‘Bloomberg iddia etti ama resmi bir açıklama yok’
“Öncelikle şunu söylemek lazım: Türkiye’den dışişleri kaynaklarına sorduğumda henüz resmi bir açıklamanın yapılmadığını ve söyleyecek bir şeylerinin olmadığını iletmişlerdi. Fakat eskiden de bu işleri yakından takip edenler ‘Reuters’a konuşan Türk yetkili’ muhabbetini hatırlar. Sanırsam o yetkili şimdi Bloomberg’e geçmiş. Son dönemdeki Çin-Türkiye haberlerini de Bloomberg’den duymuştuk. Böyle bir haber geçildi, resmi açıklama yok. Ama Türkiye’nin ilgisini göz önüne alırsak, BRICS’e üyelik için başvuruda bulunulması şaşırtıcı olmayacaktır. Ancak detayları yine de beklemek gerekiyor. BRICS ile BRICS çatısı altında bulunan Yeni Kalkınma Bankası farklı şeyler. Belki de yetkili, BRICS derken Yeni Kalkınma Bankası’nı kastetmiş olabilir. BRICS’e üye olmadan bu bankaya üye olunabiliyor.
Yeni bir gelişme var mesela BRICS üyesi olmayan Nijerya, Yeni Kalkınma Bankası üyesi olmuş. Belki Türkiye’nin niyeti bu veya BRICS yetkilileri bu şekilde yölendirmiş olabilir. Türkiye’nin eskiden beri bu bankaya üye olmak istediğini biliyoruz. 2017 yılında dönemin Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Yeni Kalkınma Bankası’na üye olmak istediklerini belirtmişti. Bu teknik ayrıntıyı belirtmek lazım. BRICS denilince akla Rusya geliyor. Konu Peskov’a soruldu. Peskov, Türkiye’nin üyelik talebinde bulunup bulunmadığına dair bir şey söylemedi fakat ‘Türkiye’nin öteden beri ilgisinin olduğunu biliyoruz’ dedi. Bu ne evet ne de hayır anlamına geliyor. Yine bir Rus haber ajansı, Bloomberg’i referans göstererek bu haberi takipçilerine sundu.”
‘BRICS’in oyun kurucu aktörleri olan Rusya ve Çin, Türkiye’yi nerede ve nasıl görmek istiyor?’
‘Hakan Fidan’ın ve Mehmet Şimşek’in farklı öncelikleri olduğunu görüyoruz’
‘Türkiye’nin Batı ile entegrasyonu acaba BRICS ile tezatlık oluşturabilir mi?’
“Türkiye ve Azerbaycan, Çin ile ilişkileri ilerletti. Hakan Fidan da bunu belirtmişti. Türk dünyasının ve teşkilatlarının Çin ile yakın ilişkileri var halihazırda. Türkiye burada farklı ve özel bir ülke. Batı ile sorunlar yaşanıyor, hatta çevre ülkelere göre köklü sorunlar var. Fakat Türkiye, BRICS’e üye olmak isteyen ülkelerden farklı olarak bir NATO üyesi. NATO da bambaşka bir platform. NATO, kolektif Batı’nın savaş aygıtı ve politika üretim merkezi. Türkiye buralarla çelişkili politikalar üretse de NATO bir karar alınca Türkiye nasıl bir adım atacak? En önemli noktalardan bir tanesi bu. Türkiye’nin Batı ile entegrasyonu acaba BRICS ile tezatlık oluşturabilir mi? Avrupa Birliği’nin kriterleri var da, BRICS’e üye olmanın kriteri yok mu? Elbette var. Burada Putin-Erdoğan dostluğundan veya Türk-Çin hükümetleri yakınlaşmasından öte, oyun kurucu başkentler olan Moskova ve Çin, Ankara’nın standartları karşılayıp karşılamadığına bakacak.
BRICS’in her ne kadar belirgin bir tüzüğü olmasa da çok net bir kırmızı çizgi var: BRICS’e üye olan devletler, uluslararası platformlarda birbirini hedef alamaz. Bu çok hayati. İsviçre’deki meşhur Ukrayna zirvesinde bunu gördük. Zirvenin sonunda bir bildiri imzalandı ve bu bildiri tamamen Rusya karşıtıydı. O bildiriye dikkat ediniz, hiçbir BRICS üyesi imza atmadı. Çin katılmadı bile zirveye. Suudi Arabistan, Hindistan ve BRICS’e üye olmak isteyen ülkeler, bildiriye imza atmadı. Ama Türkiye imzaladı. Her ne kadar Türkiye’nin özel ilişkileri olsa da, Rusya’ya karşı yaptırımlara katılmayan bir ülke olsa bile, BRICS kurumsal çatısı altında Rusya ve Çin, Türkiye’nin nasıl pozisyon alacağını merak ediyordur.
Burada iki bakanın farklı öncelikleri var. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hakan Fidan, Doğu’ya yönelim konusunda daha net duruyor. Çin-ABD rekabetinde Çin’in konumlandırılması açısından daha siyasi bakılıyor. Öte yandan Mehmet Şimşek, ekonominin ve yönelimin merkezinin Batı olduğunu söyledi ve çıkarlar oluştuğu sürece BRICS’e yakınlaşılacağını söyledi. Yani Türkiye’nin Batı merkezli politikaları sürdüreceğinin sinyalini verdi. O da ekonomik pencereden bakıyor. BRICS her ne kadar yeni dünyanın üretim devlerini gördüğümüz bir kurum olsa da, BRICS’in dünya üzerindeki GSYH payı, G7 ülkelerinin ancak yarısından fazla. Tabii bu orta vadede değişecek. Fakat Türkiye’nin halihazırda G7 ile olan ilişkisi daha fazla. Rusya ve Çin, Türkiye’nin büyük ticaret ortaklarından fakat doğrudan yatırımlara ve Türkiye’nin ihracat kalemlerine bakarsak, Batı ülkelerinin hala bir ağırlığı var. Muhtemelen Batı bunu silah olarak kullanacak ve Mehmet Şimşek de bunu bildiği için böyle mesajlar veriyor.
Dün bu haberi gördüğüm zaman ‘Mehmet Şimşek’in bu BRICS üyeliği başvurusundan haberi var mı’ şeklinde şaka yapmıştım. Benim her daim ortayol gördüğüm çıkış, Türkiye’nin BRICS çatısı altında bulunan Yeni Kalkınma Bankası üyeliği olabilir. Bu kesin değil fakat gerçekleşme ihtimali var ve bu durum beni şaşırtmaz. BRICS’e üye olmak zorunda olmadan bankasından faydalanabilirsiniz. Türkiye bu süre içerisinde Rusya ve Çin gibi aktörlerin kafasındaki soru işaretlerini giderebilecek bir alan bulur. BRICS’in de kurumsallaşmaya ihtiyacı var. Türkiye bu süreçte Batı ile ilişkileri gözden geçirebilir. Diplomatik çabaları yürütürken BRICS’i tanıma fırsatı bulacaktır. Bu formülle karşı karşıya kalabiliriz diye düşünüyorum.”
‘Çin, ABD’nin Tayvan’daki bölücülüğü desteklemesi halinde ABD ile ilişkileri keseceği ve Tayvan’a müdahale edeceği mesajını çok sert bir biçimde verdi’
“Jake Sullivan’ın ziyareti ilginçti. Sekiz yıl sonra ilk defa bir ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Çin’e gitti. Bu ziyaret neden şu anda gerçekleşti? Son günlerde çok duymaya başladık. ABD medyasında şundan bahsediliyor: Kamala Harris başkan seçilirse, dışişleri bakanlığı için adı geçen isimlerden birisi Sullivan. Yani Sullivan’ın attığı bu adım Çin’i tanımak için ve eğer bakan olursa işine yarayacaktır. Yani bunu bir ısınma turu olarak yorumlayanlar var. Öte yandan Biden’ın görev süresi bitmeden önce Çin’i ziyaret etmek istediği ve Sullivan’ın görüşmeyi ayarlamak için gittiğini iddia edenler de var. Yanılmıyorsam ABD yakın tarihinde Çin’i ziyaret etmeyen tek başkan Joe Biden oldu. Sullivan’ın da giderayak görüşme ayarlamaya gittiği söyleniyor. Çin’in ise resmi açıklamalarında şu söylendi: Şi Cinping ve Joe Biden, Bali’de ve San Francisco’da çeşitli mutabakat metinleri imzalamıştı. Askeri iletişim, yapay zeka, iklim değişikliği, ticaret vs. Bu kurulan mekanizmalar sonrası görüşme ihtiyacı vardı. Çin kaynakları, bu görüşmelerin gereği olarak Sullivan’ın Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi tarafından davet edildiğinin altını çizdi. Sullivan burada başta Şi Cinping olmak üzere önemli isimlerle görüştü. Wang Yi ile de bir araya geldi.
Çin’in en önemli askeri yetkilileriyle de bir araya geldi. Hepsinde dikkatimi çeken, Tayvan ve Güney Çin Denizi meseleleri sıklıkla vurgulanmış oldu. Filipinler orada bir araçsallaştırılmış ülke haline geldi. Güney Kore ve Japonya ile ilişkiler farklı. Filipinler’in doğrudan sahaya sürüldüğünü görüyoruz. Tayvan meselesi zaten Çin’in ABD ile kurduğu ilişkilerin temelini oluşturuyor. Çin bugün ABD’yi tanıyorsa, ABD Tayvan’ı Çin’in parçası olarak kabul ettiği için. Çin, ABD’nin Tayvan’daki bölücülüğü desteklemesi halinde ABD ile ilişkileri keseceği ve Tayvan’a müdahale edeceği mesajını çok sert bir biçimde verdi.”