YERİ VE ZAMANI

'Madencilerimiz önce madende, sonra adaletin göçüğü altında kaldılar'

Soma maden faciasının 10. yılında gazeteci Güçlü Özgan, yaşananları Yeri ve Zamanı programında değerlendirdi. Özgan, "Madencilerimiz önce madende göçüğün altında kaldılar. Ardından adaletin neden olduğu o göçüğün altında kaldılar, üstelik aileleriyle birlikte" dedi.
Sitede oku
Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014’te Soma Holding şirketlerinden Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin işlettiği madende vardiya değişimi sırasında çıkan yangında 301 madenci hayatını kaybetti. 10 yıl önce yaşanan facianın yargılama süreci hâlâ sürüyor.
Gazeteci Güçlü Özgan, facianın 10. yılında Radyo Sputnik’te yayımlanan Yeri ve Zamanı programında süreci değerlendirdi. “Mahkemelerden o kalpleri soğutacak karar çıkmadı, hiçbir ders alınmadı” diyen Özgan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Amasra’da yaşananları, Ermenek’te, İliç’te yaşananları hatırlıyoruz. Bu da bize neyi gösteriyor? Biz geride bıraktığımız, yaşadığımız acılardan hiçbir şekilde ders almıyoruz. Doğrusunu söylemek gerekirse almaya pek de niyetimiz var gibi de görünmüyor. Tablo bu. Unutmayı, gözümüzü kapatıp kalbimizin üzerine yatmayı tercih ediyoruz.”
Hükümetin cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik adımlar atmak istediğini belirten Özgan, “Ben uygulamaya bakarım. Ortaya çıkan tablo bu cezasızlık politikasının bir şekilde devam ettiğini gösteriyor. Hiçbir ders alınmadı” dedi.

'Tutuklu sanık yok ama işçilerin hakkını savunan Can Atalay cezaevinde'

Sürecin yargısal boyutunda yaşananları kısaca özetleyen Özgan, şunları söyledi:
“Madencilerimiz önce madende göçüğün altında kaldılar. Ardından adaletin neden olduğu o göçüğün altında kaldılar, üstelik aileleriyle birlikte. Yaşanan katliamdan neredeyse 1-1,5 yıl sonra bir dava açılabildi. 51 kişi yargılanmaya başlamıştı, dava Temmuz 2018’de sonuçlandı, 37 kişi beraat etti. 14 sanıksa taksirle ölüme ya da yaralamaya sebebiyet vermekten ceza aldı. Sanıklardan en çok merak edilen Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’dı. Can Gürkan, ilk yargılamada 15 yıl ceza aldı. Ama Can Gürkan 18 Nisan 2019’da yurt dışına çıkış yasağıyla birlikte tahliye edildi. 2020’de 11 işçi yakını Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu ve Anayasa’nın 17. Maddesinde güvence altına alınan ‘Yaşam hakkının ihlali’ne yönelik bir başvuruda bulundu ve bu karar çıktı ama Yargıtay bu kararı bozarak, Can Gürkan’ın da aralarında bulunduğu 4 sanığa olası kastla 301 kez öldürme ve 160 kez yaralama suçundan ceza verilmesini istedi. Fakat 12. Ceza Dairesi’nin 3 üyesi değişti ve hemen ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 8 Ocak 2021’de bu karara itiraz etti. Sanıklar hakkında bu kez taksirle ölüme neden olmaktan ceza verilmesi talep edildi. 13 Nisan 2021’de Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülmeye başlanan davada 2021’in Şubat ayında Akın Çelik ve İsmail Adalı, hapis yattıkları süre göz önünde bulundurularak serbest bırakıldılar. Haziran 2021’de karara bağlanan davada Can Gürkan’a bilinçli taksirle adam öldürme ve yaralamaya neden olma suçundan 20 yıl ceza verildi. Ama bugün itibarıyla ortaya çıkan tablo ne? Şu an itibarıyla tutuklu sanık yok ama hayatını kaybeden işçilerin, ailelerin hakkını savunan Can Atalay cezaevinde. Bütün bu detayların ötesinde şunu söyleyebiliriz: Can Gürkan aslında hayatını kaybeden her işçi için sadece 8 gün cezaevinde yatmış oldu. İşte cezasızlık algısı dediğimiz tam da bu. Her işçi için 8 gün. Maalesef değerimiz bu.”
Yorum yaz