BRICS liderler zirvesini ele alan Doç. Dr. Özdemir, zirvede birçok konunun görüşüldüğü fakat bazı konularda somut adım atılmadığı değerlendirmesinde bulundu. Volkan Özdemir’e göre özellikle BRICS ödeme sisteminin hayata geçirilmesi olumlu bir gelişme olurdu:

“BRICS’in Kazan zirvesinde fiziksel genişleme beklenmiyordu. Bunun yerine ortak ülke konsepti yaratıldı. BRICS’in şu anda evrimini tamamlayamadığı için temel sorunları var. Kurumsal altyapı oturmadı. Bağlayıcı hükümler yok. Yeni üyelerin kabul edilme kriterleri belli değil. Uzun süredir pasif konumda kalan Yeni Kalkınma Bankası var bir de. Çok önemli bence. Uluslararası iktisadi sistemde yüz milyar dolar fonla kurulan ve IMF’ye alternatif olan bir yatırım bankası bu. Fakat IMF’ye alternatif bir çekirdek olması planlanarak kurulan Yeni Kalkınma Bankası, çok aktif bir seviyeye getirilemedi. Ülkeler için IMF benzeri bir kredi finansman konusunda o seviyeye getirilemedi. O yüzden bu zirvenin beklentilerin altında kaldığını düşünüyorum. BRICS Bridge ve BRICS Pay gibi çok taraflı uluslararası para transferi sistemi konuşuluyordu. Fakat bunun da karara bağlanmadığı görülüyor.

Son zirvede somut adımlar, BRICS’in kurumsal altyapısını tamamlayacak adımlar göremedik. Fakat öbür taraftan da çok ciddi bir platform olduğunu ve Batılı ülkelerin dezenformasyon kampanyası sebebiyle de Batı’nın bu platformdan çok korktuğunu gördük. Batılılar, somut karar çıkmamasından memnun oldu. Yani BRICS, Batı merkezli sistemi gerçekten tedirgin ediyor. Fakat ne zaman evrilecek? Hindistan ve Brezilya’nın kendi pozisyonu var. Bazı üyeler arası çelişkiler var. Bakalım önümüzdeki seneye kadar bu eksiklikler tamamlanabilecek mi? Tabii bu yaptırımlara karşı SWIFT alternatifi bir sistem olarak BRICS Bridge gibi, merkez bankaları dijital paraları arasında transfer sisteminin gelmesi önemli. Rusya ve Çin bu konuda çok ileridir. Kendi ulusal dijital paraları testleri hızlı şekilde geçti. Bu konuda çok taraflı bir mekanizmanın somut olarak ilanı bekleniyordu bu zirvede. ABD’nin tek taraflı yaptırımlarına karşın bu hem BRICS hem BRICS dışı ülkeler için güvence olacaktı. Türk-Rus ödeme problemlerini bu yöntemle çok rahat aşabilirsiniz. Değilse yaptırımlara her halükarda maruz kalırsınız. Acaba BRICS’te de mi ABD seçimleri beklendi diye düşünmüyor değilim. Zamana ihtiyaç var.”

Yorum yaz