YERİ VE ZAMANI

Siyaset Bilimci Dinçşahin: Seçmen sandığa olan inancını geri kazandı

Prof. Dr. Şakir Dinçşahin, muhalefetin 31 Mart Yerel Seçimlerini kazanmasının demokrasiyi güçlendirdiğini söyledi. Demokrasiden umudunu yitirmeye başlayan muhalif seçmenin hem iktidar hem de muhalefet için ‘iyi haber’ olmadığını dile getiren Dinçşahin, “Türk seçmeni kendini hatırlattı, demokrasiye olan inancını geri kazandı” dedi.
Sitede oku
Radyo Sputnik’te yayınlanan Güçlü Özgan’la Yeri ve Zamanı programında 31 Mart Yerel Seçimleri’nin sonuçları ve gelecek projeksiyonu İstanbul Gedik Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Şakir Dinçşahin ve AKSOY Araştırma Kurucusu Ertan Aksoy ile konuşuldu.

‘Muhalefetin zaferi rekabet ortamını canlandırdı’

Muhalif seçmenin umudunu yitirmesinin iktidar için de bir ‘yenilmezlik illüzyonu’ yarattığını ifade eden Dinçşahin, 31 Mart seçimlerinin sonuçlarının Türkiye demokrasisine pozitif etki ettiği görüşünde:

“Muhalefetin bir seçim zaferi kazanması çok hayırlı oldu. Çünkü muhalif seçmen yavaş yavaş demokrasiden umudunu yitirmeye başlamıştı. Bu ülke için hayırlı bir şey değildi. Sandık ile herhangi bir değişiklik yapamayacağı kanaatine varan seçmen demokrasi için iyi bir haber değil. Hem iktidar için hem muhalefet için. Muhalefet umudunu yitirirken iktidarlar da bir yenilmezlik illüzyonuna kapılıyorlar. ‘Bana hiçbir şey olmaz, ben ne istersem yaparım’ illüzyonuna kapılıyorlar. Böylelikle bu seçimlerde Türk seçmeni kendini hatırlattı. Fikirlerini, tercihlerini yavaş yavaş ya da sert bir şekilde değiştirebileceğini gösterdi. Bu da tekrar rekabet ortamının canlanmasını sağladı. Demokrasimiz için çok hayırlı oldu”

‘En belirleyici faktörlerden biri ekonomi’

Seçim sonuçlarında belirleyici olan faktörler arasında ekonominin başı çektiğini dile getiren Dinçşahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“En belirleyici faktörlerden bir tanesi ekonomi. 2018’den beri kötüleşen bir ekonomik durum içindeyiz. Ancak seçmen ekonomik durumdan kaynaklanan durumun faturasını hükümete kesmek konusunda acele etmedi. AK Parti’nin bozduğunu AK Parti yapar diyerek hükümete tekrar tekrar kredi açtı. Ancak son dönemde yaşanan durumlar seçmenin tekrar muhasebe yapmasına vesile oldu. Bu sefer genel seçimlerde yaptıklarını yapmadılar. Belediye seçimlerinde mesajları net bir şekilde belirtmek için bir fırsat buldular. AK Parti’ye oy veren emeklilerin önemli bir kısmı sandığa gitmemiş. Bu şekilde ekonomi politikalarına bir fatura kesmiş oldular.”

‘Erdoğan’ın açıklamaları muhalefetin eksiklerini kapadı’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın merkezi yönetim ve yerel yönetimin el ele olması gerektiği vurgusunun muhalefet tarafından ‘eksik kapatma’ amaçlı kullanıldığını kaydeden Dinçşahin, şunları söyledi:

“Sayın cumhurbaşkanının merkezi yönetim ile yerel yönetim ele ele olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez dedi. Üstelik bunu depremde yıkılmış olan Hatay’da söyledi. Bu da çeşitli tepkilere neden oldu. Bu geri tepti. Bazı muhalefet belediyeleri eksiklerini bu şekilde kapatmış oldular. ‘Bizim hizmetlerimizde eksiklikler var. Gördünüz Cumhurbaşkanımız söyledi, merkezden bize kaynak gelmiyor’ dediler. Böylelikle eleştireceğimiz muhalif belediyeler kendilerini savunmak için bir araç bulmuş oldular. Deprem bölgesindeki insanlar bunu bir tehdit olarak algıladı. Hizmet alımının siyasi tercihlere bağlanması demokrasi ile bağdaşmaz, bu da seçmende bir tepkiye neden oldu. Bunun da cevabını seçmen sandıkta verdi.”

‘Güçlü profilli aday zafer getirdi’

Yerel seçimlerde gösterilecek adayların yereldeki hassasiyetleri bilecek güçlü profilli adaylardan seçilmesi gerektiği görüşünü belirten Dinçşahin, “Adayları nispeten düşük profilli politikacılardan seçtiğiniz zaman bu profil düşüklüğünü telafi etmek için Sayın Cumhurbaşkanının devreye girmesi gerekti. Güçlü adaylar göstermek lazım. Çünkü yerel seçim yerel bağlantıları olan, yereldeki hassasiyetleri, duyguyu, düşünceyi temsil eden yerli adayların kullanılması gerekiyordu. Bunu CHP büyük ölüde yaptı. AK Parti’nin politikasında yerli unsurların zayıf kalması durumu söz konusu oldu” dedi.

‘Seçimin kazanılmasında CHP’deki yönetim değişikliğinin etkisi büyük’

Güçlü Özgan’ın sorularını yanıtlayan AKSOY Araştırma Kurucusu Ertan Aksoy ise CHP’deki yönetim değişikliğinin seçim sonuçlarına etki ettiğini dile getirerek, şöyle konuştu:

CHP’deki yönetim değişikliğinin etkisi çok büyük. Sayın Özgür Özel AKP’nin alışık olduğu siyaseti başından reddetti. Özgür Özel AKP’nin ‘ne derler siyasetini’ redderek başladı. Buna Kürt hareketi ile olan mesafesini yeniden tanımlama, daha şeffaf götürme de dâhil olmak üzere birçok alanda ellerini bozdu AKP’nin. Geçmişte AKP’nin sonuç aldırdığı birçok hamlesini referans olarak almadı ve bir liderlik örneği gösterdi o anlamda da. Yerelde belediyeler projelerini anlatırken o da siyasi sorumluluğuyla yerel seçim sonrası ortaya çıkacak zam tufanını, artacak yoksullaşmayı çok iyi işledi ve kendi gündemini yarattı ve AKP’yi CHP’nin gündemine çekti. Bu çok önemli bir şey çünkü savunmaya düşen siyasi olarak tükenir. Burada savunmaya düşen CHP olsaydı bu başarıyı elde etmesi mümkün değildi.”

‘Siyasette kuşak dönüşümüne ihtiyaç var’

Türkiye’de her 20-25 yılda siyasette bir kuşak değişikliği yaşandığını kaydeden Aksoy, kuşak değişikliği zamanının geldiğini belirterek, “Siyasette kuşak dönüşümüne ihtiyaç var. Türkiye’de böyle bir dönüşüm her 20-25 yılda bir gelir. Bunun bir temsilcisini de CHP’nin çıkarması gerektiği yönündeyim. 2000’li yılların başında yine bir kuşak değişimi gerçekleşmişti. Yeni kuşağın en güçlü temsilcisini de o dönem siyasal İslam çıkarmıştı. Şimdi yine bir kuşak dönüşümü geldi ve yeni kuşağın en güçlü temsilcileri şuan sosyal demokrat siyasette görülüyor. Dolayısıyla Türkiye’nin yakın geleceğini anlamak isteyen herkesin de buna bakması gerektiğini düşünüyorum. Yeni kuşağı anlayan yeni siyasetçilere ihtiyaç var” diye konuştu.
Yorum yaz