“Takdir edersiniz ki birçok tıp uzmanının da tavsiye ettiği üzere yeşil alanlar, temiz hava vs. önemli. Ama gelişen teknoloji, artan nüfus vb. faktörlere bakarsak, bu durumu sınırlayan faktörler de var. Bu noktada devletlerin ve hükümetlerin ortaya koyduğu birtakım regülasyonlar var. Karbonu sıfırlamak gibi. Firmalar da bununla ilgili gelen kurallara uymak için belli taahhütler vermeleri gerekiyor. Burada bizim sistemimiz aslında yeşil enerji üreten firmalar ile, yeşil enerji kullanan firmalar arasındaki sertifika akışını sağlayan bir yapı. Burada amaç, yeşil enerji kullanımını ödüllendirerek ve ileri sürerek kullanımını artırmak. Bütün dünyadaki amaç bu. Bununla ilgili çalışmaları yıllar içinde daha çok duyuyor olacaksınız. Buna çok önemli bir konu olarak bakıyorum.
Siz son kullanıcı olarak da yeşil enerji kullanımını sertifikalandırabiliyorsunuz. Tabii ki size gelen enerjinin yeşil olup olmadığı belli olmaz. Orası net değil. Fakat siz sertifika ile bir şekilde yeşil enerji üreten firmaları desteklerseniz; buradaki sertifika alım süreci artarsa, bu sistem büyümüş olur. Siz tabii şu anda son tüketici olarak da yeşil sertifika alabilirsiniz ama günün sonunda gelen enerjinin nereden geldiği şu anlık belli olmaz. Ama şirketler yeşil enerji kullanımını seçebiliyor ve sertifikalar ile bunu kanıtlayabiliyor. Bu yapının içerisinde olduğunuz zaman bunu desteklemiş oluyorsunuz. Bir yandan da yeşil sertifika almış oluyorsunuz. Hem şirketler için avantajları var hem de yeşil enerjinin gelişmesinin dünyaya avantajları mevcut.
Geçen günlerde Pegasus tarafıyla da bu konuda bir anlaşma yapıldı. Bu tür anlaşmalar giderek artıyor. Firmalar çok istekli ve bir şekilde içinde yer almak istiyor. Biz de bunun duyurulmasına, yayılmasına fayda sağlayabiliyorsak mutlu oluruz.”
“Robot konusunda da çalışmalarımıza başladık. Şu anda bir havayolu şirketinin teknik departmanında projemizin ilk fazını tamamladık. Burada bakım atölyeleriyle depolar arasındaki malzeme alışverişi üzerine robotlarımız çalışıyorlar şu anda. Bunu anlık olarak katettikleri mesafeyi ve yaptıkları işleri takip edebiliyoruz. Baktığımızda gerçekten de verimlilik ve yatırımın geri dönüşü anlamında rakamlar çok iyi. Bunu söyleyebilirim. Tabii farklı sektörlerde de bunun uygulanması mümkün. Bir şekilde bunun artırılması yönünde çalışmalarımız devam ediyor. Tabii bu faaliyetlerin büyük bir titizlikle yürütülmesi gerekiyor. O yüzden robotlar burada işin hem istikrarı, hem iş yapış hızı hem de stok sistemleriyle entegre olmak açısından hataları en aza indiriyor. İnsanların da daha katma değerli ve stratejik işlerde yer alması için görev yapacak gibi duruyor. Kullanımın giderek artmasını bekliyoruz ileride.
Otonom servis robotlarına bakarsak bunların üretim ve depo alanlarında kullanımı mevcut. Küresel olarak bakarsak otellerde oda servisi, konuk ağırlama gibi alanlarda; restoran-kafelerde karşılama ve servis alanlarında; mağazalarda ve süper marketlerde ürünleri gösterme ve soru cevaplama alanlarında kullanımı var. Ama ağırlıklı olarak robotlar şu anda üretim, yeme-içme ve perakende ana başlıklarında toplanıyor. ATP olarak bizim güçlü olduğumuz nokta yazılım. Biz hep bir yazılım ve teknoloji şirketiydik. Robot işine girdiğimizde bunu sadece robotu satmak anlamında düşünmedik. Biz işin daha çok yazılım tarafında neler yapabileceğimizi, şirketlerin sistemlerine nasıl entegre olabileceğimizi ve verimliliği nasıl artırabileceğimizi düşündük. Dolayısıyla robotlar üstü yazılım bizim ana hedeflerimizden birisi. Zaten işin şov kısmında insanlar robotlara sempatiyle bakıyor. Yapay zeka da benzer bir şekilde. Ancak bizim bunları iş süreçlerimize nasıl yedireceğimizi, bu teknolojilerden nasıl fayda sağlayacağımızı çözmemiz lazım. Biz de buna kafa yoruyoruz. Baktığınız zaman da bunun temeli yazılım.”