St.Petersburg kentinde düzenlenen bir uluslararası güvenlik toplantısında konuşan Nikolay Patruşev, "2014'ten bu yana Ukrayna'da Kiev makamları tarafından 400'ü çocuk olmak üzere yaklaşık 17 bin sivil öldürüldü" dedi.
Patruşev, Kiev tarafından işlenen savaş ve insanlık suçlarının boyutunun kolektif Batı'nın son yıllarda Ukrayna'da bilinçli olarak geliştirdiği Nazi ideolojisinin tehlikesini ve zararını açıkça ortaya koyduğunu vurguladı.
Daha önce Rusya'nın Ukrayna'ya saldırdığını iddia eden ülkeler de dahil Batı yanlısı ülkelerin Moskova'nın sunduğu kanıtlar sayesinde artık fikirlerini değiştirdiğini kaydeden Patruşev, söz konusu Rusya'nın kendisini savunmak zorunda kaldığını kabul ettiğinin altını çizdi.
Patruşev, Rusya için bunun çok önemli olduğunu, zira bu tür tartışmaların bu ülkelerin tarafsız tutum sergilemesini sağlamaya yardım ettiğini söyleyerek "Bu ülkeler, Kiev rejimini kimin finanse ettiğini çok iyi anlıyor. Batı yanlısı tavır takınanlar dahi bunu anlıyor, ancak yaptırımlardan korktukları için adlarının söylenmemesini rica ediyorlar" ifadelerini kullandı.
21 Kasım 2013'te dönemin Ukrayna Başbakanı Nikolay Azarov'un AB ile ortaklık anlaşması imzalama sürecinin askıya alındığını açıklamasının ardından AB yanlıları, Kiev'deki Bağımsızlık Meydanı'na çıkmıştı. Daha sonra Maydan, güvenlik güçleri ile göstericiler arasında yaşanan çatışmaların merkezi haline gelmişti.
2014'te de devam eden Maydan olayları sırasında onlarca sivil ve polis keskin nişancılar tarafından öldürülmüş, Şubat 2014'te Ukrayna parlamentosu Yüksek Rada, dönemin Devlet Başkanı Yanukoviç'i görevden almıştı. Mayıs ayında yapılan seçimlerde iş insanı Pyotr Poroşenko ülkenin yeni Devlet Başkanı seçilmişti.
Poroşenko'nun göreve gelmesi sonrası Kırım ve Donbass'a yönelik baskılarını artıran Kiev rejimi, vatandaşlarını silahlarla hedef alarak gücü elinde tutmaya devam etmeyi hedeflemişti.
Patruşev, Kiev tarafından işlenen savaş ve insanlık suçlarının boyutunun kolektif Batı'nın son yıllarda Ukrayna'da bilinçli olarak geliştirdiği Nazi ideolojisinin tehlikesini ve zararını açıkça ortaya koyduğunu vurguladı.
Daha önce Rusya'nın Ukrayna'ya saldırdığını iddia eden ülkeler de dahil Batı yanlısı ülkelerin Moskova'nın sunduğu kanıtlar sayesinde artık fikirlerini değiştirdiğini kaydeden Patruşev, söz konusu Rusya'nın kendisini savunmak zorunda kaldığını kabul ettiğinin altını çizdi.
Patruşev, Rusya için bunun çok önemli olduğunu, zira bu tür tartışmaların bu ülkelerin tarafsız tutum sergilemesini sağlamaya yardım ettiğini söyleyerek "Bu ülkeler, Kiev rejimini kimin finanse ettiğini çok iyi anlıyor. Batı yanlısı tavır takınanlar dahi bunu anlıyor, ancak yaptırımlardan korktukları için adlarının söylenmemesini rica ediyorlar" ifadelerini kullandı.
21 Kasım 2013'te dönemin Ukrayna Başbakanı Nikolay Azarov'un AB ile ortaklık anlaşması imzalama sürecinin askıya alındığını açıklamasının ardından AB yanlıları, Kiev'deki Bağımsızlık Meydanı'na çıkmıştı. Daha sonra Maydan, güvenlik güçleri ile göstericiler arasında yaşanan çatışmaların merkezi haline gelmişti.
2014'te de devam eden Maydan olayları sırasında onlarca sivil ve polis keskin nişancılar tarafından öldürülmüş, Şubat 2014'te Ukrayna parlamentosu Yüksek Rada, dönemin Devlet Başkanı Yanukoviç'i görevden almıştı. Mayıs ayında yapılan seçimlerde iş insanı Pyotr Poroşenko ülkenin yeni Devlet Başkanı seçilmişti.
Poroşenko'nun göreve gelmesi sonrası Kırım ve Donbass'a yönelik baskılarını artıran Kiev rejimi, vatandaşlarını silahlarla hedef alarak gücü elinde tutmaya devam etmeyi hedeflemişti.