‘ABD bir devlet İran’a baskı kurmadı’
“Aslında iki tarafın da zafer kazandığı yok ama yeni şeyler ortaya çıktı. Bunlardan birisi, yarım asır sonra İsrail topraklarını ilk defa Arap olmayan bir devletin bombaladığını veya bombalama girişiminde bulunduğunu görüyoruz. İkincisi, İran’ın büyükelçiliği başka bir devlet içerisinde vurulmuştu. İran, aynı şekilde cevap vermek yerine doğrudan İsrail topraklarını hedef aldı. Bu bir yandan da İran’ın el yükselttiğini veya daha radikal kararlar aldığı anlamına geliyor. İnsanlar ‘operasyon başarılı mı, değil mi’ diyerek hep sonuca bakıyorlar. İran zaten bunu, BM’nin 51’inci maddesine göre, meşru müdafaa kapsamında sınırlı bir harekat şeklinde yapacağını duyurmuştu. Daha fazlası için beklentiye girenler de ilginç. Çünkü İran’ın aklını başına toplaması gerektiğini, bölgesel savaş çıkabileceğini düşünenler var. Bir şey yapmasa bu defa da ‘kağıttan kaplan’ olduğunu düşünenler var. Yani o kadar hassas bir denge gerektiriyor ki...
Üstelik karşılarındaki İsrail, nükleer güce sahip bir ülke. Bu bile İran’ı caydırmadı. Tabii İran bazı Batılı ülkelere ve bölgedeki devletlere saldırıyı önceden haber vermiş. Gayet de doğru yapmış. Bunun, İran’ı hafife almak açısından çok sıkıntılı olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki İran, uluslararası hukuka uygun davranıyor. Ama karşısında ABD gibi dünyada 800’den fazla askeri üssü olan, en büyük savunma harcamalarını yapan devlet var. Asıl ilginç olan bu: ABD, İran’ın İsrail’e cevap vermemesi için caydırıcılığını kullanmıyor. Tam tersi şu anda İsrail’in İran’a vereceği cevabı onaylamıyor ve isteksiz davranıyor. Oldukça ilginç şeyler dönüyor aslında.”
‘İsrail’in kısıtlı, kontrollü ve daha hafif bir karşılık vereceğini düşünüyorum. O da yapabilirse’
‘İsrail kendini güvenlik üzerinden inşa eden bir hükümet döneminde en güvensiz dönemlerden birisini yaşıyor’
‘ABD’nin İsrail’i ne kadar koruyabildiği tartışılıyor’
“Şu anda dünyada iç politikalar neredeyse dış politikayla eşitlendi. Yani Amerika’nın iç sorunları da dış politikasına yön veren bir duruma geldi. Daha ABD seçimlerine aylar var ama bugünkü seçimler ABD’nin maalesef birçok alanda elini kolunu bağlayan durumlar yaratıyor. Ekonomik, askeri ve sosyal anlamda da bu böyle. Meksika’dan Ortadoğu’ya, Amerika’nın iç politikasıyla ilgili yaşananlar küresel durumları etkilemeye başladı. Bugün İran’ın tüm İsrail’i bombalayabilmesi, Suudi Arabistan’a ve BAE’ye de mesaj. Her ne kadar Körfez ülkelerinin ABD ve İsrail yanında durduğunu görebilsek de, Arap liderleri de şunu görüyor: Bugün İran, İsrail’in her yerine bombalar gönderebiliyorsa, aynısını Arap ülkelerine de yapabilir. O yüzden tek bir ülkeye sırt dayama, tek bir ülkeye güvenlik ve ekonomik anlamda dayanma döneminin bittiğini de gösteriyor.
ABD ve İngiltere tamamen İsrail’in arkasında olmasına rağmen İran durdurulamadı. Neden durdurulamıyor? İran’ı çevreleyen bu kadar askeri üssünüz var. Bizim ülkemizde veya çevremizde hava sahasına füzeler girdiğini düşünün. Bunun tiyatro olduğunu düşünmek sorunlu. Bugün İsrail’in iç kamuoyunda da ABD’nin kendilerini ne kadar koruyabildiği veya İsrail’in önünü açmadığı tartışılıyor. Bir taraf ABD’nin kararlarından daha bağımsız hareket ettiğini düşünüyor. Diğer bir taraf ABD gücünün gerilemesini tartışıyor. Dev ülkelerin desteğine rağmen İran bu operasyonlarını nasıl gerçekleştirebiliyor? Seyir füzeleri, İHA’lar atılıyor. Biz bunu komplo teorisi olarak nitelendirebiliyoruz. Halbuki şu var: İsrail de İran da, iç politikaları açısından bunu kullandı. Bu gerçeği değiştiremeyiz. Bizimkisi taraf tutmak değil. Olanın fotoğrafını çekmek. Yani iki taraf da iç politikalarını konsolide edebilir. Bu olanlar hükümetlerin işine yarayabilir. Ama öte yandan bölge için bir değişimin yaşandığını görmek zorundayız. Bugün Dışişleri Bakanı’mız Katar’daydı. Sadece Gazze mi görüşülüyor? Tam tersi. Bu operasyon da, ABD de, Arap ülkelerinin tavırları da masadaydı. İran da bugün bölge ülkelerinin aldığı tavırları not aldı. Kimin ne yapabileceğini veya ne yaptığını, gelecekteki olası çatışmalar için değerlendiriyor tabii ki.”
‘Batılıların söylemleri bizim için ne kadar ağırlığa sahip, o artık tartışılır’
“Batılılar İsrail’i savunurken ellerinde done olsun istiyor. Ama özellikle Avrupalılar, Rusya-Ukrayna savaşında yaşananlardan dolayı kendi derdine düşmüş durumda. Bu sorunların artık askeri, ekonomik, sosyal, göç, üretim, tahıl vb. birçok boyutu var. Bugün Almanya lideri koşa koşa Çin’de geziyor. Batılıların İran konusundaki tavrı da belli. Yeniden bir yaptırım uygulama durumları var. ABD’den yeni bir yaptırım gelecek, Avrupalılar da buna katılabilir. Sadece İsrail’e olan tutumları için ellerine bir koz geçti fakat bunu ne kadar kullanabilirler bilemiyoruz. Kendi başlarını çıkartamıyorlar bu süreçte. Zaten artık tek başına Batı’nın söyledikleri de önemli değil.
Türkiye’nin bile açıklamaları ortada, görüyorsunuz. Çatışma sürecinde Türkiye hiçbir şey demedi. Sonraki açıklamasında itidal çağrısı yaptı. Sayın Cumhurbaşkanı da asıl sorumlunun Netanyahu olduğunu söyledi. Herhangi bir kınama yok. Bölge ülkelerinden de bir kınama yok. Batılıların söylemleri bizim için ne kadar ağırlığa sahip o tartışılır artık.”