‘Sisi Türkiye’ye geldi fakat Suriye’ye gitmiyor’
‘Türkiye’nin Suriye ile uzlaşmasını zorlayacak bir mesaj Arap Birliği’nden çıkmaz’
“Türkiye’nin Suriye ile uzlaşmasını zorlayacak bir mesaj Arap Birliği’nden çıkmaz. Öyle bir şey olacak olsaydı, Fidan çağrılmadan ve konuşmadan önce uzlaşma sağlanırdı. Hangi çerçevede süreç bekleniyorsa bu Suriye’ye anlatılırdı. Türkiye’den gelecek olumlu sinyaller de aktarılırdı. Esad’ın şartlarını da biliyorduk. Türk askerinin Suriye’den çekilmesini söylemişti, sonra ondan da vazgeçti. ‘Yeter ki taahhütte bulunsunlar’ dedi en son. Demek ki Türkiye’nin Suriye’ye yönelik tavrında olumlu bir gelişme gözlemlenmiyor. Türkiye de muhtemelen bu olumsuz tavrını, Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere Suriye’ye karşı olumsuz tavırdan cesaret alarak yapıyor. Türkiye’ye ‘Yeter artık, şu işi çöz’ deselerdi ciddi bir şekilde o zaman bu iş çözülürdü. Demek ki onlar Türkiye’ye baskı yapmıyor.
Ne yazık ki Katar, Mısır, Suudi Arabistan vs. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısında hala aynı tavrı sürdürüyor. Dolaylı da olsa işbirlikçi bir tavır bu. Gazze yerle bir edildi hala Netanyahu’yu ateşkes için ikna etmeye çalışıyorlar. Böyle Arap yönetimlerinden olumlu bir şey beklemek abesle iştigal diye düşünüyorum. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’un Körfez ülkeleri bakanlarıyla yaptığı görüşmeden de bir şey çıkmadı. Lavrov da ikna edemedi onları Suriye konusunda.”
‘Söylem ile eylem arasında bu coğrafyada bir alakasızlık var’
“Arap Birliği umutsuz iken bütün coğrafyaya da umutsuzluk egemen oluyor ne yazık ki. Irak’la ilgili bir iki cümle söyleyeyim. Durmadan ‘ABD ile anlaştık, çekilecekler’ diyorlar. 2025’te ilk aşama başlayacak, 2026’da bitecek diyorlar. Zaten Amerika’nın Irak’ta toplam bin 500 askeri var. Yani dolayısıyla çekilecek muhabbeti 2011’den beri konuşuluyor. Fakat anlaşma kapsamında bin 500 asker tutuyorlar. NATO ülkelerinin de askerleri var Irak’ta o kapsamda. Coğrafyada olup bitenleri Irak ile karşılaştıracak olursak hepsi saçma sapan. Bu coğrafyada her şey yerle bir olmuş, biz hala konuşuyoruz. Lavrov’un Riyad’da olan açıklamalarını gördük.
Erdoğan ve Türkiye, Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne iki yüz sefer vurgu yapmıştır. Doğrudan Erdoğan’ın vurgusu var. Peki nerede Suriye’nin toprak bütünlüğü? Esad diyor ki ‘Topraklarımın yüzde 10’unda Türk askeri var. İşgal etmiş durumdasın. Benimle savaşan teröristleri destekliyorsun’ diyor. Söylem ile eylem arasında bu coğrafyada bir alakasızlık var.
Bölge halkları ne yazık ki özgürlüklerinden yoksun durumda. Batı Şeria’da kıyamet kopuyor, Arap ülkelerinde vatandaşlar bile sokağa çıkmaz oldu. Devletler tamam anladık satılmış ama halklar bile sokağa inmiyor. Bölgenin üstünde karabasan dolaşıyor. Böyle olunca doğal olarak konuşmanın ötesinde yapılan hiçbir şey yok. Irak’a dönersek eğer, anlaşma gereğince 2026’da Erbil’deki ABD üssü de kapatılacak. Bu İran’a bir mesaj. Erbil ve İran arasında bir gerginlik var biliyorsunuz.
Bir de Suudi-İran barışında Çin büyük rol oynamıştı. Mısır, F-16 almaktan vazgeçiyor ve Çin muadilini satın almak için anlaşma yapıyor. Bir de başımıza bu çıktı. Çin’in politikası da bölgeyi allak bullak ediyor. Sisi Türkiye’ye geldi tamam iyi yaptı. Anlaşıldı. Peki Türkiye ile Mısır arasında çok ciddi problemler var. Birincisi Doğu Akdeniz. İkincisi Libya. Libya’da Türkiye ve Mısır, iki düşman ülke. Ciddi şekilde düşman ülke. Somali’de Türk askeri var. Etiyopya ile Mısır arasında savaş çıktı çıkacak. Böyle karman çorman bir ortamda biz gazeteciler ne yazık ki sadece bir şeyler yorumlamaya çalışıyoruz.”