‘Türkiye’nin Mısır ile yeni dönemdeki yeni ilişki sistematiğini Tunus’ta da gördük’
“Daha önce altını defalarca çizmiştik. Türkiye, 2020 sonrası süreçte dış politikada kendisini yeni bir rotaya sokmak için çabalıyor. Buna, ‘Ortadoğu’da Arap Baharı sonrası Türk dış politikası’ adını verebiliriz. Arap Baharı’nın temel dinamikleri takip ettikleri, Arap sokağının sesine kulak verme, Arap ülkelerindeki muhaliflerle ortak anlayış geliştirme ve toplumsal gücü konsolide ederek demokratik değişimin önünün açılmasıydı. Türkiye’nin de burada ‘Teşvik edici rol oynaması’ yönünde Türk dış politikası karar alıcılarının bir fikir birliği vardı. Suriye’de temel meselelerden birisi buydu. Klasik dış politikadan farklı olarak Türkiye, Suriye’de olanları siyasi mekanizmada reform talebiyle öne çıkardı. Bu oldukça ilginçti.
Mısır’da benzer bir süreç kendiliğinden gelişti, Mursi ile yakın ilişkiler kuruldu. Arap ülkelerindeki muhalifler de Türkiye’ye çok ilgi duymaya başladı. Özellikle Kuveyt, Suudi Arabistan, BAE, Irak gibi bölgelerdeki muhaliflerin ilgisi arttı. Irak’ta Cumhurbaşkanı yardımcısı Tarık El Haşimi vardı. Türkiye’ye yerleşti. O dönemden beri kendi ülkelerinde sorun yaşayan birçok Arap muhalif, Türkiye’yi önemsedi. Tabii Mısır ile ilişkilerin gerginleşmesinin en önemli nedeni, 2013’te Mursi’nin bir askeri müdahale sonucunda iktidardan indirilmesi ve 2014’te Sisi’nin Cumhurbaşkanı olarak seçilmesi oldu. Mübarek’in devrilmesi sürecine bir tepki yok fakat Mursi’nin devrilmesine tepki var. Türkiye burada daha farklı bir yaklaşım içine girdi ve Mursi üzerinden bir okuma yaptı.
Ama şunu vurgulamak lazım: Türkiye’nin Mısır ile yeni dönemdeki yeni ilişki sistematiğini Tunus’ta da biz gördük. Tunus’ta meclis başkanı Raşid Gannuşi 2023’te hapsedildi. Türkiye’de tepkiler vardı ama Mursi seviyesinde değildi. Türkiye’nin Tunus ile ilişkilerinde Gannuşi temel bir parametre olarak öne çıkmıyor. Çünkü Libya, Türkiye için önemli ve Tunus da burada kritik öneme sahip. Hava sahası kullanılabiliyor. Yani Arap Baharı sonrası dış politika parametreleri sadece Mısır’da değil, Tunus’ta da işliyor. Gannuşi de Mursi gibi o çizginin yani Müslüman Kardeşler ilintili siyasetin önemli figürlerinden birisiydi. Gannuşi’nin hapishanede olması ve çıkartılması noktasında dış politikamızda Tunus’a yönelik bir söylem geliştirmiyoruz. Mursi’de yapılanlar şu an yapılmıyor.”
‘Geriye kalan tek dosya Suriye dosyası’
“Sisi yani Mısır ile ilişkilerin çok hızlı iyileşeceğini düşünüyorum. Tabii ki bürokratik seviyelerde bazı şeyler zaman alacaktır ama diğer ülkelere kıyasla ilişkiler çok hızlı iyileşecektir. Türkiye’de ve Mısır’da halkların birbirine karşılıklı olumsuz fikirleri yok. Türk halkının Mısırlılara, Mısırlıların Türklere karşı olumsuz düşünceleri yok. Bürokrasi de yeni ilişkileri rasyonelleştirme aşamalarını tamamlayacaktır. Zaten basına yansıdı. Ortak tatbikatlar, deniz yetki alanları, deniz kuvvetlerinin sahillerde yer alması vb. meselelerde aşamalar kaydedilmiş.
Türkiye ve Mısır’ın işbirliği yapacağı veya yapabileceği alanlar var Libya, Sudan ve Somali mevcut. Doğu Akdeniz’de Mısır’ın daha önce Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail ile geliştirdiği deniz yetki alanı anlaşmaları vardı. Mısır burada yeni bir pozisyon alır mı yoksa Türkiye’ye yönelik yeni bir anlayış mı benimser? Bunu zaman gösterecek. Fakat birçok alanda hızlı adımlar atılacağını düşünüyorum. Tabii Türkiye’nin BAE, Suudi Arabistan ve İsrail ile geliştirdiği yeni ilişki sistematiğinin bir uzantısı olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktada geriye kalan tek dosya Suriye dosyası.”
‘Mısırlılar, Türkiye-Suriye normalleşmesine ev sahipliği yapmak istiyor’
‘Mısırlılar, Türkiye’nin Philadelphia Koridoru hakkında açıklama yapmasından memnun olmuştur’
“Türkiye’nin Gazze’deki pozisyonu biraz daha farklı bir rotaya gidiyordu. Mısır’ın rotası da farklıydı. Mısır, Hamas’ı dışlamadan fakat Müslüman Kardeşler merkezli hassasiyetlerini de dile getirerek bir politika izliyordu. Öte yandan 1979’da Camp David’de İsrail ile yapılan barışı ve Amerika ile ilişkilerini de göz önünde bulundurarak bir Gazze politikası geliştirmeye çalışıyorlardı. Bu limitleri bilmeliyiz ki Mısır’ın Gazze politikasını anlayabilelim. Türkiye ise daha retorik ve ideolojik olarak önemsedi Gazze’yi. Sahiplenmesi bu sebepten. Coğrafi bir yakınlık olmaması ve pratik aşamaya giremeyeceğini düşünürsek, Hamas iç siyasette de bir kaldıraç olarak kullanıldı diyebiliriz. Kuva-i Milliye açıklaması buna bir örnektir. Mısır’ın böyle bir açıklaması yok fakat Mısır istihbaratının ve devlet yetkililerinin Hamas ile her zaman ilişkisi olmuştur. Sina’nın güvenliği için bunu önemsiyorlar.
Hamas da Mısır’ı önemsiyor. Hatta 2013’te Mursi’ye askeri müdahale olunca Hamas çok net bir tavır takınmadı. Temkinli yaklaştılar. Çünkü Hamas’ın nefes alabileceği tek yer Mısır. Bu yüzden Mısır Türkiye’ye ne kadar alan açarsa, Türkiye de o kadar politika geliştirebilir. Mısır oranın bir aktörü çünkü sınır onlarda. Mısırlılar bu noktada sanki Türkiye’nin doğrudan değil de dolaylı olarak işin içinde olmasını önemsiyorlar. Örneğin insani yardımlar ve Gazze’nin yeniden inşasını önemsiyorlar. Zaten Gazze’de Mısır ve Katar garantör gibi gözüküyor. Tüm müzakereleri onlar yürütüyor. Ama Gazze’de müzakereler durmuş durumda. Netanyahu adım atmak istemiyor ve maksimalist bir aşamaya gidiyor koridor konusunda. Mısırlılar, Türkiye’nin de Philadelphia Koridoru hakkında açıklama yapmasından memnun olmuştur. Bu da ilişkiler açısından önemli tabii.”
‘Türkiye, Somali ile yakın ilişkilere sahip olması sebebiyle burada Mısır ile ortak noktada hareket edebilir’
‘Suriye hızlı bir şekilde toparlanır diye düşünüyorum’
“Ekonomik hedef ticaret hacminin 15 milyar dolara yükseltilmesi. Türkiye’deki birçok tekstil firması ucuz işgücü sebebiyle yatırımlarını Mısır’a kaydırıyor. Mısır da buna açık. Bir de Mısır’ın yeni başkent inşa etme süreci var. Orada da Türk müteahhitlere altyapı noktasında birçok ihale gelebilir. Türkiye açısından birçok ekonomik fırsat var, Mısır için de var. Artık bu nokta biraz da oradaki ve buradaki ilgili kanunların kolaylaştırıcı faktörler devreye girecek. Tabii Mısır biraz Libya’dan bir şeyler elde etmek istiyor gibi görünüyor. Libya’nın dünya bankalarındaki parasının serbest bırakılacağını okudum. Mısırlılar bunu ilgiyle takip ediyor.
Öte yandan bölgede büyük bir çatışma alanı da kalmadı. Mevcut çatışma alanları biraz dinginleşti ve yeni yatırımlara hazır. Suriye bence yeniden yapılanma sürecine girecek Türkiye ile normalleşme anlaşması imzalanırsa. Ticaret yolları da açılabilir. O zaman Arap ülkeleri ve birçok ülke için fırsatlar doğacak. Suriye, hızlı bir şekilde toparlanır diye düşünüyorum. İnsan yapısı olarak da coğrafi olarak da bu mümkün. Denize açılan güzel bir alana sahip Suriye. Tabii ki Suriye’nin iyi olması, Lübnan’ı da iyileştirecektir.”