İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Şii Hizbullah hareketini desteklediklerini ve İsrail'in Lübnan'da topyekün bir savaş başlatması halinde seyirci kalmayacaklarını belirtti.
BMGK oturumunda konuşan Arakçi, "Hizbullah hareketini ve onun Lübnan ile halkını İsrail'in tacizlerinden korumaya yönelik meşru hakkını desteklediğimizi her zaman dile getirdik. Lübnan'da İsrail tarafından tam teşekküllü bir savaş açılması halinde Tahran buna seyirci kalmayacak" ifadelerini kullandı.
BMGK'nın üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi ve İsrail'in işlediği suçlara kararlı bir şekilde yanıt vermesi gerektiğini söyleyen Arakçi, BMGK'nın uluslararası barış ve güvenliğin korunması konusunda hukuki sorumluluğu bulunduğunu hatırlattı.
Arakçi, "Eğer bu gerçekleşmezse, bölge topyekun bir çatışmanın içine çekilme tehlikesiyle karşı karşıyadır. İsrail'in destekçileri, özellikle ABD ve İngiltere, çok geç olmadan harekete geçme konusunda hukuki ve ahlaki yönden sorumludurlar" dedi.
İşlediği insanlık suçlarına karşı cezalandırılmamasının İsrail'i cesaretlendirdiğini dile getiren Arakçi, dünyanın olan biteni gördüğünü ve tarihin BMGK'yı yargılayacağını vurguladı.
İsrail'in Lübnan'a saldırılarının bölgedeki genel durumdan ayrı düşünülemeyeceğinin altını çizen Arakçi, İsrail için insan hakları ve onurunun hiçbir manası bulunmadığını söyledi.
ABD ve İngiltere'nin Tel Aviv yönetimine koşulsuz destek vermesinin İsrail'e her türlü kötülüğü yapma izni verme anlamına geldiğini dile getiren İranlı Bakan, "Gazze'de ateşkes olmadan bölgede barışın garantisi olmayacaktır. Bu konuda uluslararası toplumun sessiz kalma seçeneği yoktur" diye konuştu.
İsrail saldırıları karşısında İran'ın Lübnan halkına tam destek verdiğini belirten İran Dışişleri Bakanı Arakçi, bölgede gerilimin daha da artmaması için İsrail'in Gazze ve Lübnan'a saldırılarını durdurması gerektiğini kaydetti.
BMGK oturumunda konuşan Arakçi, "Hizbullah hareketini ve onun Lübnan ile halkını İsrail'in tacizlerinden korumaya yönelik meşru hakkını desteklediğimizi her zaman dile getirdik. Lübnan'da İsrail tarafından tam teşekküllü bir savaş açılması halinde Tahran buna seyirci kalmayacak" ifadelerini kullandı.
BMGK'nın üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi ve İsrail'in işlediği suçlara kararlı bir şekilde yanıt vermesi gerektiğini söyleyen Arakçi, BMGK'nın uluslararası barış ve güvenliğin korunması konusunda hukuki sorumluluğu bulunduğunu hatırlattı.
Arakçi, "Eğer bu gerçekleşmezse, bölge topyekun bir çatışmanın içine çekilme tehlikesiyle karşı karşıyadır. İsrail'in destekçileri, özellikle ABD ve İngiltere, çok geç olmadan harekete geçme konusunda hukuki ve ahlaki yönden sorumludurlar" dedi.
İşlediği insanlık suçlarına karşı cezalandırılmamasının İsrail'i cesaretlendirdiğini dile getiren Arakçi, dünyanın olan biteni gördüğünü ve tarihin BMGK'yı yargılayacağını vurguladı.
İsrail'in Lübnan'a saldırılarının bölgedeki genel durumdan ayrı düşünülemeyeceğinin altını çizen Arakçi, İsrail için insan hakları ve onurunun hiçbir manası bulunmadığını söyledi.
ABD ve İngiltere'nin Tel Aviv yönetimine koşulsuz destek vermesinin İsrail'e her türlü kötülüğü yapma izni verme anlamına geldiğini dile getiren İranlı Bakan, "Gazze'de ateşkes olmadan bölgede barışın garantisi olmayacaktır. Bu konuda uluslararası toplumun sessiz kalma seçeneği yoktur" diye konuştu.
İsrail saldırıları karşısında İran'ın Lübnan halkına tam destek verdiğini belirten İran Dışişleri Bakanı Arakçi, bölgede gerilimin daha da artmaması için İsrail'in Gazze ve Lübnan'a saldırılarını durdurması gerektiğini kaydetti.