Bildiğiniz üzere bir emniyet mensubu tarafından, Tolgahan Demirbaş'ın Olcay Kılavuz'un evinde gözaltına alınmış olmasına rağmen tutanakların değiştirildiğine dair bir suç duyurusu yapıldığı basına yansıdı. Diğer taraftan, önceki dönemde dosyaya bakan savcılar hakkında FETÖ'cü oldukları gerekçesiyle HSK'ye suç duyurusunda bulunuldu. Bu suç duyurusunun en önemli dayanağı da torbacıların, kiralık katillerin beyanlarıydı.
Düne kadar eksik iddianameyi beğenip bize nispet yapanlar ise bugün beğenmez oldu. İddianamenin, hakkında suç duyurusunda bulunulan savcıların soruşturma süreci boyunca ortaya koyduğu tablo üzerinden hazırlandığının bilinmesine rağmen, Meclis kürsüsünden yapılan 'İddianame bir an önce kabul edilmeli, yargılama başlamalı' çağrısı, akla gelen yeni bir senaryoyla bir anda unutuldu.
Çünkü Ankara'nın göbeğinde, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin dibinde, kameraların önünde ve güpegündüz işlenen bu siyasi cinayet karartılırsa bu namlunun bir sonraki hedefi karanlık ve kuytu bir köşede herhangi bir vatandaşımız olabilir. Buradan alınan cesaretle peş peşe birçok siyasi cinayet işlenebilir. Malumunuz olduğu üzere tarih bu ve benzeri acı tecrübelerle doludur. Sinan'ın katli siyasi cinayet silsilesinin son halkası olarak kalmalıdır. Bu kapsamda Yüce Meclisimizdeki her bir milletvekilimizden bu hususta ortaya bir irade koymasını rica ediyorum.