Her insan ortalama olarak yaşamının üçte birini uyuyarak geçirir. 24 saatlik zaman diliminin 8 saatinde uyulduğu göz önünde bulundurulduğunda uykunun, insan hayatında yeme içme kadar önemli bir rolü olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Çoğu insan sabahları uyanmakta ve yataktan çıkmakta zorlanır.
Sabahları yorgun uyanmak, gün içindeki halsizlik, günlük işleri yaparken yaşanan isteksizlik ve genel bir bitkinlik halinin yoğun iş temposu ve şehir yaşamının hızından değil, aslında ciddi hastalıkların habercisi olabilir.
Uzmanlar, tiroitten kansere birçok hastalığın işareti olabilen yorgunluk hali geçmiyorsa altında yatan nedenlerin mutlaka araştırılması gerektiğine dikkat çekerek, uyardı. “Kişi, daha önce yorulmadan rahatlıkla yapabildiği işleri artık yorularak yapıyorsa bir doktora başvurmalı yorgunluğun sebebi araştırılmalıdır. Kronik yorgunluk mutlaka önemsenmelidir” uyarısında bulunan uzmanlar, yorgunluk belirtilerinin en sık görüldüğü hastalıkları şöyle sıraladı:
1.Kansızlık
Yorgunluğun en sık görüldüğü hastalık grubu anemidir. Çünkü oksijen taşıyan hemoglobinin eksikliği kişinin kendini yorgun ve halsiz hissetmesine neden olur. Bu durumda mutlaka bir uzman doktor muayenesi ve gerekli tetkikler yaptırılmalıdır.
2. Depresyon ve stres
Yorgunluğa yol açan hastalıklardan ikinci sırada depresyon gibi psikosomotik hastalıklar gelir. Depresyon da kişilerin kendisini yorgun hissetmesine neden olabilir.
3. Tiroit hastalıkları
Hipotiroidi başta olmak üzere endokrin hastalıklar da kişinin kendisini çok yorgun hissetmesine neden olur. Hatta hipotiroidi hastalarının etraflarında tembel olarak tanımlanan kişiler olduğu söylenir. İş yapmak istemeyen, yerinden kalkmakta zorlanan, iş yapma gücünü kendinde hissetmeyen insanlardır bunlar genelde. Yine endokrin hastalıklarından şeker hastaları da sürekli yorgundurlar. Bu insanlar kendilerini yorgun, bezgin ve güçsüz hissederler. Şeker seviyeleri yüksek olduğu zaman günlük yaşamları bile kesintiye uğrayabilir.
4. Kanser
Yorgunluk, bir takım erken onkolojik hastalıkların belirtisi de olabilir. Kanser hücreleri hastanın tüm vücut sistemlerini bozarak yorgunluğa neden olabilir. Örneğin kansızlık yapmışsa, beslenmeyi bozuyorsa yorgunluk yaratabilir. Bir de ümörler hızlı büyüyen dokulardır. Şekeri daha hızlı tüketir, kişinin kan şekerini düşürür ve oksijeni daha çok harcarlar. Bunları harcadıkları için de kişi kendini yorgun hissedebilir.
5. Kalp hastalıkları
Kalp yetmezliklerinin de en önemli belirtilerinden birisidir yorgunluk. Hatta kalp hastalıklarının en erken bulgularından birisidir. İster kapak lezyonu olsun, ister kalp damar hastalıkları olsun, bunlar kalbin oksijen ihtiyacını karşılamasına engel oldukları için yorgunluk yaratırlar. Kişi bir kat merdiven bile çıksa yorulur, bacakları kesilir, nefessiz kalır.
6. Metabolik hastalıklar
Böbrek yetmezliği, karaciğer yetersizliği, kalsiyum yüksekliği ve potasyum düşüklüğü gibi durumlarda da vücuttaki kan tuzları ve minerallerdeki azalmalar yorgunluğun ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu hastalık ve durumların erken dönemde tedavisi çok önemlidir.
7. Enfeksiyon hastalıkları
Vücutta çeşitli nedenlerle ortaya çıkan enfeksiyon hastalıkları da yorgunluğun sık görülen nedenlerini oluşturmaktadır. Bunlar; hepatit yani karaciğer iltihaplanması, kalbin iç yüzünün iltihabı, kalp zarı iltihapları verem (tüberküloz), parazit hastalıklar, AIDS şeklinde sıralanabilir.
8. Uyku apnesi
Yaşam kalitesini bozan en önemli sorunlardan olan uyku apnesi de yorgunluğun önemli sebeplerinden birisidir. Yeterli sürede, kaliteli bir uyku uyuyamayan kişiler kendisini ertesi gün aşırı yorgun hissedecektir. Bu durum gün içerisindeki tüm faaliyetlere yansır.
9. Fiziksel güçsüzlük
Yorgunluk, fiziksel güç ve kondisyonla da çok ilgilidir. Kondisyonlu ve güçlü bir kişi daha geç yorulur. Yaşa göre sağlıklı beslenerek ve düzenli fiziksel aktivite ile kas kuvvetini artırmak ve korumak yorgunluğun önüne geçebilir.
Uzmanlar ne diyor?
Türk Uyku Tıbbı Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Yılmaz, "Mevsimsel geçiş dönemlerinde sabah uyanamama problemi yaşanıyor. Hafif bir şeyler yemek, sabahları mutlaka duş almak, sabah yoğun ışığa maruz kalmak, odayı havalandırmak ve akşam üzeri egzersiz yapmak, uyanıklığı sağlamada ve uyku düzenini oturtmada çok yardımcı olabilir" şeklinde konuştu.
Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Bilimler Bölümü Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi de olan Prof. Dr. Yılmaz, yaptığı açıklamada, insanların hayatlarının üçte birini uykuda geçirdiklerini belirterek, sağlıklı bir insanın sağlıklı uykuyla mümkün olabildiğini söyledi.
Sağlıklı uykuyla bağışıklık sisteminin güçlendiğini vurgulayan Yılmaz, bağışıklık sisteminin güçlenmesine yönelik hormonların, büyüme hormonu growth ile kortizol ve adrenalin gibi hormonların gece uyku saatlerinde salgılanmaya başlayan melatonin ile beraber salgılandığını anlattı.
Okul öncesi çocuklarda 12, ilkokulda 10, ortaokulda 9, lise ve erişkin dönemde ise 8 saatlik uykunun sağlıklı ve yeterli olacağını belirten Yılmaz, az uykunun kalp krizi, inme ve programlanmış hücre ölümüne neden olduğu gibi fazla uykunun da bu gibi sorunlara yol açtığını vurguladı.
Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Bilimler Bölümü Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi de olan Prof. Dr. Yılmaz, yaptığı açıklamada, insanların hayatlarının üçte birini uykuda geçirdiklerini belirterek, sağlıklı bir insanın sağlıklı uykuyla mümkün olabildiğini söyledi.
Sağlıklı uykuyla bağışıklık sisteminin güçlendiğini vurgulayan Yılmaz, bağışıklık sisteminin güçlenmesine yönelik hormonların, büyüme hormonu growth ile kortizol ve adrenalin gibi hormonların gece uyku saatlerinde salgılanmaya başlayan melatonin ile beraber salgılandığını anlattı.
Okul öncesi çocuklarda 12, ilkokulda 10, ortaokulda 9, lise ve erişkin dönemde ise 8 saatlik uykunun sağlıklı ve yeterli olacağını belirten Yılmaz, az uykunun kalp krizi, inme ve programlanmış hücre ölümüne neden olduğu gibi fazla uykunun da bu gibi sorunlara yol açtığını vurguladı.