Türkiye ile Suriye arasında 2011’de başlayan gerilimin sonlandırılması ve iki ülkenin yeniden diyalog kurması son günlerde yeniden gündemde. Taraflar yaptıkları açıklamalar ile yeni bir normalleşme sürecinin sinyalleri veriliyor. 2022 yılında önce Milli Savunma Bakanları ardından da Dışişleri Bakanları arasında gerçekleşen diyalog süreci 2023 yılında kesintiye uğramıştı.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın geçtiğimiz hafta yaptığı "Suriye, Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesine, bu sürecin egemenliğine saygı ve Suriye devletinin egemenliğini tüm ülke toprakları üzerinde yeniden tesis etme arzusuna dayanması halinde olumlu yaklaşmaktadır" açıklamasının ardından konu yeniden gündeme geldi.
Esad’ın açıklamalarına karşılık Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise "Suriye ile yeniden diplomatik ilişkileri kurmamak için bir sebep yok. Geçmişte nasıl yaptıksa yine yapabiliriz. Suriye'nin iç işlerine karışmak gibi bir niyetimiz yok. Biliyorsunuz ailece görüşmeye varana kadar sayın Esed'le geçmişte nasıl yaptıksa yeniden yapmamamız için bir sebep yok" yanıtını verdi.
Erdoğan'dan Putin görüşmesine ilişkin açıklama
Bu açıklamalar sonrasında gözler Türkiye ile Suriye arasında daha önce “kolaylaştırıcı” olarak rol oynayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmesine çevrilmişti.
Bu görüşmenin içeriğine dair Cumhurbaşkanı Erdoğan Astana dönüşü uçakta açıklama yaptı. Erdoğan “Bizim Sayın Putin ile Beşar Esed’e bir davetimiz olabilir. Sayın Putin Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştirebilirse, bu yeni bir sürecin başlangıcı olabilir. Suriye sahasında aradan geçen onca yıl herkese kalıcı çözüm mekanizmasının kurulması gerektiğini net bir şekilde göstermiştir” ifadelerini kullandı.
‘Rusya uzlaşmanın hayata geçirilmesinde etkili olacaktır’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu sözlerini Sputnik’e değerlendiren Başkent Üniversite Prof. Dr. Hasan Ünal şunları söylemişti:
Türkiye ile Suriye arasındaki bir uzlaşma girişiminde Rusya kilit rol oynayacaktır. Oynamalıdır da. Çünkü Suriye üzerinde büyük bir nüfuza sahip. Türkiye-Suriye arasındaki varılacak uzlaşmanın hayata geçirilme aşamasında da Rusya’nın etkisine ihtiyaç duyulacaktır. İki ülke tarafından da. Bu bir garantörlük şeklinde olmayabilir. Ama en azından Rusya’nın iki ülke ilişkilerinin düzgün gidebilmesi, normalleşmenin bozulmadan sürdürülebilmesi için yapabileceği çok şey olduğunu düşünüyorum. Dolayısı ile sayın Cumhurbaşkanın tespiti yerinde. Attığı adığım da bence cesur bir adım. AK Partili yetkililerin bence hiç mantıklı ve akıllı olmayan, büyük bir sığınmacı ve kaçak sorunu olmasına rağmen, bunu adeta görmezden gelerek sürekli olarak provokasyon demeçler verdikleri bir dönemde bu önemli bir çıkış. Cumhurbaşkanın ‘Esad’ı da davet edebiliriz Putin'in gelmesi çok yerinde olur’ şeklindeki açıklaması bence oldukça cesur ve somut bir girişim. Ben bu işin bir uzlaşmaya doğru gittiği kanaatindeyim. Yakında da bu işin nihai bir uzlaşma şekline varacağını düşüyorum.
Suriye'de çözüm konusunda Rusya ile Türkiye ortak hareket etti
Suriye'de ateşkesin sağlanması için Türkiye ve Rusya 2016 yılında ortak girişimi hayata geçirdi. Türkiye ve Rusya'nın garantörlüğünde Suriye'de sağlanan ilk ateşkes 29 Aralık 2016'da yürürlüğe girdi. O süreçte Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad 8 Ocak 2017'de Suriye savaşıyla ilgili Astana kentinde yapılacak görüşmelerde "Her konuyu müzakere etmeye hazır olduğunu" kaydetti. 23 Ocak'ta tekrar masaya oturan taraflar, Kazakistan'ın başkenti Astana'da Suriye'de ateşkes ve çözümü görüşmek için toplandı. Türkiye, Rusya ve İran, görüşmelerinin sonucuna ilişkin 24 Ocak'ta ortak açıklama yapmıştı. Ortak açıklamaya göre, Suriye'de ateşkesin denetimi ve uygulanması için Türkiye, Rusya ve İran üçlü mekanizma kurulması kararlaştırılmıştır. Bu karar çerçevesinden Rusya, İran ve Türkiye liderleri üçlü mekanizma çerçevesinde görüşmeler gerçekleştirerek, Suriye’de hayatın normalleşmesi için adımları ele almışlardı.