‘Protestolar profesyonel istihbaratçı işi’
“Türkiye ile Suriye normalleşmesinde bir an önce sonuç istiyoruz. Hiç beklemeden gerekirse bugün akşam Cumhurbaşkanımızla Esad görüşmeli ve burada bu ilişkilerin gerçekten normalleşmesi lazım. Afrin’de Türk bayrağına saldırtanlar profesyonel bir ajan, provokatörlük faaliyetiyle karşı karşıyayız. Gecikilmemeli, her günlük bir gecikme yeni bir provokasyonu beraberinde getiriyor.”
‘Kuklacılar aynı: CIA ve MOSSAD’
“Amerika gerçekten büyük bir şeytan ve girdiği her yere kan, gözyaşı ve acı götürüyor. Bugün Suriye meselesine tekil olarak baktığımızda Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin bozulmasını görürsünüz. Ama meseleye Tunus’ta Arap Kışına dönüşen bir sömürgeleştirme aracının bir parçası olarak gördüğünüzde o zaman aslında şunu çok net olarak görürsünüz; bugün Kayseri’de başlatılan, maalesef vandallığa varan, Suriyeli dükkanı diye Türklerin dükkanını dahi yakmaya bile varan, toplumsal histeriyi yaratanlar ile Afrin’de Türk bayrağına saldıranlar aynı kuklacı tarafından yönetiliyor. Bu çok net bir biçimde MOSSAD’dır, CIA’dir. Temel mesele de İsrail’in güvenliğidir. Suriye, Şam güvenli olmadan Tel Aviv de, Kudüs de güvenli olmaz. Bağdat güvenli olmadan Tahran da güvenli olmaz. Tahran güvenli olmadan Ürdün de Yemen de Türkiye de güvenli olmaz.”
‘Türkiye - Suriye normalleşmesi bütün bölgeyi etkiler’
“Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesi bölgede dengeleri değiştirecektir. Bölgeyi rahatlatacaktır. Son dönemde daha fazla YPG/PKK teröristan devletinden bahsedilmektedir. Şimdi bu Suriye’nin lehine midir, Türkiye’nin lehine midir?"
‘Şu andaki durum ‘kaybet-kaybet’ durumu’
“Artık kesinlikle bu meselenin çözülmesi lazım. Ne yönetilebilir ne sürdürülebilir bir durumla karşı karşıyayız. Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin bozuk olması Suriye için ne kadar olumsuzluk yaratıyorsa Türkiye için de o kadar büyük bir olumsuzluk yaratıyor. Türkiye ve Suriye için ‘kaybet-kaybet’e dönüşmüş bir problem alanı ile karşı karşıyayız.”
‘ABD’nin Suriye’deki varlığı uluslararası hukuka aykırı’
“Suriye ile Türkiye birlikte yaşama mecburiyetindedir. Amerika 10 bin kilometre öteden gelip burada üs bölgesi kurmak suretiyle hem Türkiye’yi hem Suriye’yi hem İran’ı hem de bölgeyi tehdit etmektedir. Amerika’nın buradaki varlığı tamamen İsrail’in güvenliğiyle ilişkilidir.”
‘Emeklinin durumu ciddi’
“Emeklilerle ilgili bir problem olduğu kesin. Parti sözcümüz Sayın Ömer Çelik de bu konu ile ilgili çalışmaların devam ettiğini söyledi. Dünyada çok büyük bir ekonomik kriz var ve Türkiye de bu krizde çok büyük oranda etkilendi, etkilenmeye devam ediyor. Benim temennim ve çalışmalarımız da o ki; bir an önce emeklilerin olumsuz durumunun düzelmesi. Çünkü ev kirasının 15 bin lira olduğu bir şartta emekli maaşıyla geçinmek sorun. AK Parti soruna sorun var diyen ve bu sorunu çözmek için gayret eden bir partidir. Bu, halka rağmen değil, halkla beraber siyaset yapmaktır. Milletimizin talepleri bizim için her zaman çok önemlidir ve milletimizin eleştirileri başımızın üzerindedir. Dolayısıyla biz emeklilerimizin durumunun düzelmesi ile ilgili adımlar atacağız.”
‘Hayat pahalılığı halkı mağdur ediyor, bu durumu aşacağız’
“Türkiye’de enflasyonun yüksek olması, hayat pahalılığının yüksek olması, yapılan zamlar vatandaşı çok ciddi ölçüde mağdur ediyor. Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle ki ben de aynen katılıyorum; ‘Biz vatandaşlarımızı zamlara, hayat pahalılığına ve enflasyona ezdirmeyeceğiz’ Gözüken ve benim de inancım o ki, 2025 yılının Temmuz ayında ekonomi ile ilgili daha iyi bir ortamın olduğunu hep beraber yaşayacağız, göreceğiz.”
‘Deprem siyaset üstü ele alınmalı’
“Deprem siyaset üstü bir konu. Bunun iktidarı, muhalefeti yok. Şuanda Hatay’da konteynerlerde 220 bin insan yaşıyor. Kilis’in nüfusunun 130 bin olduğunu, Tunceli’nin nüfusunun 80 bin olduğunu, Bayburt’un nüfusunun 60 bin olduğunu düşündüğümüzde orta ölçekli bir vilayetten daha büyük nüfusumuz konteynerlerde yaşıyor. Bu konteynerler bir metal kutu. Bu metal kutu kışın soğuktan, yazın sıcaktan çok etkileniyor ve 20 metrekare. 200 metrekareye sığamayan insan bir anda 20 metrekarelik, insanın psikolojisini zorlayan bir yaşam şartlarında yaşamaya çalışıyorlar. Dolayısıyla Hatay’da biz iktidarıyla, muhalefetiyle Hatay’daki deprem konusunu siyaset üstü bir mesele olarak ele alarak, Hatay’ın bir an önce ayağa kalkması, insanların bir an önce kalıcı konutlarına yerleşmesi, deprem yaralarının sarılması, Hatay’ın tarihinde olduğu gibi barışın, kardeşliğin başkenti haline gelmesi ve bunların demografik yapı bozulmadan planlamamız gerekiyor.“