EKSEN

'Hakan Fidan Şam ile muhalefet arasında uzlaşıdan söz etmeye devam ederse, sürecin neticeye ulaşacağını düşünmüyorum’

Gazeteci Sarkis Kassargian'a göre Türkiye'nin Şam ile Suriye muhalefeti arasındaki uzlaşı ısrarı sürerse, Türkiye ve Suriye normalleşmesi sekteye uğrayabilir. Sarkis Kassargian diğer yandan Beşar Esad'ın BRICS zirvesine katılmayacağı için Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Kazan'da görüşmesinin düşük bir ihtimal olduğunu vurguladı.
Sitede oku
Dışişleri Hakan Fidan geçen hafta katıldığı bir televizyon programında, Suriye muhalefetinin taleplerinin kabul edilip masaya yatırılması durumunda Suriye ile normalleşmenin gerçekleşebileceğini belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Suriye lideri Beşar Esad ile doğrudan görüşme isteğini yineledi. Öte yandan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, ülkeden kaçan Suriyelilerin bir kısmını kapsayacak bir af yasası çıkardığını duyurdu.
Diğer yandan Ortadoğu’yu kasıp kavuran çatışmalar giderek tırmanıyor. İsrail, son bir haftada Lübnan’daki Hizbullah hedeflerine yönelik saldırılarının sıklığını artırdı.
İsrail’in bugün Beyrut’taki bir hedefe yönelik düzenlediği hava saldırısı neticesinde 5 kişi öldü, 11 kişi yaralandı. Saldırı sebebiyle Hizbullah'ın roket birimi komutanı İbrahim Kubeysi'nin de öldüğü bildirildi.
Hizbullah güçleri ise İsrail ordusuna yönelik sınır hattındaki angajmanını yükseltti. İsrail ordusuna ait Demir Kubbe hava savunma sistemine bağlı bir fırlatıcı hedef alındı. Diğer yandan İsrail ordusunun sınırdaki karargahlarına ve zırhlı araçlarına füze saldırıları düzenlendi. Saldırılar sebebiyle en az bir İsrail askerinin öldüğü, on tanesinin yaralandığı açıklandı.
Türkiye ile Suriye arasındaki normalleşme sürecini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Dışişleri Bakanı Fidan’ın açıklamalarını, Suriye lideri Esad’ın çıkardığı af kararını, Kazan’da Erdoğan-Esad zirvesi iddiasını ve İsrail-Hizbullah geriliminin sürece etkisini, Şam’da yaşayan gazeteci Sarkis Kassargian ile konuştuk.

‘Türkiye her daim normalleşmeyi dile getiriyor fakat Suriye’nin isteklerine nasıl baktığını dile getirmiyor’

Sarkis Kassargian’a göre normalleşme sürecinde son dönemde Beşar Esad’dan da olumlu mesajlar geldi fakat belirsizlik sürüyor. Türkiye’nin Suriye’nin şartlarını hiçbir koşulda dile getirmediğinin altını çizen Kassargian, diğer yandan Şam’daki genel algının, Türkiye’nin adım atmadan önce ABD seçimlerini beklediği yönünde olduğunu ifade etti:

“Normalleşme sürecini takip edenler hatırlayacaktır. Son dönemde açıklamalar genelde Türkiye tarafından oluyor. Sayın Hakan Fidan veya Sayın Erdoğan birçok defa normalleşme ve Esad ile görüşme konusunu gündeme getirdi. Önemli bir gelişme ise Suriye’den olumlu bir mesaj gelmesi oldu. Beşar Esad, yeni parlamento dönemindeki konuşmasında bir mesaj verdi. Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yaptı. Bu konuşmasında Türkiye’ye olumlu mesaj gönderdi. Ama bu mesajda aynı şartlar veya Suriye’nin dediği gibi ilkeler olmak üzere, o mesajda bir yumuşama gördüm. Yani şunu kastediyorum: Bundan önce Sayın Esad, Sayın Erdoğan’a konuşmalarında çok yükleniyordu. Son konuşmalarında ise şahsen Sayın Erdoğan’a göndermeleri olmuyor. Genel başlıklarla konuşuyor normalleşme sürecini.

Son dönemde Türkiye’den gelen mesajlara karşı ben Suriye’de ciddi bir hareketlilik görmüyorum. Suriye’nin politika sistemi Türkiye’den farklı. Suriye’de sıklıkla açıklamalar ile, konuları gündeme getirme ile politika yapmıyorlar. Suriye politikası daha çok sessiz gider. Ciddi olarak Türk medyasında konuşulduğu gibi çok yakın bir görüşme olacağını çok düşünmüyorum bu sebepten dolayı. Bu konuda elimde bilgi olmadığı gibi iletişime geçtiğim kaynaklarda da böyle bir beklenti yok. Burada iki önemli noktaya değiniyorlar.

Birincisi, Türkiye her daim normalleşmeyi dile getiriyor fakat Suriye’nin isteklerine nasıl baktığını dile getirmiyor. İkincisi ise Suriye’deki anlayışa ve inanışa göre Türkiye, bu normalleşme sürecini Amerikan seçimlerinden sonra devreye sokma yahut hiç bu yola girmeme kararını verecek. Yani şimdilik Türkiye bu normalleşme isteğini dile getiriyor fakat konuyu ABD seçimlerinden sonra ciddi şekilde ele alacağı Şam’daki genel algıyı oluşturuyor. Bunun da sebepleri var. 2023 yılında böyle bir yakınlaşma oldu ve dışişleri bakanları görüştü. Ama ondan sonra Türkiye yine bir frenleme sürecine girdi. Seçimlerden sonra hızlı giden çabalar tekrardan durdu.

Sayın Erdoğan’ın Trump’ın seçilmesi halinde beklentileri başka olabilir. Trump ile birlikte Suriye’deki başka projeleri hayata geçirmeyi düşnüyor olabilir. Bu yüzden Şam’daki genel kanaate göre Türkiye, Suriye ile normalleşmeyi ABD seçimleri sonrası ele alacaktır.”

‘Suriye BRICS’e aday olmadığı gibi sayın Beşar Esad’ın BRICS zirvesine gitmesi söz konusu değil’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Kazan’da yapılacak BRICS liderler zirvesinde bir araya geleceği iddialarını yorumlayan Sarkis Kassargian, Beşar Esad’ın BRICS’e üyelik başvurusunda bulunmadığını ve yüksek ihtimalle bu sebeple zirvede yer almayacağını kaydetti:
“Kazan’daki BRICS zirvesinde Erdoğan-Esad görüşmesi olacağına dair bir bilgi yok. Zaten Suriye BRICS’e aday olmadığı gibi sayın Beşar Esad’ın BRICS zirvesine gitmesi söz konusu değil. Rusya’nın bu kadar önem verdiği bir zirvede, Erdoğan-Esad görüşmesiyle bu zirveye gölge düşüreceğini düşünmüyorum. Tabii ki bu bir tespit ve analizdir. Ancak bu tür bir görüşmenin baş başa olacağını ve hazırlıklarının uzun süreceğini düşünüyorum. Çünkü iki tarafın da birbirine, özellikle Suriye tarafında daha çok olan, bir güven sorunu var. Bu sorunu aşmak için oldukça uzun bir hazırlık olacaktır. Çünkü net bildiğimiz bir şey var. Beşar Esad, yalnızca görüşmüş olmak için görüşmek istemiyor. O görüşmeden bir netice alamaz yahut Suriye halkına söyleyecek bir şey olmazsa, görüşmeye sıcak bakılmıyor Esad tarafından. Aldığımız bilgiler bu yönde.”

‘Af kararı sadece Türkiye’ye yönelik bir adım değil. Avrupa’yı da kapsıyor. Suriye’nin iç meseleleri ile ilgili’

Suriye lideri Esad’ın çıkardığı af kararını değerlendiren Kassargian, bunun sıklıkla yapıldığını ve Türkiye ile ilgisi olmadığını belirtti:
“Af kararlarının süreçle ilgili olduğunu düşünmüyorum. Bu ilk karar değil. Savaş başladığından beri çıkartılan yedinci veya sekizinci af bu. Af genel olarak Suriye’nin sadece Türkiye ile değil, Batı ile olan entegre sürecinin de bir parçası. Çünkü Avrupa Birliği’nin de bir açılımı var Suriye ile ilgili. İtalya’nın Şam’daki büyükelçiliği yeniden açıldı. İtalya sadece AB’nin değil, aynı zamanda NATO’nun da önemli bir ülkesi. Bu yüzden af sadece Türkiye’ye yönelik bir adım değil. Daha çok Suriye dosyasıyla ilgili.”

‘Sayın Hakan Fidan eğer Şam ile muhalefet arasında bir uzlaşıdan söz etmeye devam ederse, normalleşme sürecinin neticeye ulaşacağını düşünmüyorum’

Türkiye’nin iç politikadaki ihtiyaçları doğrultusunda Şam ile normalleşme yönünde açıklamalar yaptığına dikkat çeken Kassargian, diğer yandan Dışişleri Bakanı Fidan’ın Suriye muhalefeti ısrarının sürmesi durumunda normalleşme sürecinin çıkmaza girebileceği değerlendirmesinde bulundu:

“Sayın Erdoğan’ın açıklamasına gelirsek ortada bir fark var. Türkiye için Suriye ile normalleşme dosyası bir iç siyaset meselesi. Dış siyasetten çok iç siyaset meselesi. Türkiye her aman iç siyasetin dengeleriyle bağlı olarak bu tür açıklamalar yapıyor. Suriye dosyası Türkiye için iç siyasetin parçası olduğu için bu tür açıklamalar sıklıkla geliyor. Suriye için ise bu bir iç siyaset meselesi değil. Suriye’nin politik sistemine bakarsak böyle bir şeye ihtiyaç yok ve açıklamalar yapılmıyor. Sayın Erdoğan ‘Biz talebimizi ilettik’ diyor. Kim ile iletti? Tahminimce Rusya üzerinden. Zaten iki-üç senedir bu konu konuşuluyor. Şimdi bu talebin iletilmesiyle ilgili yeni bir şey mi oldu? Düşünmüyorum.

Sayın Hakan Fidan’ın dediği bir şey var. ‘Muhalefet ile barışma’ konusu. Bu iki ülke arasındaki büyük sorunlardan birisi. Sayın Fidan’ın ‘muhalefet’ olarak adlandırdığı yapının büyük bir kısmı, Şam tarafından terörist yapı olarak görülüyor. Suriye Milli Ordusu yapısından söz ediyorum. Sayın Hakan Fidan eğer Şam ile muhalefet arasında bir uzlaşıdan söz etmeye devam ederse, bu sürecin neticeye ulaşacağını düşünmüyorum.”

‘Türkiye, tek taraflı bir şekilde Hamas’ı sahiplendi ve bölgede aktif rol oynayamıyor artık’

Kassargian’a göre İsrail ve Hizbullah arasında tırmanan gerilim, Türkiye-Suriye normalleşmesine doğrudan etki etmez. Türkiye’nin Filistin meselesinde bir aktör olarak değerlendirilmediğini kaydeden Kassargian, bunun sebebinin Türk dış politikasının Hamas’a verdiği ağırlık olduğunu söyledi:

“Kişisel tespitimi paylaşayım. Türkiye – Suriye normalleşmesi konusu ile daha da genişleyeceği görülen İsrail – Hizbullah gerilimi arasında paralellik görmüyorum. Savaş ilanları yapılıyor. Birkaç gün önce Nasrallah, doğrudan İsrail’in kuzeyine sivillerin dönmesine izin vermeyeceğini söyledi. Bu, İsrail için bir kırmızı çizgi. İsrail artık kara operasyonu düşünüyordur. Ben böyle bir harekat bekliyorum. İşte bu konjenktürde Suriye, Türkiye’nin bu krizde rol oynayabileceği kanaatinde değil. Türkiye burada ağırlığını kabetti. Türkiye, tek taraflı bir şekilde Hamas’ı sahiplendi ve bölgede aktif rol oynayamıyor artık. Veya öyle görülüyor. Kapalı kapılar ardındaki görüşmeleri bilemem.

Gazze’de yaşananlarla ilgili veya Lübnan’da yaşananlarla ilgili her daim Mısır’ın ve Katar’ın açıklamalarını bekliyoruz. Ama Türkiye’nin açıklanması pek beklenmiyor. ABD Dışişleri Bakanı beş defa bölgeye gelip ülkeleri gezdi ama Türkiye’yi ziyaret etmedi. Türkiye Lübnan-Filistin hattında bir aktör değil. Suriye ise savaş sürecinde aktör olarak görülüyor çünkü Suriye’nin doğrudan savaşa dahil olmaması dahi bir siyasi taktik. Suriye burada aktör olma ihtimali kartını kullanıyor olabilir. Suriye, bunun bir diyalog veya açılım kartı olarak kullanılabileceğini düşünüyor olabilir.”

Yorum yaz