İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron NATO üyelerinin GSYH'nin yüzde 2'sini savunmaya harcama taahhütlerini yerine getirmeye çağırarak 'çoğumuzun bildiğinden daha tehlikeli bir dünyada daha sert bir dış politikaya ihtiyaç' olduğunu söyledi.
2010-16 yılları arasındaki başbakanlık dönemine değinerek geniş kapsamlı bir konuşma yapan Cameron, Batı'nın Rusya, Çin ve İran tarafından sınandığını ve ulusların cesaret göstermemesinin 'düşmanlarımızın bizim için geleceğimizi yazmasına' izin verilmesi anlamına geldiğini dile getirdi.
Kasım ayında Başbakan Rishi Sunak tarafından yeniden hükümete davet edilen Cameron, İngiltere'nin güvenliğe öncelik vermesi, daha cesur, daha sert, gerçekçi ve acımasızlık derecesinde pratik olması gerektiğini söyledi.
"Bir irade savaşının içindeyiz. Hepimiz düşmanlarımızın yanıldığını kanıtlamalıyız" diyen Cameron konuşmasında şu cümleleri kaydetti:
Yaklaşan NATO zirvesinde tüm müttefiklerin 2014 yılında Galler'de verdikleri yüzde 2'lik orana ulaşma sözünü yerine getirme yolunda ilerlediklerini görmeliyiz. Ardından da yüzde %2.5'i tüm NATO müttefikleri için yeni kriter olarak belirlemek üzere hızla harekete geçmeliyiz.
Sunak'ın İngiliz savunma harcamalarını 2030 yılına kadar GSYH'nin yüzde 2.5'e çıkarma vaadini de selamlayan Cameron, bunun gelecek altı yıl içinde 94 milyar dolar ek harcama anlamına geldiğini; Çin, Rusya ve İran'a karşı güvenliğe öncelik verilmesinin hayati önem taşıdığını söyledi.
Ateşkes çağrısı yerine insani duraklama çağrısı
İsrail'in Gazze'de Hamas'a karşı yürüttüğü savaşla ilgili olarak Cameron, İngiltere'nin pratik davranması ve acil bir ateşkes çağrısı yerine çatışmalarda insani bir duraklamaya odaklanması gerektiğini söyledi.
Cameron ayrıca konuşmasında ABD Başkanı Joe Biden'ın İsrail güçlerinin Gazze'nin güneyinde yerlerinden edilmiş savunmasız insanlarla dolu Refah'a saldırması halinde Londra'nın silah teslimatını durdurup durdurmayacağı sorusu üzerine, İngiltere ve ABD'nin İsrail'e silah ihracatı arasında ölçek ve prosedür açısından bir ayrım olduğunu zikretti.