“Öncelikle bizi en çok rahatsız eden şey, bizi değersizleştiren bir yönetmelik olması. Hastamız bize gelecek, muayene olacak. Biz onun muayenesini veya aşısını yapacağız. Hasta bizi puanlayacak. Verdiği puan üzerinden benim doktorluk yapıp yapmayacağıma bakanlık karar verecek. Hekim arkadaşlarımız maaşını bunun üzerinden alacak. Hasta hiç ASM'ye gelmiyorsa, hemşire ve hekim arkadaşlarımızın maaşı düşecek bu bağlamda. Bir camii düşünün. Cemaat toplanmadı diye imamın maaşı kesilir mi? Öğrenciler gelmedi diye öğretmenin maaşını kesebiliyor musunuz? Güvenli bir ortam var diye polis arkadaşlarımızın maaşı mı kesilir? En rahatsız edici nokta bu.
Ayrıca koruyucu sağlık hizmetini bitirecek bir yönetmelik bu. Bütün çocukları aşılayan, izleyen, doğduktan büyüyene kadar takip ettiğimiz hastalarımız var. Bu hastalarımızı biliyor ve tanıyoruz. Onlara koruyucu sağlık hizmeti vermek istiyoruz. Bu insanların hiç hastalanmamasını istiyoruz. Bakanlık ise adeta ‘hasta olmuyorlarsa bu sizin suçunuz’ demiş oluyor. Bu yönetmelik ile en büyük sıkıntıyı hekimler kadar hemşire ve ebe arkadaşlarımız da yaşıyor. Onlar zaten yoksulluk sınırının yarısı kadar maaş alıyor. Bir de yüzde 20 daha az maaş alabilirler. Yani maaş kaybı olabilecek. Hasta gelmediği için. Veya hasta muayene edildi, ilaç yazdınız. İlacı iki kutu yazdığınızda bu da size maaş kaybı olarak dönebilecek. Fazla yazsanız suç, az yazsanız suç. Kronik hastalarımız da var bizim.”
“İş bırakma gerçekleştireceğiz. Bakanlık bu yönetmelikte ısrar ederse, ASM'de çalışacak hekim ve hemşire kalmaz. İstifalar gelir. İnsanlar çocuklarına aşı yaptıramaz hale gelir. Halihazırda Aile Sağlığı Merkezleri'nde yüzde 10 hemşire açığı var ve bu düzeltilemiyor. Daha fazla istifa olursa sistem devam edemez. Bu yönetmelik sürerse, biz de eşyalarımızı toplayıp çıkacağız ve ASM’ler kapanacak.”