Terör örgütü IŞİD tarafından düzenlenen, 103 kişinin yaşamını yitirdiği, 500’den fazla vatandaşın da yaralandığı 10 Ekim Ankara Katliamı’nın üzerinden 9 yıl geçti. Katliamın Türkiye tarihinin en büyük terör saldırılarından biri olduğunu vurgulayan gazeteci Güçlü Özgan, yaşanan süreci şu sözlerle anlattı:
“Türkiye tarihinin en büyük terör saldırılarından biriydi. Vatandaşlarımız orada terör örgütü IŞİD’in hedefiydi ve 103 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Hala o acı kalplerimizde. Geriye dönüp bakmak son derece önemli. AK Parti’nin tek başına iktidarı kaybettiği, Türkiye’nin gardının düştüğü bir dönemdi. O dönemde pek çok sivil toplum örgütü barış, emek, demokrasi taleplerini dile getirmek için 10 Ekim 2015 tarihinde bir miting düzenleme kararı almıştı. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, bu saldırıdan çok daha önce bu tip eylemler için harekete geçtiği bilgisi, İçişleri Bakanlığı’nın eline bu bilgilerin geldiği iddia ediliyordu.”
’16 kişi hala firarda’
Kusurlu olanların hesap vermediğini söyleyen Özgan, şöyle devam etti:
“Emiyetin yaptığı açıklamaya göre Sıhhiye Meydanı bölgesinde 2 binin üzerinde polisin görevlendirildiğini biliyoruz. Toplanma alanı ve gar çevresinde ise 129 polis vardı. O mitinge katılacak kişilerin herhangi bir aramadan geçirilmediği söylentileri de en çok tartışılan konulardan bir tanesi oldu. Bugün bile herhangi bir siyasi partinin toplantısına veya mitingine arama yapılmadan girilmiyor. Saldırıyı gerçekleştiren IŞİD’ın Gaziantep sorumlusu Yunus Durmaz’ın bu saldırının arkasındaki isim olduğu, Gaziantep bölgesinde 150 kadar örgüt üyesine askeri ve ideolojik eğitim verdiği de ortaya çıkmış, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Atatürkçü Düşünce Derneği gibi derneklerin de örgütün hedefinde olduğu öğrenilmişti. Toplam 35 kişi hakkında dava açıldı, 16 kişi ise hala firarda. Bu kişiler hakkında 379 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası da verildi. Bu terör saldırısının hemen sonrasında en çok gündemde olan tartışmalardan bir tanesi de kamu görevlilerinin bu saldırıyı önlemede ne kadar yeterli olup olmadığı oldu. Pek çok isim gündeme geldi ve İçişleri Bakanlığı tarafından rapor hazırlandı. Raporda ihmal olduğu tespiti vardı ancak Ankara Valiliği soruşturma izni vermedi. Söz konusu kamu görevlileriyle ilgili yargılama yapılmadı, bir soruşturma dosyası açılmadı ve dosya kapandı.”