Biden, değerlendirmesini, “Son altı ya da sekiz gündür personelimle düzenli olarak, muhtemelen her dört ya da beş saatte bir konuşuyorum. Bu Putin için gerçek bir ikilem yaratıyor. Ukraynalılarla doğrudan ve sürekli temas halindeyiz. Durum aktif bir aşamadayken söyleyeceklerim bu kadar" diye sonlandırdı.
Kursk Bölgesi'ndeki durum hakkında kendisine düzenli olarak rapor verildiğini belirten Biden, bugüne kadar Ukrayna ordusunun Kursk bölgesine yönelik terör saldırısı hakkında kamuoyu önünde konuşmayı reddetmişti.
Aynı zamanda Beyaz Saray ve ABD Dışişleri Bakanlığı, Washington’un Kursk Bölgesi'ndeki operasyon için Kiev’e onay verdiğine dair medyada çıkan haberlerle ilgili yorum yapmaktan kaçınırken, Bloomberg haber ajansının kaynaklara dayandırdığı haberinde, Washington ve Brüksel’in, Kiev yönetiminin birçok masum sivilin ölümüne yol açan Kursk saldırılarına yeşil ışık yaktığı iddia edilerek, “ABD ve AB, İkinci Dünya Savaşı'nın başından bu yana Rus topraklarında ilk kez askeri varlık göstermesi için Ukrayna'ya ‘onay’ verdi” ifadesi kullanılmıştı.
Borrell’den Kiev’e destek
Öte yandan AB diplomasi şefi Josep Borrell, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitriy Kuleba ile Kursk bölgesine yönelik saldırı hakkında yaptığı görüşmede, AB adına Kiev'e tam destek verdiklerini belirtti.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Borrell, Kuleba ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Kuleba ile cephe hattındaki son gelişmeleri ve Kursk bölgesindeki karşı saldırıyı ele aldık. AB'nin Ukrayna halkının mücadelesine tam desteğini yineledim” diye belirtti.
Ne olmuştu?
Ukrayna ordusunun 6 Ağustos'ta Rus toprağı Kursk bölgesine başlattığı saldırılar sonrası iki ordu arasında şiddetli çatışmalar başlamıştı.
Durumun ‘federal acil’ seviyeye yükseltildiği ve terörle mücadele durumunun ilan edildiği bölgede, 121 bin kişinin tahliye olduğu, toplam 180 bin kişinin tahliye edileceği açıklanmıştı.
Ukrayna ordusunun, Kursk bölgesine yönelik saldırılarında 12 kişinin hayatını kaybettiği, 10 çocuk dahil 121 kişinin yaralandığı bildirilmişti.
Kursk Vali Vekili Aleksey Smirnov, 28 yerleşim biriminin Ukrayna ordusunun kontrolünde bulunduğunu belirterek "Kursk toprakları içerisinde 12 kilometre derinliğe girdiler. Cephenin genişliği 40 kilometre" ifadelerini kullanmıştı.
Gün içerisinde Rusya Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada ise Rus güçlerinin Kursk yönünde Ukraynalı askerlere karşı koymaya devam ettiği belirtilerek, "Ukrayna ordusu son 24 saatte 420'ye yakın askerini ve 55 zırhlı aracını kaybetti" ifadesine yer verildi.
Açıklamada, Ukrayna ordusunun 6 Ağustos'tan bugüne kadar Kursk yönünde "2 bin 30 askerini ve 35 tank, 31 zırhlı personel taşıyıcı, 18 piyade savaş aracı, 179 zırhlı aracını kaybettiği" kaydedildi.
Bakanlığın açıklamasında ayrıca 6 Ukraynalı askerin esir alındığı belirtildi.
Olası müzakere çabalarını sona erdiren saldırı
Bir gün önce Kursk Bölgesi'ndeki durumla ilgili toplantıda konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna yönetiminin bu saldırıdaki amacını ‘müzakereler için elini güçlendirmek’ olarak nitelemişti.
Putin, Rusya ve arabulucular tarafından sunulan barış planlarının Ukrayna tarafından neden reddedildiğinin anlaşıldığını vurgulayarak, "Görünen o ki düşman, Batılı efendilerinin yardımıyla onların emirlerini yerine getiriyor. Batı, Ukraynalılar üzerinden bizimle savaşıyor. Görünen o ki düşman, gelecekteki müzakere pozisyonunu iyileştirmeye çalışıyor" diye konuşmuştu.
Ukrayna’nın, bölgeye gerçekleştirdiği saldırılarda sivilleri hedef aldığını belirten Putin, "Sivilleri, sivil yapıları ayrım gözetmeksizin vuran ve nükleer tesislere yönelik tehdit oluşturmaya çalışan insanlarla ne tür müzakereler hakkında konuşabiliriz? Onlarla konuşulacak ne var?" ifadelerini kullanmıştı.