Özel'in konuşmasından öne çıkanlar:
İsrail meselesini bir bildiğimiz var diyerek geçiremezsiniz. Erdoğan'ı çağırdık gelmedi, iki bakanını gönderdi. Kural belli, kapalı oturumda konuşulanı 10 yıl söyleyemezsiniz. Fakat milleti de kandırmalarına izin vermeyiz.
Bir kelime sizin veya bizim bilmediğimiz bir şey anlatmadılar. İsrail, Türkiye'ye saldıracak diyemediler ve ifşa oldular.
Sayın Bahçeli de oradaydı. Çıkın ve diyin, İsrail, Türkiye'ye saldıracak. Kimse de demedi, diyemez, demeyecek.
Cambaza bak derken birde milletin cebine el atacaklarmış. Savunma Sanayi destekleme fonu getirdiler. Meğersem tehlike büyük, İsrail Türkiye'ye saldıracak, savunma sanayiye ek vergiler getirmemiz lazım diyerek her şeye vergi getirdiler.
Hem alandan para, satandan para. Noterdeki her işlemden bile 75 lira alacaklar, kol saatlerinden para alacaklar. Drone uçurma ücretine bile para, sadece beyannamelerden 75 milyon toplayacaklar. Neymiş, İsrail saldıracakmış, pamuk eller cebe.
Tayyip Bey'in tüm konuşmaları, hepimizden bu paraları almak içinmiş.
Vergi, para kazanandan alınır. Ayrıca alışverişi yapandan değil de kredi limiti olandan neden para almaya çalışıyorsun? Onun yerine çok büyük karlar açıklayan bankalardan vergi alsana? Bunun üzerine bankalar da sürekli para almak için limiti arttırıyor. Yapılmayan alışverişten para almaya çalışıyor. O destek fonunu öyle veya böyle çıkaracaksın! Alacaksan, Türkiye'nin en çok para kazanan bankalarından gidip parayı alacaksın.
Evinin tüpünü ödemeye çalışan, anasının evinin doğal gaz parasını kredi kartından ödeyen garibanın yakasından düşeceksin kardeşim.
Teğmenler Mustafa Kemal'in askerleriyiz demeyecekse ne diyecek? Senin Fesli kadir 'Keşke Yunan kazansaydı' diyordu. Eğer bu teğmenlere dava açılırsa sen de kendi tarafını göstereceksin.
Gençlerin ağladığı, cuma akşamı Gebze’de pazar günü Ümraniye’de yüreklerin kaldırmayacağı görüntüler yansıdı. Hayvanları koruma kanununda bir değişiklik öngördüler. Canları sokaktan alacak, götürecek barınağa koyacak, barınakta sahiplenilmeyeni zehirleyeceklerdi. Alacaksın kısırlaştırıp bırakmayacaksın. Barınakta bakacaksın diyor. Kanun gizlice şöyle diyor, toplum çok tepki gösterdi o kadarını yazamadık.
Gebze’de ve Ümraniye’de canları zehirlediler. Öldürdüler hepimizi kahrettiler. İlk gün ben de söyledim teker teker vekillerimiz de söylediler, biz bu katliam yasasını uygulamadık, uygulamayacağız asla da uygulatmayacağız. Ama kendi belediyeleri örtülü mesajı alanlar, canlara kıyıyor. Derhal bu kanun değişmelidir. Anayasa Mahkemesi'ne sesleniyorum. Torununuzun gözlerine bir bakın. Bir an önce bu dosyayı karara bağlayın. Bu katliam yasası durdurulmalıdır ve durdurulacaktır.
Amasra maden faciasının yıl dönümüydü dün. AKP iktidarı işçiye yoksulluk, sefalet, perişanlık ama daha da acısı ölüm getirdi. Amasra maden faciası bir katliam. Denetimsizlik ve liyakatsizliğin bir sonucu. Sayın Erdoğan o gün beklenen açıklamayı yaptı. Dedi ki 'Biz kader planına inanan insanlarız.' Patlama öncesindeki tutanaklar, 13 Ekim saat 23.43’te, yani patlamanın olacağı ana 17 dakika kala ilk uyarı başlıyor, 18.49’a kadar havalandırma vantilatörünün 53 kez ikaz 355 kez alarm verdiği yazıyor.
Orada kader planına inanmak değil bilime inanmak lazım. İlk ikazla birlikte orayı boşaltmak o canları kurtarmak lazım. Bunları yapmayıp da kader planında bu varmış derseniz, kader planında o zaman ülkeyi yöneten kişinin vurdum duymazlığı o işletmeyi yönetenleri atarkenki liyakatsiz atamaları, devletin eksikliklerini görür bu kader planında Erdoğan’ın bir rolü olduğunu kabul etmek gerekir.
Siz Kozlu’da 8 kişinin ölümünden suçlu bulunmuş birini Amasra’ya koyarsanız ‘kader planında bu varmış’ diyemezsiniz.
Siz Kozlu’da 8 kişinin ölümünden suçlu bulunmuş birini Amasra’ya koyarsanız ‘kader planında bu varmış’ diyemezsiniz.
2 aydır haklı eylemlerini sürdüren Fernas işçileri var. Patronun halihazırda bu yüce çatı altında vekil olduğu AKP’nin her imkanı yarattığı bir şirket. Soma’da madencilik yapıyor. Söz verildi Soma faciasından sonra. 1 günlük hafta tatili 2 güne çıktı, 1 asgari ücret 2 asgari ücrete çıktı yer altında. Fernas 2 asgari ücreti veriyorum diye işçiye 34 bin 4 lira işçiye para ödüyor. Fazla mesai yapıyorlar 1 lira ödemiyor. Bayramda seyranda gece gündüz çalıştırıyor 1 lira ödemiyor. İşçiler hakkını arayınca da Cumhubaşkanımıza söyledim bana hak verdi diyor.
Erdoğan’a sesleniyorum, işçilerin alın terini sömüren, haksızlık yapan senin milletvekilin ve sana güveniyor. Allah bilir neler dedi. İdeolojik mi dedi, bunlar solcu mu dedi. O işlerin bir emek bilinçleri var ama içlerinde sağcısı da var solcusu da var. Soma’nın dağlarındaki köylerden gelmiş tertemiz insanlar bunlar. Fernas’ın patronu kul hakkı yiyor ve bunu Erdoğan’a dayandırıyor. O işçilerin kılına zarar gelirse müsebbibi Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Bir yandan millet geçim derdindeyken Tayyip bey emekliye asgari ücret diye, çiftçiye emekçiye esnafa verdiği sözleri tutmazken HÜDA PAR’a verdiği sözleri tutuyor. Kadınları ortada bırakıp, arkasından devleti çekip İstanbul Sözleşmesinden bir imzayla çıktıkları gibi şimdi de o HÜDA PAR’cıların açtıkları tartışmaları kendileri sürdüremiyor, ama o mayınlı araziye Numan Beyi yolluyor.
Numan Bey güya entelektüel bir tartışma yapacak. Çıkmış şunu söylemiş: Kendimizden ve ne yapmak istediğimizden çok eminiz. Kim? Anayasanın ilk dört maddesini tartışmaya açma Meclis başkanlığının kurumsal görüşü değilse, üzerine yemin ettiğimiz Anayasa'nın değişmez maddesini konuşmak görevi Meclis Başkanı'nın görevi değilse kimin? Bu çoğul konuşmak niye? Kimsiniz siz? Meclis Başkanı tarafsızdır. O Anayasa'nın tarafındadır. 4 HÜDA PAR'lı ile bir de sensen, 5 kişisiniz en az.
Hiç öyle entelektüel tartışma yapıyorum ayağına girme. Türkiye Cumhuriyeti devletiyle de milletiyle de ülkesiyle de bölünmez bir bütündür. Tartışmaya kapalıdır. Nokta. CHP Anayasanın ilk dört maddesini tartışmaya açık olmadığının ve değiştirmeye açık olmadığının taş gibi arkasındadır. Bu ülkede bu konu tartışmaya kapalıdır.
Maalesef geçen hafta, kadın cinayetleriyle, aydınlatılmayan cinayetlerle meşgul olduk En son Narin Güran’ın katilleri halem ortaya çıkmadı: Van’da Rojin Kabaiş’in kaybını takip ediyoruz. İktidar partisi çıkmış cezasızlık algısı var diyor. Bu memlekette bu suçları işleyenler çok kısa sürede tekrar aramıza karışmaktadır. Cezaevlerini dünya kadar suçsuz günahsız öğrenci, gazetecilerle kim doldurduysa cezasızlık algısına sebep olanlar onlardır.
İşte size Cumhur İttifakı’nın 2024 Türkiye vizyonu.
İşte size Cumhur İttifakı’nın 2024 Türkiye vizyonu.