Gazeteci İsmail Dükel, Radyo Sputnik’te Gün Ortası programında Okan Aslan’ın konuğu oldu. Dükel, gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
“Türkiye açısından oldukça sıkıntılı bir sürecin içinden geçiyoruz” diyen Dükel, 2011’den bu yana yaşananları özetleyerek söze başladı:
“2011’de Suriye’nin kuzeyinde yani bize yakın bölgesinde bazı silahlı güçler Suriye yönetimine karşı ayaklanma girişimi başlattı. Derken süreç yavaş yavaş silahlı çatışmaya doğru gitti. O sırada Türkiye bir pozisyon aldı. Bu pozisyon Suriye’deki o ayaklanan grupların yanıydı. Bu noktada süreci doğru okuyanlar, o bölgeyi iyi bilenler, demokratik yapıyı doğru tahlil edenler uyardılar, ‘Bırakın, Suriye Devleti bu işi çözer’ dediler. Hatta Hatay’da sürekli mitingler düzenlendi. 2011’de düğme yanlış iliklendi. 2024’te bu yaka niye bir araya gelmiyor diyoruz. Şimdi içinde bulunduğumuz durumu kurtarmaya çalışıyoruz.”
Dükel: Böyle düzensiz bir göç olmaz
Dükel, göçün rehabilite edilerek yapılması gerektiğinin altını çizdi ve şöyle devam etti:
“Bu süreç içinde orada bir savaş oldu, bu savaştan kaçan çoluk, çocuk, kadın, erkek bir arayış içindelerdi, onları aldık. Böyle düzensiz bir göç olmaz. Bu konuda da uyarılar herkes tarafından yapıldı. Bir tek bunu görmeyen AKP iktidarıydı. Aslında görmedi değil de, bu işe bilerek müdahil oldu. Suriye’nin karıştırılması gerekiyordu, parçalanması gerekiyordu, Büyük Orta Doğu Projesi tıkır tıkır işliyordu. Şimdi proje orada dururken, insanlar avaz avaz bağırırken, biz farklı bir yerde konumlandık.”
Dükel son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Sığınmacılar gerçekten bir sorun. Ticaretinde sorun, ekonominde sorun, demokratik yapında sorun, kültürel yapında sorun. Bu bir milli güvenlik sorunudur, beka sorunudur. Bu kadar büyüktür bu sorun! Ekonomi kötü, ama ekonomiyi 2-3 yıl politikalarla idare edersiniz, düzeltirsiniz. Sağlık sistemi, eğitim, tarım düzeltilebilir. Ama sığınmacıların yarattığı sorunları telafi etmek mümkün değil. Asimile oluyoruz. Doğurganlıkları çok yüksek. Resmi rakamlara göre 4 milyon, gayriresmi rakamlara göre 10 milyondan söz ediliyor. Dünya siyaseti yüzde 3’ü normal karşılar. Bizim nüfusumuza bakın 85 milyon, sığınmacılar 10 milyon. Yüzde 12’yi bulmuş! Bu hiçbir ülkenin kaldırabileceği bir durum değil. Ne demografisi ne de kültürel yapısı kaldırır."