Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu (Rosatom) Genel Müdür Birinci Yardımcısı Kirill Komarov, Soçi'de düzenlenen Uluslararası ATOMEXPO-2024 Forumu kapsamında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Konuşmasında küresel nükleer enerji sektöründeki gelişmelere değinen Komarov, geçen yıl Dubai'de gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi'nde (COP28) iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında 2050'ye kadar küresel nükleer enerji kapasitesinin en az 3 katına çıkarılmasının hedeflendiğini anımsatarak bunun mevcut durumda yaklaşık 370 gigavat olan nükleer kurulu gücün 2050'ye kadar 1000 gigavat seviyelerine ulaşması anlamına geldiğini ve nükleer enerjinin dünya genelinde daha da gelişmesini sağlayacak çok ciddi bir konu olduğunu söyledi.
Rosatom'un NGS ihracatı noktasında yüzde 88 paya sahip olduğunu ifade eden Komarov, dünya genelinde ihracat kapsamında yapımı devam eden 25 ünitenin 22'sinin Rus teknolojisine ait olduğunu dile getirdi.
'Akkuyu'da devreye alma çalışmaları devam ediyor'
Komarov, Sinop'ta yapımı planlanan ikinci NGS projesi için Türkiye ile devam eden müzakerelere ilişkin soruyu da yanıtlayarak, "Bugün gündemimizde Türkiye'deki amiral gemimiz Akkuyu NGS var. Bu proje bizim için çok önemli bir proje. Sorumluluk ve yatırım açısından da çok büyük bir proje" dedi.
Akkuyu NGS'nin 'yap-sahip ol-işlet' modeliyle hayata geçirilen bir proje olduğunu anımsatan Komarov, şunları kaydetti:
Rosatom aynı anda hem teknolojinin sahibi, hem yatırımcısı, hem santralin sahibi, hem de tesisi inşa eden yüklenici olarak hareket etmektedir. Bu nedenle nihai sonuçtan tamamen biz sorumluyuz. Türkiye'de yapmamız gereken ilk şey, santralin hükümetler arası anlaşmamızda belirtilen süre içerisinde inşa edilmesini sağlamaktır. Dört ünitenin de 2028 sonuna kadar tamamlanması gerekmektedir. İlk ünitede şu anda çok yüksek tempoda hazırlık var. Devreye alma çalışmaları devam ediyor. Hepimiz Türkiye elektrik şebekesinde ilk nükleer elektriğin verileceği anı sabırsızlıkla bekliyoruz.
Komarov, Türkiye'nin nükleer enerjideki hedeflerine dikkatini çekerek, "Türkiye ekonomisi iyi düzeyde gelişiyor ve elektrik ihtiyacı her yıl artıyor. Gelecekteki enerji tüketimi artışına ilişkin tahmin ise oldukça etkileyici. Hükümetinizle görüşmelerde de ifade edildiği gibi, 2 veya 3 büyük santralin, belki de 3 büyük ve birçok küçük santrale daha ihtiyacınız var. Bu nedenle, Türkiye'de nükleer enerjinin geliştirilmesine yönelik hedeflerin olması son derece olumlu bir adım" değerlendirmesinde bulundu.
'Akkuyu NGS ile binlerce insan benzersiz bir deneyim kazanıyor'
Rosatom'un Akkuyu NGS projesine ilişkin çalışmalara başladığı 2011'den bu yana edindiği deneyimleri de paylaşan Komarov, "Akkuyu projesi sayesinde çok sayıda Türk şirketi nükleer sanayi için çalışmayı öğrendi. Artık bu şirketler önemli deneyimler elde ettiler, ekipman da üretebiliyorlar. Bu kişiler NGS'lerin inşasında zor işleri de yerine getirebilirler. Bu deneyimleri kaybetmek üzücü olur. Bu benzersiz uzmanlık alanında binlerce insan benzersiz bir deneyim kazanıyor. Akkuyu sahasında çoğu Türk vatandaşı olmak üzere yaklaşık 30 bin kişi çalışıyor" bilgisini paylaştı.
Komarov, Akkuyu NGS projesiyle bugüne kadar kazanılan deneyim ve bilgi birikimin daha fazla kullanılabilmesini istediklerini belirterek, açıklamalarını şu cümlelerle sürdürdü:
Elbette bunun için en iyi yol, Rus teknolojisini kullanarak başka bir santral inşa etmek olacaktır. Sinop'ta Rus teknolojisine dayalı bir projenin hayata geçirilmesi olasılığını Türk hükümetiyle görüşüyoruz. Henüz görüşmelerin ilk aşamasındayız. Dolayısıyla tam olarak nasıl bir model olacağını, tarifenin ve zaman çerçevesinin ne olacağını söylemek için çok erken. Ancak kendi adımıza, biriktirdiğimiz tüm deneyimin ve en önemlisi Türk şirketlerinin ve ortaklarımızın bu projede edindikleri deneyimin bir sonraki NGS'nin inşasına yansıtılmasını sağlamak için her türlü çabayı göstereceğimizi belirtmek isterim.
Komarov konuşmasını, "Bugün Akkuyu NGS projesi çerçevesinde Türk şirketleriyle 5 milyar doların üzerinde sözleşme imzalamış durumdayız. 5 milyar dolar, sadece Türk şirketlerinin Akkuyu için halihazırda yaptığı iş içindir ve bununla bitmeyecektir. Şu anda ilk reaktörü tamamlama aşamasındayız. Dolayısıyla bu rakamlarda da bir büyüme gerçekleşecektir. Biz bu projede kazanılan deneyimin bir sonraki nükleer santralin inşasına yansıtılmasını istiyoruz" ifadeleri ile tamamladı.