Türkiye 1970’li yıllarda başlattığı nükleer enerji üretimi projesine Akkuyu’nun inşaatıyla birlikte hız verdi. Akkuyu’nun yanı sıra Sinop ve Trakya’da da nükleer santral kurulması için hazırlıklar başlatıldı. Türkiye bu konuda farklı alternatifleri değerlendiriyor. Bu kapsamda görüşme trafiğine de hız verildi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar Ekim ayı içerisinden gerçekleştirdiği Çin ve Rusya ziyaretlerinde ikinci ve üçüncü nükleer santrallere ilişkin süreçte gündeme geldi.
Çinli firma ile toplantı
Bakan Bayraktar Ekim ayının ortasından gerçekleştirdiği Çin ziyaretinde Çin'in önde gelen nükleer şirketlerinden CNOS’un Başkan Yardımcısı Qiao Gang ile bir araya geldi. Bakan Bayraktar görüşmeye ilişkin sosyal medya hesabından “CNOS ile yaptığımız görüşmede de ülkemizde inşa edilebilecek hem büyük ölçekli hem de küçük modüler reaktörlere ilişkin olası iş birliği imkanlarını ele aldık” paylaşımı gerçekleştirdi.
Erdoğan-Putin zirvesinde Sinop gündeme geldi
Temmuz ayında Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar verdiği bir röportajda Rosatom'un Sinop Nükleer Santrali'nin inşasına yardımcı olmak için diğer ülkelerin şirketlerinden daha uygun olduğunu ve Rosatom'un Akkuyu Nükleer Güç Santrali inşasındaki deneyiminin şirketi diğer potansiyel adaylardan olumlu bir şekilde ayırdığını söylemişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BRICS Zirvesi sırasında Rusya Devlet Başkanı Putin ile gerçekleştirdiği görüşmede de ikinci santralin gündeme geldiği ifade edilirken heyette Enerji Bakanı Bayraktar’da yer aldı. BRICS Zirvesi sonrasında röportaj veren Rosatom Genel Müdürü Aleksey Lihaçev "Nihai karar Türk hükümetine ait olacaktır. Ancak, elbette, dedikleri gibi, bu kararın mümkün olan en kısa sürede verilmesi için sabırsızlıkla bekliyoruz" dedi.
Türkiye’nin enerji güvenliği hedefi
Türkiye 2050 yılına karbon nötr hedefi bulunuyor. Bu kapsamda enerji arz güvenliği de hedefleniyor. Bu kapsamda 20 bin megavatlık nükleer kapasite oluşturulması planlanıyor. Akkuyu, Sinop ve Trakya’da kurulacak toplam 15 bin megavatlık 12 reaktörün yanı sıra nükleer enerji sepetine 5 bin megavatlık küçük modüler reaktörleri de eklenmesi hedefleniyor.
1970 yılındaki proje
Nükleer santrallerin kurulumu 1970’li yılların başındaki petrol krizi ile birlikte hızlandı. Dünya enerji üretiminde yeni yollar ararken nükleer enerji birçok ülke için en iyi alternatif olarak belirmişti ve nükleer santral inşaatları başladı. Türkiye'de 1970 yılında Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) kuruldu. TEK’e bağlı olarak Nükleer Enerji Dairesi 1972 yılı başında çalışmaya başladı. 1970'li yılların başlarında, nükleer santral sahası için fizibilite ve yer araştırmaları gerçekleştirildi. Bu çalışmalar kapsamında, nükleer santralın maliyet/fayda açısından kurulabileceği en uygun yerler olarak; Mersin-Akkuyu, Sinop-İnceburun, ve Kırklareli-İğneada sahaları belirlendi.