YERİ VE ZAMANI

Mısra Öz: Dün adalet bizi şaşırttı

Çorlu'da 25 kişinin can verdiği tren kazası davasında karar çıktı. Kazada oğlu Oğuz Arda Sel'i kaybeden Mısra Öz, Güçlü Özgan'a konuk oldu ve kararı değerlendirdi. Öz, "Adalete olan güvenimiz ciddi anlamda sarsılmıştı. Göstermelik bir yargının göstermelik bir sonucu olduğu düşüncesindeydik. Fakat dün bizi adalet şaşırttı" dedi.
Sitede oku
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018’de meydana gelen ve 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 328 kişinin yaralandığı tren kazasıyla ilgili davada 4 sanık hakkında “bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan, 5 sanık hakkında "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan hapis cezası verildi. 4 sanık ise beraat etti.
Dönemin Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) 1. Bölge Demiryolu Bölge Bakım Müdürü Mümin Karasu 17 yıl 6 ay, TCDD 1. Bölge Müdürlüğü’nde görev yapan Demiryolu Bakım Müdürü Turgut Kurt 16 yıl 3 ay, Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat 13 yıl 9 ay ve TCDD Bölge Müdürü Nihat Aslan 15 yıl hapis cezasına çarptırılıp haklarında tutuklama kararı verildi.
Kazada oğlu Oğuz Arda Sel’i yitiren Mısra Öz, Radyo Sputnik’te yayımlanan Güçlü Özgan’la Yeri ve Zamanı programına konuk oldu.

'Bu karar bizlere nefes oldu'

“Duygularımı tarif edemiyorum, bu bir zafer kazanmak değil” diyen Mısra Öz, şöyle devam etti:
“Bu emeğin, mücadelenin karşılığında ilk kez adalete dair bir umudun yeşermesiyle karşı karşıyayız ve ben bu saatten sonra gerçek sorumlular müebbet bile alsa benim evladım geri gelmeyecek, bunu biliyorum. Benim gözümün önünde onun büyümüş hali dolaşıyor evin içinde. Bu saatten sonra yasımı tutabilecek miyim bilmiyorum, karmakarışık bir duygu. Daha devam etmemiz gerektiğinin farkındayım ama bir nebze de olsa çok kötü bir yerden bugün üst düzey yöneticilere kapı açan, yolumuzu aralayan bir yere geldik. Onun anılarını yaşatarak hayatıma devam edeceğim.”
“Bu karar bizlere nefes oldu, umut oldu” diyerek kararı değerlendiren Öz, şunları söyledi:
“Avukatlarımıza şunu söylüyorduk: Bu hiçbir zaman gerçek bir yargılama olmadı. Bu katliamın yaşanmasına sebep olan kararların altına imza atan gerçek yöneticiler, yani dönemin genel müdürü, yardımcıları ve diğer bürokratlar olmak üzere, bunlar hayatlarına bir şekilde devam ediyor. Bu eksik bir yargılamaydı ama Devlet Demiryolları 1. Bölge Müdürleri bu davaya en üst yöneticiler olarak dahil edildiler. 4 sanıklı dava duruşmasından 13 sanığa getirebildik. Defalarca alınan bilirkişi raporlarıyla ihmal zincirini ortaya koyduk ve en sonunda da 4 tutuklama kararı çıktı. Açıkçası biz bu kararı beklemiyorduk. Çünkü adalete olan güvenimiz ciddi anlamda sarsılmıştı. Göstermelik bir yargının göstermelik bir sonucu olduğu düşüncesindeydik. Fakat dün bizi adalet şaşırttı, sorumluluğu olan kişilere tutuklama kararı verdi. Bundan sonra bir üst yöneticilere kadar ulaşmamız gereken kapının aralanmasını sağladı. Umutlandık, güçlendik. Demek ki bu bir ihmal cinayetiymiş, yağmurdan kaynaklanan bir kaza değilmiş, kader değilmiş. Bunu ispatlamış olduk. Daha yolumuz uzun. Ben dünden beri şunu söylüyorum: Bu sonun başlangıcı. Anayasa Mahkemesi var, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var. Fakat dediğim gibi bize nefes, umut ve güç oldu. Umarım adalet arayan herkese de umut olur. Türkiye’de sosyal cinayetler, adalet çığlığı çok yüksek.”
Güçlü Özgan’ın Çorlu tren kazası sırasında TCDD’nin başında olan Veysi Kurt’un 5 yıl sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından genel müdürlüğe atanmasını hatırlatması üzerine Öz, siyasi mücadelenin en başından beri olduğunu belirtti. Öz, “Olay yerine getirilen bilirkişilerle başladı zaten bu. Çünkü onlar o hat üzerinde görev yapan kişilerdi. Ve helikopterle getirilmişlerdi. Kim seçmişti bu kişileri? Bunlar hep siyasi müdahalelerdi. Yıldırma politikaları yapıldı ama benim artık kaybedebilecek bir şeyim olmadığı için yolumda devam ettim” dedi.
'TCDD, kendini aklamaya çalışıyor'
Öz, TCDD tarafından yapılan “Bugüne kadar vefat eden 14 vatandaşımızın yakınları ile yaralanan 30 vatandaşımıza toplam 21 milyon 370 bin 326,72 lira ödeme yapılarak dava süreci sulh ile sonuçlandırılmıştır” açıklamasını ise kurumu aklama çabası olarak değerlendirdi:
“Kamu davasının haricinde aynı zamanda açılan tazminat davaları da vardı. Evladını kaybedenlerin dışında eşlerini kaybeden aileler de vardı. Tek bir kişinin çalışmasıyla iki çocuğunu geçindiren ya da sadece vefat edenler değil o katliamda uzvunu kaybeden birçok insan oldu. TCDD yaptığı bu açıklama, bu kişilere verdiği tazminatlardan söz ediyor. Burada kendini aklamaya çalışıyor. Zaten bu tazminatı vermek zorunda, insanlar mağdur edildi.”
Yorum yaz