EKONOMİ PANORAMA

Kripto para sektörüyle değişen tüketici davranışları ve markalaşmanın altın kuralları

BtcTurk Pazarlama Direktörü ve "Marka Değeri" adlı televizyon programının sunucusu Eda Elif Özbek, Erdal Kaplanseren’le Ekonomi Panorama’da stüdyo konuğu oldu.
Sitede oku
BtcTürk’ün yedinci senesinde sektördeki durumu yorumlayan Özbek, piyasadaki değişimlere ayak uydurmak için çeşitli adımlar attıklarını belirtti:
“Yedinci seneye girdik. Sektör de biraz üstümüze bina oldu gibi. Ben sektörde pazarlama direktörü unvanıyla çalışan ilk kişilerden biriyi. 2018’de BtcTurk’e girdim. Zaten şirket de o yıl yapılanmaya başladı. 2017’de hatırlarsanız, Bitcoin’in büyük bir ilgi çektiği, 19 bin dolar seviyesine gelip düştüğü bir dönem yaşandı. Kendi pazarlamasını en iyi kendisi yapmıştı. Burada kurumsallaşmaya imkan tanıyacak bir pazar oluşmaya başladığı, şirketin kurucusunun dikkatini çekti ve biz bunun üstüne yapılanıyoruz gibi oldu. O günden bu yana hem sektör, hem Bitcoin birçok değişim yaşadı. Şu anda ayı piyasasının bitip boğa piyasasına geçmeyi bekliyoruz. Bireyler yönlendiriyordu burayı. İletişim pazarlama, yazılım dünyası gibi alanlarındı ama artık kurumların girmesiyle Bitcoin ve diğer kripto para birimleri, çok farklı bir noktaya gitmeye başladı. Amerika’da halka arz olmuş kripto borsaları var. İlk kripto ETF yapıldı. Bizler de bu değişimlere uyum sağlamaya çalışıyoruz.”
Kripto düzenlemesinde sektördeki kurumsal şirketlerin de görüşlerinin alındığını kaydeden Eda Elif Özbek, şu ifadeleri kullandı:
“Aslında yasal düzenlemeler, kripto regülasyonu adı altında olmadan da finansal teknoloji kapsamında MASAK kuralları şeklinde vardı. Kripto regülasyonunu biz heyecanla bahsediyoruz. Kurumsal geçişi ve marka değerini, kripto paralar ve Bitcoin adına sağlamış olacak regülasyonlar. Kural koyucu da bunu düzgün yapmaya çalışıyor. Bizlerin de fikirlerini alıyorlar. Negatif değiliz bu konuda. Pazarın daha da büyüyeceğini düşünüyoruz.”
Bitcoin’le birlikte tüketici kitlesinde bir değişim yaşandığını vurgulayan Eda Elif Özbek, bu tüketici davranışındaki değişimin hisse senetlerinde işlem yapılan platformlara da yansıdığını aktardı:
“İlk çıkan kripto para Bitcoin. Bitcoin’in dönemleri oluyor. Ödül yarılaması denilen bir şey oluyor dört senede bir. Bu sene de bu yaşandı. Fiyatlar da buna göre oluşmaya başlıyor. İki sene ayı ve iki sene boğa sezonu yaşıyoruz gibi oluyor. Şimdi daha parlak dönemler yaşıyoruz. Ama bunun getirdiği yeni bir tüketici kitlesi oluşmaya başladı. Bu ne? Aslında self-servis finansal hizmetler diyoruz buna. Bitcoin’in en büyük değer önerisi, bağımsız ve kişinin hiçbir aracıya ihtiyaç duymadan bir varlık çıkarabilmesi. Bu tüketiciler, hisse senetlerinde de aynısını yapmak istiyor. Bir danışman olmadan alıp satmak istiyor. Biz de buna yönelik ürünler de üretmeye başladık. Bir hisse uygulaması çıkardık. Bitcoin’in açtığı yolda, yeni bir finansal teknolojik davranış değişikliği olan bir kitle geldi bir yandan da.”
Markalaşma üzerine konuşan Özbek, bir markanın öncelikle var oluş amacını belirlemesi, kendisini doğru ifade edebilmesi ve müşteri geri dönüşüne dikkat etmesi gerektiğini dile getirdi:

“Bir markayı yaratırken biz ilk olarak markanın var oluş amacına odaklanırız. Bir markanın var oluş amacı neyse, o markanın kural seti de aslında yolda onunla birlikte şekillenir. Biraz tutarlı olmak, markanın ilk kimliğini netleştirmek gerekiyor. Bu eğer kurucu bir markaysa, kurucunun kendinden getirdiği özellikler de bunu şekillendiriyor. Kurum kültürünü oluşturmak da markanın ekseninde mümkün oluyor. Hepimizin birer marka değeri var. Bugün senin bu platformda radyo programı yapmanı sağlayan şey de senin marka değerin en nihayetinde. Dolayısıyla bir ürün satıyorsak yahut kendi markamızla ilgili iletişim yapıyorsak, karşımızdakinin kim olduğuna, oradan hangi sonuçla ayrılmak istediğimize, bu markanın hangi alanlarda rekabet avantajı yaratmak için hangi özellikleri olduğuna odaklanmak gerekiyor. Sonuçta markaların özgünlüğü ve var oluş amacı onları bir yere taşır.

Teknolojik belli başlı kurallarımız var. Dijitalleşme, teknolojinin bütün iletişimde kullanımı, iş süreçlerinde adaptasyonu vs. Yapay zeka mesela bu alanda en önemli konulardan birisi. Çok yenilikçi bir marka olduğunu söyleyip yapay zekayı dışarıda bırakanların yenilikçi olmadığını hissederiz mesela. Bu sebeple markanın sahiplenip üstüne yapıştıracağı apoletler neyse, onları ifade edecek nişaneler bulmaları gerekiyor. Onların üzerinde konuşmaları gerekiyor. Müşteri deneyimleri ve tüketici deneyimi ile şekillenecek bir süreç, her zaman daha iyi şekillenir. Hitap ettiği kitlenin geri bildirimleriyle şekillenen markalar daha başarılı oluyor.”

Yorum yaz