GÖRÜŞ

'Kış saatine geçilmeli' diyen Prof. Dr. Üstün Dökmen: Karanlık sokaklarda güvende hissetmezsek depresif duygular uyanır

Türkiye'de kalıcı yaz saati uygulaması sürüyor. Sonbaharın gelişiyle birlikte gün ışığının zamanı da artık değişti. Haliyle akıllarda yine aynı soru belirdi; 'Kış saati uygulamasına dönülecek mi?'. Konuyla ilgili son resmi açıklamayı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar yaparken, Prof. Dr. Üstün Dökmen de Sputnik'e özel açıklamalarda bulundu.
Sitede oku
2016 yılında Türkiye'de kış saati uygulaması kaldırılarak, yıl boyunca sabit yaz saati uygulamasına geçildi. Bu karar, başlangıçta enerji tasarrufu sağlama amacıyla alınmış olsa da, yıllar içinde toplumda tartışmalara yol açtı.
Birçok kişi bu uygulamanın biyolojik ritimler üzerinde olumsuz etkiler yarattığını savunuyor. Özellikle sabahın erken saatlerinde karanlıkta işe veya okula gitmek zorunda kalan kişiler uyku düzenlerinde bozulmalar ve kronik yorgunluk gibi sorunlar yaşıyor​.

Bakan Bayraktar yanıtladı: Kış saati uygulamasına dönülecek mi? Saatler geri alınacak mı?

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar da kış saati uygulamasına geri dönülmesinin şu anda gündemlerinde olmadığını belirtti. "Bir değişiklik düşünmüyoruz, ancak iller kendi mesai ve okul saatleriyle ilgili düzenlemeler yapabilirler" diyerek yerel düzeyde uygulama esnekliğine kapı araladı.
Sputnik’in gündeme getirdiği konuyla ilgili psikolog, TV programcısı, eğitimci ve yazar Prof. Dr. Üstün Dökmen önemli açıklamalarda bulundu.

‘Kış saatine geçilmesini umuyoruz’

“Yazın geçtiğimiz aylarda yaz saati uygulaması vardı, şimdi kış geliyor ve kış saatine geçilmesini umuyoruz” diyerek sözlerine başlayan Dökmen, şunları söyledi:
“Yani saatlerin geri alınmasını istiyoruz. Bu devamlı yaz saati uygulamasının bir çok sebebi olabilir, enerji tasarrufuyla ilgili gerekçeler olabilir ama ben sadece psikolojik açıdan konuyu ele almak istiyorum. Kış aylarında yani aralık, ocak ve şubat aylarında hatta kasım ayında yaz saati uygulaması olduğu zaman çocuklar okullarına, çalışanlar da iş yerlerine gecenin karanlığında gitmek zorunda kalıyorlar. Bu depresif duygular uyandırır. Kış depresyonu diye bir olay vardır. Çocuklar okula gitmek için gece yola çıkıyorlar. Yani servisini bekliyor ya da anne baba arabayla götürüyor. Çocuk da şöyle düşünüyor ‘Of yine gecelenin karanlığında sokağa çıktım.’ Bu çocuk okula gittiği zaman, okul ile karanlık arasında zihninde bir ilişki kuracaktır. Bu da nedir? karanlık eşittir okul demektir. O zaman okula da bir karanlık bulaşmış olacak, gece bulaşmış olacak.”

‘Kalıcı yaz saati uygulaması çocukların ve yetişkinlerin depresif duygularını kışkırtıyor’

Yetişkinlerde de durumun çocuklardakiyle aslında hemen hemen aynı olduğunu aktaran Dökmen, “30’lu 40’lı yaşlarda olabilirsiniz ama 2-3 vasıta ile işe giden insanlar var. Gecenin bir yarısı daha sabah olmadan gün ısınmadan, ‘çın sabah’ olmadan. ‘Çın sabah diye bir kavram vardır. Yıllar önce Nezihe Araz bunu yazmıştı; günün daha aydınlanma emaresi vardır ve buna çın sabah denir. Çın sabah olmadan tam gece iken bir yetişkin evinden çıktığı zaman yine karanlık ile ortamdaki, sokaktaki karanlık ile iş yeri arasında bir olumsuz ilişki kuracaktır. ‘Of yine gidiyoruz, yine başladı, ayaklarım geri geri gidiyor.’ diyecektir. Özetle kış saati uygulaması gereklidir. Kalıcı yaz saati uygulaması çocukların ve yetişkinlerin depresif duygularını kışkırtan bilir ve yüksek ihtimalle kışkırtmaktadır da zaten” dedi ve devam etti:

‘Gece vardiyasında çalışmaya hiçbir çocuk talip değil’

“Gece vardiyası diye bir şey var. Adam gece vardiyasına bilerek girer. Belli bir süre de gece vardiyasında çalışır. Şimdi ise herkes, çocuklar, yetişkin kadınlarve erkekler adeta gece vardiyasında çalışıyor gibi oluyor. Ama gece vardiyasında çalışmaya hiçbir çocuk talip değil.”

‘Saatlerin geri alınmaması biyolojik ritime de zararlı’

Ayrıca kış aylarında yaz saatlerinin uygulanmasının biyolojiik olarak da insana zararları olduğunu vurgulayan Dökmen, “Saatlerin geri alınmaması kişilerin biyolojik ritimlerini de zarar verir. Vücudun bir ritmi vardır. Güneş olduğu zaman kendinizi daha diri uyanmış hissedersiniz. Ama şu an karanlıkta kalktığınız, giydiniz ve hazırlandığınız, duş alıp kahvaltı yapıp da sokağa çıktığınızda yine bir karanlık ile karşılaşıyorsunuz. O zaman da vücut sabahı hissetmiş olmuyor. Vücut sabahla temas etmiyor. Biyolojik ritim gecede başlıyor. Gece vardiyasına başlıyor adeta. Bu birçok yönden zararlı” ifadelerini kullandı.

Neler yapılabilir?

Bu konuyla alakalı yapılabilecekleri de sıralayan uzman isim, “Kış saati uygulamasına geçersek bu durumda akşam karanlıkta eve dönecek deniyor. Ama yarım saat okulları önce kapatırsınız. Programı ona göre ayarlarız. Sabahtan değişiklik yapmak zor ve pek mümkün değil deniyorsa o zaman akşam yarım saat önce olabilir her şey. O zaman tam karanlık çökmeden insanlar evlerine bir miktar ulaşabilirler.

‘Sokakta güvenli hissetmeden yürüdüğünüz zaman depresif duygularınız uyanır’

“Kış saati uygulaması her bakımdan yararlı” diyen Dökmen, bir anısını da anlatarak sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Zaten 1 saat geriye alınacak. Ben 4 ay askerlik yapmıştım, biz askerdeyken kış saati uygulamasına geçilmişti bir hoşumuza gitti bu durum anlatamam. Niye? Saatler bir saat geri alınınca bir saat geç kalktık. Halbuki aynı saat teorik olarak. Bu çok hoşumuza gitmişti. Tüm çalışanlar için ve öğrenciler için saatlerin geri alınması kış aylarında uygundur. Biyolojik ritim açısından uygun, depresif duyguların ortaya çıkmaması için uygun. Siz sokakta güvenli hissetmeden yürüdüğünüz zaman bu sizin depresif duygular da uyandıracaktır.”
GÖRÜŞ
Sabahın karanlığında okula ve işe gitmek: Psikolojik sorunları artırıyor mu?
Yorum yaz